ÇOCUĞA KARŞI CİNSEL İSTİSMAR SUÇLARINDA MANİFESTO GİBİ KARAR
Adana'da bir ilkokulun karşısındaki dükkanda oyuncak ve kırtasiye malzemesi satan 37 yaşındaki H.B. hakkında, 1'i erkek 2 öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla 'Çocuğun cinsel istismarı' ve 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesine dava açıldı.
"BABA ŞEFKATİYLE ÖPTÜM"
Mahkemede ifade veren sanık, "Kızın ailesini tanırım. O benim çocuğum gibidir. Baba şefkati ile öptüğüm olmuştur. Ancak herhangi bir şehvet duygusu ile yapmadım. Diğer mağdur da iş yerimde iken kapıyı kapatıp üzerine uzanmadım. Böyle bir şey kesinlikle olmadı. Muhtemelen yanlış anlaşılma olmuştur. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.
Mağdurların babaları da, olaya inanmadıklarını belirterek sanığın çocukları 'baba şefkatiyle' ve 'normal bir şekilde' öptüğünü belirterek H.B.'den şikayetçi olmadı.
Mağdur çocuklar ise olayın duyulmasının ardından Çocuk İzlem Merkezi'nde cumhuriyet savcısı ve avukat gözetiminde, adli görüşmeci uzmanı tarafından verdikleri ifadelerinde, sanığın kendilerine cinsel saldırıda bulunduklarını söylerken, yargılama sürecinde verdikleri ifadelerinde ise bu eylemin 'iyi niyetli' olduğunu düşündüklerini aktardı.
Yapılan yargılama sonucunda, 2 çocuğa cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla yargılanan sanık yerel mahkemede beraat etti.
BERAAT KARARI BOZULDU, 15 YIL CEZA VERİLDİ
İstinaf başvurusu üzerine dosya, cinsel suçlarla ilgili dava incelemelerine bakan Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi'ne geldi. Dosyayı inceleyen Daire, Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin beraat kararını kaldırarak, yeniden yargılama yaptı. Suçlamaları kabul etmeyen sanık, 7. Ceza Dairesi tarafından farklı zamanlarda iş yerine gelen 2 çocuğa cinsel istismarda bulunmaktan toplam 15 yıl hapis cezasına çarptırılarak tutuklandı.
Olayın duyulmasının ardından Çocuk İzlem Merkezi'nde cumhuriyet savcısı ve avukat gözetiminde, adli görüşme uzmanı tarafından alınan beyanlarını kararda esas alan daire, 20 sayfalık manifesto şeklinde bir karar yazdı. Birçok cinsel istismar vakasında ikinci, üçüncü kez alınan mağdur beyanlarının değişebildiği ve çelişkilerin oluşabileceğini belirten Daire, kararında, "Cinsel vakalardaki ayıp ve mahremiyet duygusu, çoğu olayda çocukların ebeveynlerini çocuğa olayı unutturmak ve çevreye karşı da ilerde 'işte o çocuk' dedirtmemek için ifadeyi değiştirme, sanığı affetme, şikayetten vazgeçme ya da baştan beri şikayetçi olmama yoluna giderek olayı kapatmaya çalışmalarına neden olmakta ve bu durum mağdur çocuğun saf ve samimi ifadesini de etkilemektedir. Bu yüzden olayın hemen akabinde sosyal hizmet uzmanları ve müdafi huzurunda alınan beyanlarında yargılama safhasında sapmalar olduğu ancak bu ufak farklılıkların mağdurların etki altında kalmalarından kaynaklandığı vicdani kanaatine varılmıştır. Keza adli görüşme değerlendirme raporunda da mağdurun oldukça korkmuş, tedirgin ve baskı altında olduğu vurgulanmıştır" denildi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun cinsel istismar mağdurlarını korumaya yönelik düzenlemelerine de yer verilen kararda, mağdurların, bilimsel çalışma olan 'Cinsel İstismar Mağduru Çocuk İfadelerinin Ölçüt Bazlı İçerik Analizi'ne (CBCA) göre spontane ifade, suçluyu affetme ve kendi ifadesinde çelişkiye düşme durumlarına maruz kaldığı vurgulandı.
"MAĞDURLARIN ÇELİŞKİLİ İFADELERİ SALDIRININ DOĞAL SONUCU"
Cinsel saldırıya uğrayanların çelişki gibi görülebilecek beyanlarda bulunmalarının ya da olayın önemli bir bölümünü hatırlayamamalarının, saldırının olağan ve beklenen sonuçlarından olduğu vurgulanan kararda, şu görüşlere yer verildi:
Yargılama esnasında belki de geleneksel kalıp yargılarına göre değerlendirme yaparak karar veren savcı ve hakimlerin, bilimsel araştırma ve görüşleri dikkate almaksızın üzerlerinde önemle durduğu ve ifadelerde çelişki gibi görülen bu hususlar, çoğunlukla mağdur aleyhine yorumlanarak suçluların cezasız bırakılmasına, birçok davanın beraat ile sonuçlanmasına yol açmaktadır. İncelenen kararlar ve edinilen bilgi ve tecrübeye göre bunun sebebinin de yaşı küçük mağdur veya tanıkların mahkeme aşamasında beyanlarını değiştirmeleri olduğu görülmüştür. Cinsel istismar olaylarında; mağdur çocuğun samimi ve özgürce verilmiş beyanını en sağlıklı şekilde temin edebilmek için, onu aile ve çevrenin olumsuz baskı ve telkinlerinden uzak tutup soruşturma safhasında Çocuk İzleme Merkezinde güvenli ortamda uzman tarafından beyanlarının alınması gerekmektedir. İddianamenin kabulünden hemen sonra da araya zaman girmeden duruşma yapılmalı; mağdurun uzman tarafından tüm detayları ile alınmış, kayda bağlanmış, etki altında kalmadan önce verdiği samimi ve özgür beyanları ile yetinmek gerekmektedir. Aksi halde bu tür suçlarda araya giren zaman hep sanığın lehine, mağdur çocuğun ise aleyhine işlemektedir. Bu olayda Yargıtay kararları ve bilimsel araştırmalar göz önüne alınarak mağdurların ilk beyanları esas alınmıştır.