Vatan'ın haberine göre; İdare Mahkemesi, cezanın iptali istemiyle açılan davada görüntülerin kadının kendi iradesiyle çekildiği ancak "kendi iradesi dışında internet ortamında yayınlanarak aleniyet kazandığı" kanaatine vardı. Buna rağmen, görüntülerin kendi iradesi dışında yayılmış olmasının disiplin yaptırımı uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği görüşünü savunan mahkeme, davanın reddine karar verdi. Karar 1'e karşı 2 üyenin oyuyla alındı. Bir üye, kadın memura sadece kınama cezası verilmesi gerektiğine işaret etti.
Bu kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Danıştay 12. Dairesi'ne geldi. Daire tetkik hakimi de görüntülerin davacının rızasıyla çekilip çekilmediğinin önemli olmadığına dikkat çekerek, görüntülerin davacının iradesi dışında internet ortamında yayınlanarak aleniyet kazandığına dikkat çekti. Bu durumun sadece "sonuçlarını öngörmeyerek dikkatsiz ve özensiz bir hayat sürmek suretiyle hizmet dışında devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak" suçunu oluşturduğuna dikkat çeken tetkik hakim, bu suçun cezasının da en fazla kınama olacağına işaret etti. Daire de oyçokluğuyla yerel idare mahkemesinin kararını yerinde buldu ve temyiz istemini reddetti. Kararda, herhangi bir gerekçe de belirtilmeden yerel mahkeme kararının dayandığı gerekçenin hukuka uygun olduğunun belirtilmesiyle yetinildi.
Danıştay bu kararı Daire Başkanı Çetin Zöngür'ün karşı oyuyla aldı. Başkan Zöngür şunları yazdı: "Dosyadaki mevcut bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, davacının kendi rızasıyla kayıt altına alınan cinsel içerikli görüntüleri sabit ise de görüntülerin kayıt altına alındığı mekânın her ne kadar lojman binası olsa da davacının özel yaşamına ilişkin olması ve soruşturmaya konu görüntülerin davacının idaresi dışında internet ortamından yayınlanarak aleniyet kazandığının anlaşılması karşısında, davacının fiillerinin 'memurluk sıfatıyla bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareket niteliğinde olduğu' sonucuna varılamaz." Başkan Zöngür, bu gerekçeyle çoğunluk kararına katılmadığını bildirdi. Mağdur kadın bu karar üzerine son umut olarak karar düzeltme talebiyle Danıştay'a başvurdu.