Duygusal bağ olmadan annelik mümkün değil! Uzmanlar anne robotlar hakkında SABAH'a konuştu
Çin merkezli Kaiwa Technology şirketi, bir bebeği 9 ay boyunca karnında taşıyıp doğurabilecek ‘anne robot’ geliştirdiklerini duyurmuştu. Uzmanlar konuya ilişkin SABAH’a konuştu. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Nuri Ceydeli, “Teknik olarak bu şu an mümkün görünmüyor.” derken Psikolog Hande Nacar Baş da “Hamilelik sadece biyolojik bir süreç değildir. Aynı zamanda anne ile bebek arasında kurulan duygusal ve biyolojik bağın ilk dönemidir." ifadelerini kullandı.
Çin'de bilim insanları, anne robot geliştirdiklerini duyurdu. Bu robot insan doğumunu en gerçekçi şekilde simüle edebiliyor. Robotun karnında yer alacak yapay rahimde, bebek tüpten aldığı besinlerle büyüyecek ve yapay amniyotik sıvı içinde gelişimini sürdürecek. Dokuz ayın sonunda ise canlı bir bebeğin doğacağı belirtiliyor. Prototipin gelecek yıl yaklaşık 100 bin yuan (yaklaşık 570 bin TL) fiyatla satışa çıkması bekleniyor. Çinli teknoloji şirketi Kaiwa Technology'nin kurucusu Dr. Zhang Qifeng, yapay rahim teknolojisinde sona gelindiğini açıkladı. Zhang, "Teknolojiyi artık robotun karnına yerleştirmemiz gerekiyor, böylece bir insanla robot etkileşime girerek hamilelik süreci gerçekleşebilir." ifadelerini kullandı. Çin'de kısırlık oranı 2007'de yüzde 11,9 iken 2020'de yüzde 18'e yükselmişti. Zhang, anne robotun buna çözüm olabileceğini savunuyor.
TEKNİK OLARAK MÜMKÜN DEĞİL
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Nuri Ceydeli, konuyla ilgili SABAH'A konuştu. Teknik olarak böyle bir şeyin mümkün olmadığını söyleyen Ceydeli, "İş sadece mekanik olarak rahmin bir yerde bulunmasıyla bitmiyor. Rahimde hormonal ve kan yoluyla gelen hücrelerle gelişimi sağlayan pek çok süreç işliyor. Bunları dış ortamda oluşturmak kolay değil. Eğer bu sağlanabilseydi, robotsuz bir şekilde tüp ya da fanus içinde de aynı ortam oluşturularak gebelik elde edilebilirdi." dedi.
ÇOCUK SAHİBİ OLMAK İÇİN DUYGUSAL BAĞ ÇOK ÖNEMLİ
Robotların her sektörde yaygınlaştığını ancak kadın sağlığı alanında bu teknolojinin ciddi bir yer edineceğini düşünmediğini söyleyen Ceydeli, "Çocuk sahibi olmak yalnızca mekanik bir süreç değil, insanların arasında kurduğu duygusal bağ da çok önemli." ifadelerini kullandı.
ÇOCUK SATIN ALINABİLİR HALE GELİR
Ceydeli, sözlerini şöyle tamamladı: "Aksi halde çocuk 'satın alınabilir' bir hale gelebilir. İstediğiniz kriterlere uyan bir çocuğu görüp, parasını verip sahip olmak gibi bir tablo ortaya çıkabilir ki bu pek olası değil. Bu nedenle biraz zamana bırakmak, teknolojinin hangi noktaya geleceğini, doğacak hukuksal, sosyal ve psikolojik sorunların nasıl şekilleneceğini izlemek ve sonra kesin bir yargıya varmak daha doğru olacaktır."
ROBOTLAR DA SEVEBİLİR Mİ?
Konunun psikolojik boyutuyla alakalı SABAH'a değerlendirmelerde bulunan Psikolog Hande Nacar Baş da "Hamilelik sadece biyolojik bir süreç değildir. Aynı zamanda anne ile bebek arasında kurulan duygusal ve biyolojik bağın ilk dönemidir. Bu dönemde hormonlar annenin bebeğe bağlanmasına yardımcı olurken, anne ve bebeğin beden paylaşımı hem bebek için hem de anne için kritik öneme sahiptir. Bebek annenin kalp atışını, sesini, kokusunu bu dönemde hisseder, anneyi tanımaya ve bağlanmaya başlar. Anne adayı ise gebelik boyunca bebeğini hayal eder, onunla konuşur, isim arar... bu bekleme süreci doğum sonrası anne bebek arasındaki kurulan bağı da kuvvetlendirir." ifadelerini kullandı.
TİCARİ SUİSTİMAL RİSKLERİ BARINDIRIYOR
Baş, "Teknolojinin gelişimi ile kısırlık için bir umut oluştursa da bu durum etik açıdan anne-bebek bağına müdahaledir. Bunun yanı sıra kadınların toplumdaki rolü, insan hakları ve çocuk haklarının ihlali, ticari suistimal risklerini de yanında getirebilir. Atlanmaması gereken en kıymetli noktaysa, doğan bebeklerin uzun vadeli psikolojik sonuçlarının bilinmemesidir. Çünkü çocuğun anne karnından ayrı büyümesi, gelecekte psikolojik ve duygusal gelişiminde farklılık yaratabilir." dedi.