İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada karar duruşması yapıldı. Sanık Uğur Biroğlu, İstanbul Adliyesindeki duruşmaya cezaevinden görüntülü olarak bağlandı. Mahkeme başkanı, sanığın cezai ehliyetinin tam olduğuna ilişkin Adli Tıp Kurumundan rapor geldiği aktarıldı. Cumhuriyet savcısı, sanığın iki cinayet için ayrı ayrı cezalandırılmasını talep etti.
AFFINI İSTEDİ
Sanık Uğur Biroğlu ise son savunmasında mahkemeye heyetine, "Ellerinizden öpüp affınıza sığınıyorum" dedi. Mahkeme heyeti, annesi Şükran Biroğlu ve üvey kardeşi Mesut Biroğlu'nu öldüren Uğur Biroğlu'nu "kasten öldürme" suçundan iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.
İNDİRİM UYGULANMADI
Heyet, sanığın pişmanlığını dile getirmiş olmasının mahkemeyi etkilemeye yönelik tutum ve davranışlar olarak değerlendirildiğini belirterek, cezada indirim uygulanmadı. İstanbul'un Eyüpsultan İlçesinde 26 Ocak 2021'de polis merkezine giden Uğur Biroğlu, annesini ve üvey kardeşini bıçakladığını söyleyip, kendisini ihbar etmişti.
ELLERİNİ BAĞLAYIP ÖLDÜRDÜ
Esentepe Mahallesi, Parküstü Sokağındaki adrese giden ekipler, evde Biroğlu ve annesi Şükran Biroğlu'nu elleri arkadan bağlı halde ölü bulmuştu. Öldürülen Şükran Biroğlu'nun, bir televizyon kanalındaki yemek yarışmasına katıldığı ve birinci olduğu ortaya çıkmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Uğur Biroğlu'nun "alt veya üst soya karşı canavarla hisle kasten öldürme" suçundan iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenmişti. İddianamede yer otopsi raporunda, Mesut Biroğlu'nun bıçaklanarak, Şükran Biroğlu'nun ise boğularak ve bıçaklanarak öldürüldüğü belirtilmişti.
'SON DERECE SAĞLIKLI BİR İNSANIM'
Sanık Uğur Biroğlu, mahkemede yaptığı ilk savunmasında şunları söylemişti: "Babam yaklaşık 8-9 yıl önce vefat etti. Babam vefat ettikten sonra annem Şükran Biroğlu ile ağabeyim Mesut Biroğlu bana psikolojik baskı uygulamaya başladı. Babam ölmeden önce uyuşturucu madde kullanırdım ancak daha sonra bıraktım. Annem, kardeşlerimden de imza alarak beni akıl hastanesine yatırmak istiyordu. Beni kafalarından toplum dışına itmek ve sağlıksız göstermeyi düşünüyorlardı. Deli olduğumdan söz edip, erkekliğime laf ediyorlardı. Allah'a şükür son derece sağlıklı bir insanım. Rabbime hamdolsun. Kendi hayatlarının kötü olmasından beni sorumlu tutuyorlardı. 2010 yıllarında bir hafta kadar hastanede yatarak psikolojik tedavi gördüm. 2015 yılında ise 15 gün kadar Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde tedavi gördüm. Ne tür bir tanı konduğunu bilmiyorum, daha sonra beni eve gönderdiler. Olay günü elimi yüzümü yıkarken klozette sigara kağıdına sarılmış uyuşturucu madde vardı. Bu maddenin kime ait olduğunu anneme sorunca annem bana 'senden başka uyuşturucu içen mi var' dedi. Bu konuşma sırasında ağabeyim ile annem üzerime yürüdü. Ağabeyim Mesut 'bu eşek bizim yükümüzü çekemiyor, ona korona bulaştıralım' şeklinde söylemlerde bulundu. Bu sırada bende film koptu. Mutfağa gittim ve 2 adet bıçak aldım. Gerisini hatırlamıyorum."