Adıyaman'da yaşayan Salihe ve Sadık Çelik çiftinin en küçük çocuğu olan ilköğretim 6'ncı sınıf öğrencisi Hüseyin Nasrullah Çelik doğum günü olan 31 Temmuz'da evine doğum günü pastası alarak geldi. Annesine, "Biraz dolaşıp geleceğim" diyerek evden ayrılan Hüseyin'den saat 11.30'da yapılan cep telefonu görüşmesinden sonra bir daha haber alınamadı. Tüm aramalara rağmen küçük çocuk bulunamayınca aile polise kayıp başvurusunda bulundu. İl Emniyet Müdürü Metin Alper'in talimatıyla özel ekip kuruldu. Küçük çocuğun cep telefonu sinyaline son olarak Hasancık Beldesi Serhatlı Köyü'ndeki Kınıklı Gölü yakınlarında ulaşıldı. Bölgede arama başlatıldı, dalgıç polisler gölette Hüseyin'in izine ulaşmaya çalıştı. Jandarma da drone yardımıyla kırsal bölgede arama tarama faaliyeti yaptı.
3 GÜNDE 3 ŞEHİR DEĞİŞTİRDİ
Bölgedeki kamera kayıtlarında küçük yaşta çocuklara cinsel tacizden sabıka kaydı bulunan Murat Çekik'in izine ulaşan ekipler, şüphelinin peşine düştü. Çekik'in Adıyaman'dan ayrılıp Mardin, Batman ve son olarak Antalya'da olduğu tespit edildi. Antalya Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, şüpheli Murat Çekik'i Konyaaltı sahilinde denizi izlerken yakaladı. Hüseyin'i bıçakla öldürdükten sonra merkeze bağlı Boğazkaya Köyü yakınlarındaki yol kenarına attığını itiraf etti. Bahsedilen yerde 6 bıçak darbesi almış halde cansız bedenine ulaşılan talihsiz çocuk gözyaşlarıyla toprağa verildi. Yakalanan zanlı tutuklandı.
'GÖZÜMÜZDEN SAKINIRDIK'
Ellerinde Hüseyin Nasrullah'ın fotoğrafıyla evde taziyeleri kabul eden anne Salihe ile baba Sadık, yaşadıkları tarifsiz acıyı SABAH'la paylaştı: "Çok sempatik ve güler yüzlüydü. Evimizin en küçüğü olduğu için gözümüzden bile sakınıyorduk. O ise saçına, yüzüne dokunmaya kıyamadığımız yavrumuzu canice bizden, hayattan, sevdiklerinden kopardı. Biz adalete güveniyoruz. Allah'ın izniyle o cani adalet karşısında masum bir çocuğu vahşice öldürmenin hesabını verecek ve hak ettiği cezayı alacak. Bu tarif edilecek bir acı değil. Ciğerimiz yanıyor. Aile olarak acımızın nasıl hafifleyeceğini bilmiyoruz ama tek tesellimiz adalete olan güvenimiz. O cani hak ettiği cezayı aldığında ciğerimizde yanan ateş sönmeyecek ama biraz olsun hafifleyecek. Böyle canilerin güneş yüzü görmemesi lazım. Keşke ülkemizde idam olsa..."
'GÖZLERİNE BAKACAĞIZ'
Kardeşlerinin fotoğraflarına bakarak gözyaşı döken ablası Zeynep ile ağabeyi İbrahim ise şunları söyledi: "Bu vahşeti yapan bir insan olamaz. Çok sevilen, çalışkan ve iyilikseverdi kardeşimiz. Mahkemeye gidip o canin gözlerinin içine bakacağız. İçimizdeki öfkeyi ve içimizden ona söylemek istediklerimizi anlar..."