Türk düşünce ve fikir dünyasının sembol şahsiyetlerinden olan ve 'Şairlerin Sultanı' unvanıyla bilinen Necip Fazıl Kısakürek'in vefatının üzerinden 41 yıl geçti. Ömrünü İslam davasına adayan Kısakürek, idealleri ve savunduğu değerlerle milletin gönlünde yaşamaya devam ediyor.
Çağlar ötesi bir şair: Necip Fazıl Kısakürek
BÜYÜK ŞAİR, FİKİR ADAMI
Kaleme aldığı her biri külliyat çapındaki eserlerle Türk milletine fikir aşılayan ve istikamet çizen Necip Fazıl Kısakürek, kaleminden hakikat damlayan bir fikir ve aksiyon adamıydı.
Necip Fazıl Kısakürek, 26 Mayıs 1904'te İstanbul Çemberlitaş'ta dünyaya geldi. İlk eğitimlerini "Terbiyemi borçluyum" dediği dönemin hakimlerinden büyükbabası Maraşlı Kısakürekzade Mehmet Hilmi Bey'den aldı. 5-6 yaşlarında okumayı öğrenen ve gazeteleri okuyarak çevresine anlatan Kısakürek, büyükannesi Zafer Hanım'ın da etkisiyle roman ile tanıştı. Üstad'ın tasavufla ilk teması da edebiyat hocası İbrahim Aşki Bey'in kendisine verdiği "Semarat-ül Fuat" ve "Divan-ı Şah-ı Nakşibend" eserleriyle gerçekleşti.
SORBONNE'DA EĞİTİM GÖRDÜ
Maarif Vekaleti'nin 1924'te açtığı sınavı kazanan Üstad Necip Fazıl, Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla 20 yaşında Paris Sorbonne Üniversitesi'ne gitti ve bir sene sonra İstanbul'a dönerek ilk şiir kitabı "Örümcek Ağı"nı çıkardı. Ünlü "Kaldırımlar" eserini 1928'de yayımlayan şairin bu eseri okurun büyük ilgisini ve hayranlığını kazandı. Kısakürek hakkında kullanılan "Bir mısrası bir millete şeref vermeye yeter", "Şimdiye kadar gelen şairlerin en büyüğü" gibi ifadeler de bu dönemde yoğunlaşmaya başladı.
ESERLERİYLE ÇIĞIR AÇTI
"Bir Adam Yaratmak" eseri ise olay örgüsü ve diyalogların derinliği bakımından herkes tarafından büyük ilgi gördü ve kendisinin "Türk Shakespeare'i" olarak anılmasının yolunu da açtı. Kısakürek, Fatma Neslihan Baban ile 1941'de evlendi ve Mehmed, Ömer, Ayşe, Osman ve Zeynep isimli çocukları dünyaya geldi.
Hayatının birçok döneminde cezaevine giren Kısakürek, kendisiyle özdeşleşen ve pek çok entekeltüel ismin yer aldığı Büyük Doğu Dergisi'ni 512 sayıya ulaştırdı. Yaklaşık 80 yıllık ömrüne birçok gazete ve dergide sayısız yazı, "Ağaç", "Rapor" ve "Büyük Doğu" adlarıyla çıkardığı dergi, düzineleri aşan konferans ve hitabenin yanı sıra 70 eser sığdıran Üstad, şeker hastalığı sebebiyle Erenköy'deki evinde 25 Mayıs 1983'te vefat etti. Cenaze namazı, Türkiye'nin her tarafından binlerce gencin katılımıyla Fatih Camii'nde kılınan Kısakürek'in naaşı omuzlarda taşınarak Eyüp Sultan Mezarlığı'nda toprağa verildi.
'BU ÜLKE YENİ NECİP FAZILLAR ÇIKARACAKTIR'
SABAH'a açıklamalarda bulunan Necip Fazıl'ın talebesi, aynı zamanda eğitimci ve yazar olan Muazaffer Doğan, "Üstad Necip Fazıl devamlı hakikati söyleyen ve davasından bir milim sapmayan bir şahsiyetti. Onun gibi bir isim çok az yetişir. Ben bu ülkenin yeni Necip Fazıllar çıkaracağına inanıyorum. Necip Fazıl'ı tanımak, onun eserlerini okumaktan geçer. O olmadan Türk düşünce tarihi eksik kalır. Necip Fazıl, gençliğin, irfan sahibi, güçlü bir iradeye sahip, düşünen ve kararlı olmasını isterdi" ifadelerini kullandı.