Trabzon'da yaşayan Ş.Y. ve Y.Y. çifti, Aile Mahkemesine başvurarak karşılıklı olarak dava açtı. Ş.Y., kocası Y.Y.'nin kendisinin üzerine yürüyüp hakaret ettiğini, akrabasını arayıp "Kapıya koydum alın" ifadelerini kullandığını ve sağlık sorunlarıyla ilgilenmediğini öne sürdü. Y.Y. ise, eşi Ş.Y.'nin birlik görevlerini yerine getirmediğini, ailesi ile görüştüğünde kendisini eve almamakla tehdit ettiğini, "Senin kılığına, çizgilerine tüküreyim" diyerek başkalarının yanında kendisini küçük düşürdüğünü savundu.
YARGITAY KUSURLARI EŞİT BULDU
Yerel mahkeme, erkeğin daha fazla kusurlu olduğuna hükmederek, kadın yararına maddi ve manevi tazminat ödenmesini kararlaştırdı. İlk derece mahkemesinin kararının temyiz edilmesiyle dosya Yargıtay 2. Hukuk Dairesine geldi. Daire heyeti, yaşanan somut olaylarda eşlerin eşit kusurlu olduğuna hükmederek, "Mahkemece erkeğin daha fazla kusurlu olduğunun kabulü ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak kadın yararına koşulları oluşmadığı halde maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir" denildi.
"BU DAVANIN YERİ AİLE MAHKEMESİ DEĞİL"
Öte yandan daire, işten ayrıldığı için kazanç kaybı nedeniyle 5 bin lira tazminat talep eden Ş.Y.'nin talebini de değerlendirdi. Daire heyeti, söz konusu isteğin boşanmanın fer'i niteliğinde olmadığına, bu taleple ilgili Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmek üzere görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna hükmederek, ilk derecenin kararını bozdu.