Edirne'de yaşayan 16 yaşındaki lise öğrencisi E. K., 11 Ocak 2005 sabahı okula gitmek üzere evden ayrıldıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamadı. Jandarma ve polisin tüm çabaları sonuçsuz kalınca, dosya "Daimi arama" kaydıyla rafa kaldırıldı.
Bu tarihten 8 yıl sonra polise başvuran Süleyman Akarçay (28), E. K. ile sevgili olduklarını ve kaybolduğu 11 Ocak'tan birkaç gün önce ormanlık bir alana gidip birlikte olduklarını anlattı. Ancak bu sırada Çiftçi Malları Koruma Kurulu'nda bekçi olarak görev yapan Faruk Kosva'nın (40), kendisini burada gördüğünü, kimlik ve telefon bilgilerini aldığını, isteklerini yerine getirmesi konusunda tehdit ve şantajda bulunduğunu söyledi.
"KIZI AL, AYNI YERE GEL"
Kosva'nın, olay günü ise kız arkadaşını da alıp, aynı yere gitmelerini istediğini iddia eden Akarçay, genç kızı elinde silahla kendisiyle birlikte olmaya zorladığın öne sürdü. Bu sırada Kosva'nın elindeki silahın patladığını ve karnından vurulan genç kızın öldüğünü anlatan Akarçay, cesedi ayağına taş bağlayarak Meriç Nehrine attıklarını da söyledi. Kosva suçlamaları kabul etmezken, ikilinin olayın meydana geldiği günlerde telefonla görüştükleri belirlendi. Nehirde yapılan aramalarda ise ceset bulunamadı. Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada, iki sanıkta müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Ancak bu karar temyiz aşamasında bozuldu.
İKİNCİ KEZ MÜEBBET
Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden görülen davada, Cumhuriyet Savcısı tarafından verilen mütalaada Faruk Kosva'nın, "Kasten adam öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "Nitelikli cinsel istismar" suçundan da ilgili yasa maddeleri gereği cezalandırılmasını, Süleyman Akarcay'ın ise "Kasten adam öldürme suçundan beraatını, "Nitelikli cinsel istismar" suçundan ise ilgili yasa maddelerine göre hapisle cezalandırılmasını istedi. Mahkeme suçlamaları kabul etmediğini söyleyen Kosva'yı önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Ardından iyi halden müebbet hapse indirdi. Süleyman Akarçay ise "Kasten adam öldürmek" suçundan beraat ederken, "On beş yaşını bitiren bir kimsenin cebir ve şiddet veya tehdit kullanmak suretiyle ırzına geçme" suçundan 7 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu ceza ise iyi hal ve diğer indirimlerle, 4 yıl 10 ay hapse düşürüldü.