SABAH'ın gündeme getirdiği "Çift DNA (kimerizm)" mağduru 32 yaşındaki anne A.V., hukuk mücadelesini ve yaşadığı mağduriyeti anlattı:
2005'te evlendik. İki yıl sonra tüp bebek yöntemiyle çocuğumuz dünyaya geldi. 5 yıl sonra da bu kez birer yıl arayla, normal yoldan iki çocuğumuz daha oldu. 13 yıl evli kaldık sonra anlaşmalı boşandık. Eşime "İlk çocuk tüp bebek, diğerleri nasıl normal oldu? Çocuklar senden değil mi?" diye imada bulunmuşlar, baskı yapmışlar.
Dedikoduları duyduğumda çok öfkelendim. DNA testi yaptırmayı ben önerdim. Eşim benim ısrarım üzerine soybağı tespit davası açtı. Çocuklar ve babadan kan örnekleri alındı ve Adli Tıp'ta DNA incelemesi yapıldı. Gelen ilk raporla dünyam başıma yıkıldı. Çocuklarımın babalarından olmadıkları yazıyordu.
"Nasıl ispat edebilirim" diye o kadar yol aradım ki... Gerçek ortaya çıkana kadar çocuklarım gayrimeşru olarak görüldü. Öyle çaresiz bir durumdaydım ki, bir an intihar etmeyi bile düşündüm.
Sonra avukat Zeynep Avcı'ya ulaştım. Bana inandı. Rapora itiraz etti.
Adli Tıp bu kez kıl kökü ve ağız içi sürüntü örneği aldı. İlk testteki kan örneğiyle de karşılaştırmışlar. Eşimin, daha önceki ilik nakli nedeniyle birden fazla DNA'sı olduğu tespit edildi. Sonuçta hata anlaşıldı ve gerçek ortaya çıktı. İnşallah bizim davamız vesile olur da başka insanlar mağdur olmaz.