Olaydan 4 gün sonra polise giderek teslim olan ve halen tutuklu bulunan Anıl Songürer'in olay günü sulama kanalında arama kurtarma çalışmalarına katıldığı daha sonra aileye taziye ziyaretinde bulunarak başsağlığında bulunduğu ortaya çıktı. Tek evladını cinayete kurban veren acılı anne Songül Kılıç, "Polis olacaktı. Bana, 'Anne ben çalışıp, seni çalıştırmamak için okuyacağım. Polis olacağım' diyordu. Onsuz ne saat geçiyor ne de gün geçiyor. Berat'ım öldüğü gün gülmeyi unuttum. Katil, gün yüzü görmesin" diyerek gözyaşlarına boğuldu.
KURTARMA ÇALIŞMALARINA KATILDI
Görücü usulü evlenen 33 yaşındaki Songül Kılıç, Berat Coşan Göl'ü (9) dünyaya getirdi. Genç kadın 2 yıl önce eşinden boşanarak oğlunu da yanına alıp annesi Ayşe Kılıç'ın yanına yerleşti. Songül Kılıç, Organize Sanayi Bölgesi'ndeki bir restoranda bulaşıkçı olarak işe başladı. Küçük Berat Coşan Göl, 21 Haziran'da merkez Yüreğir ilçesi Yenidoğan Mahallesi'ndeki evinden üst kat komşuları olan Anıl Songürer'le birlikte serinlemek maksadıyla DSİ'ye ait sulama kanalına gitti. Suya giren küçük çocuk yüzme bilmediği için bir anda akıntıya kapılarak gözden kayboldu. Anıl Songürer, 110'u arayarak yardım çağırdı. Dalgıç polisler, küçük Berat'ı kanal içinde Can-Kur ekipleriyse kıyıda aramaya başladı. Arama kurtarma çalışmalarına Anıl Songürer'de katıldı ve bir süre sonra evine döndü.
BAŞSAĞLIĞI DİLEDİ
Akşam saat 22:00 sıralarında su altı polisi Berat Coşan Göl'ün cansız bedenini kanalda bularak çıkardı. Evladının öldüğünü öğrenen anne Songül Kılıç'ın gözyaşlarına boğularak fenalık geçirdi. Berat Coşan Göl'ün cenazesi Adana Adli Tıp Kurumu'ndaki otopsisinin ardından yakınları tarafından alınarak Buruk Mezarlığı'nda toprağa verildi. Görgü tanığı olarak ifadesine başvurulan Anıl Songürer, küçük çocuğun suya girdiğini ölümünden haberinin olmadığını belirttikten sonra serbest kaldı. Daha sonra Anıl Songürer, ailesiyle birlikte Songül Kılıç'a taziye ziyaretinde bulunarak anneye başsağlığı diledi. Songürer, vicdan azabı çekmesi üzerine 4 gün sonra polise gidip teslim olup suçunu itiraf etti.
"BİBERLERİ KÜTÜR KÜTÜR YİYORDU"
Olaydan yaklaşık 4 ay önce ailesiyle birlikte 1'inci katta oturan Berat Coşan Göl'ün apartmanına taşındıklarını söyleyen Anıl Songürer, "Annesi ve ananesiyle birlikte oturan Berat Coşan Göl ile bir arkadaşlığım yoktur. Berat, taşındığımız günden beri beni gördüğünde küfür ederdi. Olay günü apartmanın bahçesine dikerek yetiştirdiğim biberleri sanki kendisi yetiştirmiş gibi kopartarak 'kütür kütür' yedi.
Çok sinirlendim ama kendisine bir şey demedim. Bu esnada kanal kenarına nane toplamaya gidecektim. Kendisine 'Sende gelecek misin?' diye sordum. Oda bana 'Kanala da gireceğiz o zaman' dedi. Daha sonra Berat'la kanal kenarına gittik. Berat, üzerini çıkarmadan akan suya girdi. Elleriyle betonu tutuyordu. Başı ve elleri hariç vücudunun tamamı suyun içerisindeydi" dedi.
"ANIL ABİ BENİ KURTAR!"
Anıl Songürer vahşi cinayeti şöyle anlatmaya devam etti: "Ben suya girmediğim için bana laf attı bende sinirlendim. Berat'ın elleriyle betona tuttuğu yere gidip çömeldim. Her iki elimle Berat'ın ellerine dokunarak betonu bırakmasını sağladım. Berat, bir müddet suyun üzerinde çırpındı. Çırpınırken 'Anıl ağabey beni kurtar' diye bağırdı. Panikledim. Çocuk çırpınarak suya gömüldü. Kortum ve yardım çağırdım. Daha sonra arama kurtarma çalışmalarına katıldım.
İlk ifademde gerçekte hiç olmayan 'Kaan' adında birisini uydurdum. Berat'ın yüzme bilmediğini biliyordum. Ben yüzme biliyorum ama kanalda hiç yüzmedim. Berat'ın ölümüne sebep olduğum için pişmanlık yaşamaya başladım. Vicdan azabı çektiğim için itirafta bulundum. Berat'ın bana küfretmesi sinirlerimi bozuyordu. O günde bana hakaret edince eline dokunup betonu bırakmasını sağladım. Berat'ı öldürmek için davet etmedim. Hakaret etmeseydi yüzüp nane topladıktan sonra eve dönecektik" diye suçunu itiraf etti. Anıl Songürer, 'kasten öldürme' suçundan tutuklandı.
"GÜLMEYİ UNUTTUM"
Yavrusunu toprağa verince adeta dünyası başına yıkılan acılı Songül Kılıç, "İlk ifadeyi verdikten sonra eve gelmiş. Sonrasında vicdan yapıp, polise gidip 'Berat bana küfür etti onun için ondan gıcık aldım ve onu sulama kanalına götürüp bıraktım' diye her şeyi itiraf etmiş. Bir insan hayvana bu kadar merhametliyken bunu bir insana yapmış. Oğlumun mevlidine gelip başsağlığı dilediler. Babasıyla gelip başköşede otururdular daha sonra kendisi, annesi ve babası gelip 'başın sağ olsun' dediler.
Bana bu dünya da cehennemi yaşattılar. Oğlumu 7 yaşından beri babasız büyütüyordum. Çok akıllı, çok zeki bir çocuktu. Polis olacaktı. Bana, 'Anne ben çalışıp, seni çalıştırmamak için okuyacağım. Polis olacağım' diyordu. 4 aydır ne gecem kaldı, ne de gündüzüm. Başımı yastığa koyamıyorum. Günah olmayacağını bilsem, oğlumun öldüğü yerde kendimi suya atacağım. Onsuz ne saat geçiyor ne de gün geçiyor. Ben 4 aydır gülmeyi unuttum. Başkasının çocuğuna baktığımda için yanıyor. Oğlumun katinin cezaevinden çıkmamasını istiyorum" dedi.