Asrın felaketinden etkilenen Adıyaman'da Eğriçayır Parkı'nda kurulan çadırlarının başında yakılan ateş etrafından ısınan çocuklardan 5. sınıf öğrencisi Mustafa Uyanık (11), burada zamanın kendisi ise çok hızlı geçtiğini söylüyor.
İnsanları iyileştirmek ve onların mutlu olmalarını istediği için doktor olmak istediğini belirten Uyanık'ın depreme iki katlı evlerinde yıkılmış. Uyanık "Ev yıkılır mı aileme bir şey olur mu diye çok korktum. Bizim evimizde bir kolon patlamış ve merdiven yıkılmış. Abimin üstüne tuğla düşecekti, annem çekti yoksa tuğlanın altında kalacaktı. Aynı salıncak gibi sallandık. Evleri yapanların daha sağlam evler yapmalarını istiyorum" diyor.
BURAYA HER ŞEY FAZLASI İLE GELİYOR
Mustafa'nın ablası Merve (15) ise posta yürüyüşü sporcusu. En büyük hedefi ise milli olup Türkiye'yi en yükseğe çıkartmak. Merve Uyanık; "Burası benim hemen hemen her gün gelip antrenmanlarımı yaptığım pist. Bir gün buraya böyle geleceğimi ummuyordum. Adıyaman'ın büyük bölümü gitti. Neyin ne olacağı belli değil. İstanbul, Ankara, İzmir... Türkiye'nin her yerinden buraya her şey fazlası ile geliyor. Her şey biraz karışık gibi... Gönüllü olarak birçok kişi geldi. Allah hepsinden razı olsun. Ailelerini çoluk çocuklarını bırakıp geliyorlar. Çok teşekkür ediyoruz" diye konuştu.
"TRAKTÖR OLMASA BİZ DE SAĞ ÇIKAMAZDIK"
Anneannesinin ameliyatı için Malatya'dan dayısının yanına geldiklerini ve depreme yakalandıklarını söyleyen Habib Daş (16) ise şunları söylüyor: "Ben böyle şeylerden fazla korkmam. Sadece annem için korkuyorum. Anneannem ameliyat olacağı için dayımın yanına gelmiştik. Evde 8 kişiydik. Kuzenim, yengem ve nenem çıkamadı. Bizim bina 5 katlı bir bina. Altında tarım market vardı. Biz en üstteydik. Alttan kimse çıkmadı. Evin önünde traktör vardı. Kolonla traktör arasında kaldık. Traktör olmasaydı bizde sağ çıkmazdık."
MİMAR YA DA İNŞAAT MÜHENDİSİ OLARAK ' O' SORUMLULUĞU ÜSTÜME ALMAK İSTEMEM
Oturdukları binan sağlam olduğunu ancak depremin biraz daha sürmesi durumunda yıkılabileceğini ifade eden Efe Erdem (14): "Okullara baktığımda çatlak bile yok. Sağlam bina yapılması konusunda bunlardan ders çıkarmalılar. Mimar ya da inşaat mühendisi olmak istemem. Böyle bir sorumluluk almak istemem. Ben makine mühendisi olmak istiyorum. Arkadaşlarım şu an farklı illere gidiyorlar. Biz de Malatya'ya ya da Aydın'a gidebiliriz." diyor.
ÖNCE KAR SONRA YAĞMUR VE DPREM...
Fatoş Bilgiç (25) ise şunları aktarıyor: "O gece arkadaşımdaydım. Depremden sonra aşağıya indim. Hava buz gibiydi, kar yağmura çevirdi. Önceden karı çekip resimleri birbirimize atıyorduk. Sonra yağmur ve deprem. Geceyi dışarda geçirdik. Sonra çadıra yönlendirildik. Bir sürü yardım geldi. Gerçekten çok geldi. Hepsinden Allah razı olsun. Normal hayatta bana birisi çadıra gireceğimi söyleseydi, inanmazdım. İnsan başına gelmeden bilmiyor. Bu saatten sonra eve bile giremem. Farklı bir yer olursa belki seni rahatlatabilir"