1976'da Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nden mezun olan Adile Özdağ, 1979'da başladığı eczacılıkta 1994'te Akmerkez içinde açtığı Akmerkez Eczanesi ile yeni bir anlayışın öncüsü oldu. Eczacılıkta 45 yılı dolduran ve bugün Akmerkez Eczanesi olarak 30'uncu yılını kutlayan Adile Özdağ, aynı zamanda liderlerin, yazarların, sanat, siyaset, spor ve iş dünyasından önemli isimlerin eczacısı haline geldi. 1994'te Akmerkez'in açılmasıyla birlikte dönemin ekonomik şartlarında büyük bir risk alarak Türkiye'nin alışveriş merkezi içinde ilk eczanesini açan Adile Özdağ, eczacılığın sadece ilaç satmak olmadığını, eczanelerin aynı zamanda koruyucu sağlık alanı olduğu yaklaşımını Türkiye'ye kazandırdı. 1994'ten bu yana Aliya İzzetbegoviç'in eşi Halide İzzetbegoviç'ten eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın çocuklarına, Eski Başbakan Mesut Yılmaz ile eşi Berna Yılmaz'dan Libya'nın devrik lideri Kaddafi ailesinin fertlerine, usta yazar Yaşar Kemal'den Türk Cumhuriyetleri ve Ortadoğu ülkelerinin yöneticilerine kadar Türkiye'nin siyaset, sanat, iş dünyası ve spor camiasından isimlere hizmet veren Adile Özdağ, aynı zamanda 'ünlülerin eczacısı' olarak hafızalarda yer edindi.
ÇALKANTILI YILLARDAN PARLAYAN YILDIZA
14 Mayıs Bilimsel Eczacılık Günü'nde SABAH'a konuşan Adile Özdağ, geçmişten günümüze yaşadıklarını anlattı. Türkiye'nin çalkantılı yıllarında eczacılığa başladığını aktaran Özdağ, "Bağlarbaşı'nda 1979'un sonlarında çok zor bir dönemde Türkiye'de ilaçların olmadığı bir dönemde eczacılığa başladım. Orada eczacılığı kendi kendime deneyimleyerek öğrenmeye çalıştım. Bunun akabinde Cemil Topuzlu Caddesi'nde Cemil Topuzlu Eczanesi'ne geçtim. Orada da merhum Turgut Özal'ın ithalat dönemiydi. Türkiye çok fazla yeni ürünle tanıştı. Ben orada kendimi iyice geliştirdim. Ailemin bir kısmının yaşadığı İngiltere'den çok feyz aldım. İngiltere, Almanya ve Fransa'yı gezerek bilgi birikimimi artırdım. Akmerkez'e gelince çok riskli bir dönemdi. Büyük çabalarla ve büyük risk alarak başladım. Başka yerde verdiğim kiranın 20 misli bir parayı burada kira veriyordum. Ayrıca eczacılığın alışık olmadığı bir şeyi yapıyordum. Çevresinde hastane klinik, sağlık merkezinin olmayan bir alışveriş merkezine geldim. Ben buraya gelirken az miktarda olan paramın bir kısmıyla fizibilite raporu hazırlattım ve kendimi ona göre planladım. 80 metrekarelik bir eczaneyle başladık. Küçük bir ekibimiz vardı" dedi.
ÜNLÜ İSİMLERİN CEZACISI OLDU
Akmerkez'in bir cazibe merkezi olmasıyla önemli bir atılım gerçekleştiren Adile Özdağ, "Burası muazzam bir yaşam merkezi oldu. Ortadoğu'nun Avrupa'nın bir bölümünün çekim merkeziydi. Balkanlar, Türk Cumhuriyetleri, Ortadoğu ülkelerinin başkanları, cumhurbaşkanları, onların çocukları, başbakanları, onların eşleri hepsi bizim müşterimiz oldu. O yıllarda Türkiye'ye gelen isimler bizim müşterimiz oldu. Çünkü eczanemizdeki Avrupai bir ürün portföyü vardı. Türkiye'de magazinde, iş dünyasında ve siyasette gördüğünüz herkes de yine bizim müşterimiz oldu. Biz bunu müşteriden öteye taşıyıp onlarla dost olduk. Yaşar Kemal bizim müşterimizdi. Mesut Yılmaz eşi Berna Hanım bizim sıkı dostumuzdu. Özal'ın çocukları hâlâ dostlarımızdır. Siyaset dünyasında bakanlar, popüler hekimlerin yüzde 80'i bizim müşterimizdir. Spor dünyasından önemli isimler bizim müşterimizdir. Neslişah Sultan bizim eczanemizde kahve sohbetleri yaptığımız sevdiğimiz isimlerden biriydi" açıklamasında bulundu.
KORUYUCU SAĞLIK KAVRAMINI TÜRKİYE İLE TANIŞTIRDI
Eczacılıkta önemli kavramları Türkiye'nin gündemine getiren Adile Özdağ, "Burada bir eczane satış noktası değil burası bir dostluk ve çözüm noktasıdır. Burası bütüncül sağlığa hizmet ediyor. Biz insanları hastalanmadan buraya davet ediyoruz. Burası aynı zamanda koruyucu sağlık alanıdır. Ben, koruyucu sağlık kavramını Türkiye'de ilk ortaya koyan kişiyim. Ben gıda takviyelerini ve sağlıklı yaşam desteklerini eczaneye sokan ilk kişiyim. Tedavi değeri olan kozmetik ürünlerini de yine ben eczaneye soktum. Burası iyilik, sağlık ve güzellik merkezidir. Burada hep eczacı çalışır. 15 yıl ve üstü olan var, 25 yıla yaklaşan var. Burada bir mottomuz var; herkes buradan mutlu çıkacak. Burası aynı zamanda danışmanlık hizmeti veren bir yer. Biz yapabildiğimizi yapıyoruz, yapamadığımızda ise doğru alanlara yönlendiriyoruz. Zaten eczacılık budur. Eczacılık raftan ilaç alıp vermek değildir. Biz sağlık danışmanıyız. Hangi hastaneye gitmeniz gerektiğini, hangi hekimin sizin derdinize çare olacağını biz tavsiye olarak veriyoruz. Bizim markalaşmamızdaki en önemli neden budur" dedi.
GENÇ ECZACILARA ÖNERİLER
Tıp dünyasının dolayısıyla eczacılığın sürekli değişen bir alan olduğuna dikkat çeken Özdağ, yeni eczacılara önemli tavsiyelerde bulundu. Özdağ, "Tıp değişken çok değişken olduğu için ömür boyu öğreten ve öğrenen durumundayız. Yoksa mezun olduğunuz bilgilerle bir yere varamazsınız. Genç eczacı çalıştırdığımız zaman bilgi alışverişimiz çok yüksek oluyor. Biz onları tecrübe ile besliyoruz, onlar da yeni bilgiyle bizi güncelliyorlar. Aramızda böyle bir alışveriş var. Yeni eczacılara şunu söylemek istiyorum; eczaneyi sadece ticarethane olarak görmesinler. Bilgilerini sürekli tazelesinler ve paylaşsınlar. İnsanları iyi dinlesinler ve onlarla doğru bilgiyi paylaşsınlar. Çözüm noktası olsunlar ve yeni eczacılara da yol göstersinler" diye konuştu.