Deprem bilimcileri fayların verebileceği maksimum büyüklüğün ise sekiz olacağını söylüyor. Ayrıca yine uzmanlara göre tehlike Marmara Denizi içerisinde bekleniyor fakat İstanbul'un önemli tehlikelerinden bir tanesi de yüksek binalar. Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Marmara depremi ile ilgili kritik uyarılarda bulundu. İşte kritik açıklamaya dair dikkat çeken detaylar...
SON DAKİKA | MARMARA DEPREMİ MİLYONLARCA KİŞİYİ ETKİLEYECEK
Mega kentte kentsel dönüşüm ile eski binalar yıkılıyor daha modern binalar yapılıyor ancak genel tabloya bakıldığı zaman İstanbul olası bir deprem için henüz hazır değil. Hatta modern yapılan binaların güçsüz zeminleri ile yeni binaların dahi yıkılması söz konusu. Beklenen büyük Marmara depremi ile ilgili uzmanlar tarihsel süreçlerden yola çıkarak Kocaeli depreminden daha büyük olma olasılığı var ve 7.7'ye kadar çıkabileceğini ifade ediyor bununla birlikte Kocaeli depremi 7.4 olarak kabul edildiğinde -onun 2.8 katı - neredeyse 3 kat daha büyük bir enerjiye sahip olacağını belirtiyor. Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı ve Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Marmara depremi ile ilgili detayları SABAH'a anlattı.
"İSTANBUL'UN DEPREM TARİHÇESİ SABIKALI"
İstanbul'un deprem tarihçesinin sabıkalı olduğunu belirten, Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı ve Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şükrü Ersoy, deprem giderek yaklaştığını ifade eden sözlerine şöyle devam etti: "1999 depreminden sonra otuz yıl biçilmişti ve bunun yirmi bir yılı geçti. Teorik olarak çok yaklaştığımızı gösterir. Deprem hemen de olabilir ama çok uzun zamanlara yayılmayabilir çünkü İstanbul'un deprem tarihçesi çok sabıkalı. İstanbul'da her elli yılda bir, yedi üzerinde deprem oluyor. Marmara denizindeki depremlerin şöyle bir karakteri var bir sene içerisinde 7'den büyük iki deprem art arda olabiliyor. Burası hakikaten deprem açısından tehlikeli bir yer ve yedi üzerinde bir deprem olabilir".
MARMARA DEPREMİ HER GEÇEN GÜN YAKLAŞIYOR
Marmara bölgesindeki depremin öncelikle Marmara bölgesinde her yeri etkileyeceğini belirten Ersoy, bölgede milyonlarca kişinin yaşadığını hatırlatarak şunları söyledi: "En az 28 milyon insanın yaşadığı bir bölge, milyonlarca konut var ve bunların hepsi büyük bir depremde etkilenir ayrıca buna sadece İstanbul olarak bakmamak gerekiyor. İstanbul'u yoğunluk açısından ele alıyoruz ama tüm Marmara'yı etkiler ve bu deprem Bursa, Edirne, Tekirdağ'ı da etkiler. Hatırlayalım Kocaeli depremi İstanbul'u yıktı ve 120 km ilerideydi ama şimdi beklediğimiz deprem 50 km bile yok".
YÜKSEK BİNALARDA OTURANLAR DİKKAT!
Ersoy, sekiz, on yıl içerisinde Marmara çevresinde büyük bir deprem olacaktır demek bence önemli bir tespit ve bu süreyi hiç boş geçirmemek gerekiyor diyerek sözlerine şöyle devam etti: "Biz tehlikeyi Marmara denizi içerisinde bekliyoruz fakat İstanbul'un önemli tehlikelerinden bir tanesi de yüksek binalar. Özellikle alüvyon gibi dere yatakları üzerine kurulu yüksek binalar sadece Marmara depreminden değil uzak depremlerden de etkilenebilir.
Yani Bursa'daki, Eskişehir'deki veya çok uzaktaki bir deprem İstanbul'daki yüksek binaların eğer zemini çürük ise 2020 yılında İzmir depremi gibi betonarme modern yapıları etkileyebilir ve yıkımlar yaşanabilir. Bu da hiç konuşmadığımız tehlikelerden bir tanesi. Biz 1999 depreminden sonra çok uyuduk karar vermekte çok geç kaldık ve müteahhit ile vatandaş arasında devletin hakemlik görevi görmesi gerekiyor. Çürük yapıların bir şekilde yıkılarak yeniden yapılması veya güçlendirilmesi gerek, bunun başka yolu yok. Aslında depremde en güvenli yerler evlerin içidir ama bunlar sağlam evlerdir. Büyük bir depremden sonra artçılar bir yıl devam edecek. Türkiye'nin en sağlam yerinde yapılar yapmışsınız geçmişte etkilenmiş. Şimdi daha çürük zeminler üzerinde yapı stokları var gelecekte elbette daha fazla etkileneceğiz".
"MARMARA DEPREMİ KITALAR ARASI SORUNA NEDEN OLABİLİR"
Prof. Dr. Şükrü Ersoy şunları ifade etti "İstanbul depremi, Türkiye'nin sorunu değil bu kıtalar arası bir sorun yaratabilir ve bizim bunu milli güvenlik sorunu gibi ele almamız gerekiyor. İstanbul kıtalar arası önemli bir tedarik köprüsü, bu köprünün zincirini kırarsanız bunu tekrar toparlamak çok zor olabilir. Deprem sadece bir olay ama sonuçlarını düşündüğümüz zaman ürkütücü bir tablo var. Normal şartlar altında bir yapı mühendislik görmüş ise hasar görür ama yıkılmaz ve insanlar ölmez. 4 milyon konuttan bahsediyoruz ve çok ciddi kısmı yıkılırsa milyonlarca insan sokakta olacak. Bunların barınması, yemesi, güvenliği ve tedavisini yapacaksın. Buna hangi devletin gücü dayanır? Türkiye, teknik ve ekonomik olarak güçlü bir ülke ancak şu çağda güvenli binalar yaptığımız ancak insanların ölüm ve yaralanma sayılarını azaltabiliriz. Ülke olarak bunu yapmaya muktediriz".
İSTANBUL'UN HANGİ BÖLGELERİ DEPREME DAYANIKLI?
Prof. Dr. Şükrü Ersoy çok sadeleştirilmiş jeoloji haritası üzerinde İstanbul bölgesini şu şekilde ifade etti: " "Kahve renkli verev çizgili kısımlar 1. jeolojik zamana ait İstanbul'un sert ve kayalık zeminleridir kısacası genelde sağlam zeminlerdir. Sarı zeminler ise daha genç kısmen kayalaşmış, kısmen de yumuşak, gevşek zeminler ve bu sarı kısımlardaki zemin depreme daha duyarlı olduklarından üzerindeki yapılar depremden nispeten daha fazla etkilenirler eğer yapı zemine uygun olarak inşa edilmişse sorun olmaz. Kuzeydeki yeşil renkli zeminler de sarı zeminlerden nispeten daha iyi olmakla birlikte yer yer sorunludur fakat bu bölgedeki yerleşim alanları depreme uzak bölgede kalmaktadır. Büyükçekmece gölü kuzeyindeki kırmızı zeminler metamorfik kayaçlardan oluşmaktadır genellikle sağlam ve kayalaşmış zemindir. Gri kısımlar ise jeolojik olarak en genç zeminler olup, genellikle dere yataklarındaki alüvyon gevşek zeminlerden oluşur en sorunlu zeminlerdir."