Buruc Suresi, Kur'an-ı Kerim'in seksen beşinci suresidir. Mekke döneminin ortalarında nazil olmuştur. Müşriklerin müminleri işkence etmeye başlamaları üzerine inmiştir. Yirmi iki ayetten oluşmuş ve adını birinci ayette yer alan ''buruc'' kelimesinden almıştır. Bu kelime ''açık seçik şey'' anlamına gelmektedir. Temel olarak, inkar edenlerin inananlara yaptıkları işkencelerden bahsedilmiş, müminlerin ise inançları uğrunda bunlara karşı gösterdiği sabıra değinilmiştir. Buruc Suresi Türkçe anlamı, Arapça okunuşu günümüzde sıkça araştırılan konulardandır. İşte, Buruc Suresi okunuşu, anlamı, meali, fazileti ve tefsiri…
Buruc Suresi Konusu Nedir?
Buruc Suresi, Mekke döneminde nazil olan surelerden birisidir. Müslüman âlemi için mühim bir yere sahip olmakla beraber içeriğinde çok önemli bilgiler yer almaktadır. Surede temel olarak, inkârcıların, inançlı müminlere karşı yaptıkları işkenceler konu edinilmiştir. Müminlerin bu işkencelere rağmen inançları uğruna gösterdiği dirayete vurgu yapılmıştır. Müşriklerin ahiretteki kötü sonları ve inananların mutlu sonlarına yer verilmiştir.
Buruc Suresinde ayrıca Allah'ın bazı sıfatları da yer almaktadır. Bu sıfatlar hakkında kısa açıklamalar bulunur.
Buruc Suresi Nuzül
Buruc Suresi, Mekke döneminde nazil olan bir suredir. Mushaftaki sıralamaya göre seksen beşinci sure olma özelliğini taşırken, iniş sırasına göre ise yirmi yedinci suredir. Şems Suresinden sonra, Tin suresinden önce müşriklerin müminlere yaptıkları işkenceler esnasında nazil olmuştur.
Buruc Suresi Fazileti
Buruc Suresi faziletleri hakkında hadis kaynaklarında pek fazla bilgi bulunmamaktadır. İslam Ansiklopedisi'nde yer alan bilgilere göre bazı kaynaklarda aşağıdaki bilgiler yer almaktadır.
Sûrenin faziletiyle ilgili olarak Sa'lebî ve Vâhidî gibi bazı müfessirlerce Ubey b. Kâ'b'dan rivayet edilen ve bazı tefsirlerde (meselâ bk. Zemahşerî, IV, 733) yer alan, "Kim Burûc sûresini okursa Allah ona dünya hayatındaki cuma ve arefe günleri sayısının on katı ecir verir" meâlindeki hadisin mevzû olduğu kabul edilmiştir (Zerkeşî, I, 432).
Burcu Suresi Tefsiri
Sayısız galaksileriyle gökyüzü, yüce yaratanın sonsuz kudretini ortaya koyan canlı ve kevnî bir alâmettir (âyet). Bu kudretin akıllara durgunluk verecek boyutta dile geldiği yer olduğu için sûre burçlarla dolu olan semaya yemin ile başlar; vaad edilen kıyamet gününe, o günde her şeyi açık seçik görecek olanlara ve onların gözleri önünde cereyan edecek şeylere ant ile (âyet 1-3) giriş bölümünü tamamlar. Bazı müfessirlerin ifade ettiği gibi ilk âyette sözü edilen burçları yalnızca ay yörüngesi üzerindeki on iki burçtan ibaret göstermek, âyetin geniş ve şümullü mânasını daraltmak ve sınırlamak olur. Çünkü gökyüzünün bu özelliğiyle yemin konusu olması, onda dile getirilmek istenen ilâhî kudret sebebiyledir.
Bundan sonraki âyetler, hiçbir suç işlemedikleri halde yalnızca Allah'a inandıkları için ashâbü'l-uhdûd tarafından kendilerine zulmedilen, işkenceye uğrayan, ateşle dolu hendeklere atılıp diri diri yakılan iman ehlinin hazin durumunu dile getirir. Ancak Allah bu işkence ve zulmü yapanların hepsine tevbe etmedikleri takdirde hak ettikleri cezayı verecektir. Allah, uğrunda sıkıntı çekenlerin ise öcünü alacak ve onları cennetlerine koyacaktır. Asıl büyük ve ebedî kurtuluş da budur (âyet 4-11). Sûrede bundan sonra Allah'ın üstün kudretine, küfürde ısrar edenlere karşı çetin yakalamasına ve onları ansızın kuşatacağına dikkat çekilmiş, bunun yanında bağışlayıcı olduğu da hatırlatılmış, güçlerine güvenip müminlere zulmeden Firavun ve Semûd kavmi nasıl ayakta kalamayıp helâk olmuşsa onların izinden gidenleri de aynı sonucun beklediğine işaret edilmiştir (âyet 12-18). Sûre inananlara müjde veren, kâfirleri de kötü sonla tehdit eden âyetlerden sonra Kur'ân-ı Kerîm'in yüceliğini, ebedî ve değişmez özelliğini vurgulayan bir hükümle son bulur (âyet 19-22).
Ezberlemek İsteyenler İçin Diğer Sureler Şöyle;