Rafet Tatlı... Doğup büyüdüğü Aydın'dan İstanbul Eyüpsultan'a göç etmiş yıllar önce. Her sabah gün ağarmadan Eyüp Sultan Camii'ne gider, sabah namazını kılarmış cemaatle birlikte. Bundan tam 30 yıl önce de her sabah yaptığı gibi Eyüp Sultan Camii'nde ibadetini tamamlayıp cami avlusuna çıkmış. Miyav seslerinin yankılandığı avluda kedileri görmüş, marketten aldığı birkaç dilim salamla karınlarını doyurmuş. 73 yaşındaki Rafet Amca, o günden bu yana sokak hayvanlarına adamış hayatını. Onun şefkatini gören cami cemaati topladıkları bağışlarla araba hediye etmiş Rafet Amca'ya 20 sene önce. Rafet Amca da minik arabasıyla İstanbul'un her köşesine kimsesiz patiler için yardım ulaştırmaya başlamış.
HER ŞEY SABAH NAMAZIYLA BAŞLADI
30 yıllık hayır yolculuğunu SABAH'a anlatan Rafet Tatlı, "Her şey sabah namazıyla başladı. 30 yıl önceydi... İbadetimi yapmak için Eyüp Sultan Camii'ne gittim, kedi sesleri arasında secdeye eğildim. Namazı tamamladıktan sonra avluda kedileri aramaya başladım. Karınları çok aç gibiydi, marketten birkaç dilim salam alıp verdim. Yemeklerini bitirdikten sonra tıpkı teşekkür eder gibi etrafımda dolanmaya başladılar. O gün bugündür elimden geldiğince onlara bakmaya çalışıyorum" dedi.
"ARTIK YEMEKLERLE BESLİYORUM"
Tatlı; "İstanbul'da özellikle de ormanlık bölgelerde terk edilmiş çok kedi köpek var. Hepsini beslemek çok zor oluyor. Ben de fabrikalarla, yemekhanelerle konuşuyorum. Arta kalan yiyecekleri toplayıp cami cemaatinin bağışladığı arabayla besleme yapıyorum. Su tankerleri koyup su ihtiyaçlarını karşılıyorum. Bana eski Eyüpsultan Valisi Osman Kaymak da çok yardımcı oluyordu." şeklinde konuştu.
"HAYVANLAR İÇİN AMELİYAT OLAMIYORUM"
Artık yaşlandığını belirten Tatlı; "Dizlerimde kireçlenme var. Doktorlar ameliyat olman gerekiyor diyor ama ben ameliyat olamıyorum. Eğer ameliyat olursam 2 ay evde yatmam gerekecek. Ameliyat olmam demek onlardan uzak kalmam demek. Onlar aç kalırsa ben nasıl tok yatarım."
Haber çalışmamız için Rafet Dede ile bir araya geldiğimizde arabasının içerisinde beyaz renkli, bitkin halde bir kedi vardı. Kedinin akıbetini sorduğumuzda "Yolda çöp kenarına atılmış bir poşetin içindeydi. Miyavlıyordu. Sesi duyup onu poşetten çıkardım. Veterinere teslim edeceğim. Ben görmeseydim son nefesini verirdi" yanıtını aldık.