İstanbul Beyoğlu'nda 10 yıl önce bir apartman boşluğunda cesedi bulunan 24 yaşındaki Nazlı Sinem Erköseoğlu'nu öldürdükleri iddiasıyla yargılandıkları davada beraatlerine hükmedilen sanıklar Can ve Emre Paksoy kardeşlerin, kararın Yargıtay tarafından bozulmasının ardından yeniden yargılandıkları davada savcı mütalaasını verdi. İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma savcısı Barış Kurt, sanıklardan Can Paksoy'un "kasten öldürme" suçundan müebbet hapisle cezalandırılmasını ve kaçma ihtimaline karşı tutuklanmasını istedi. Kardeşi Emre Paksoy'un ise delil yetersizliğinden beraatini istedi. Olayın değerlendirildiği mütalaada, sanıkların maktul Erköseoğlu'nun pencereden atlayarak intihar ettiği yönünde savunma yaptıkları hatırlatıldı. Savcının mahkemeye sunduğu 3 sayfalık mütalaaya göre; Can Paksoy'la Facebook'tan arkadaşı Nazlı Sinem Erköseoğlu olay tarihinde bir barda karşılaştı. Alkol alan ikili, daha sonra Gümüşsuyu'nda Paksoy kardeşlerin kaldığı eve gitti. Can Paksoy'la Erköseoğlu arasında cinsel yakınlaşma yaşandı ve ardından aralarında tartışma çıktı. Bu sırada Can Paksoy, kız arkadaşının kafasının arkasına sert bir cisimle vurdu. Can Paksoy, ilişkiyi kamufle etmek için çıplak olan mağdura iç çamaşırını ters giydirerek ve tek başına giyilmesi oldukça güç olan fermuarlı elbiseyi kollarını sokmaksızın giydirdi. İntihar ettiği algısını oluşturmak için de onu 8'inci kattan aşağıya attı. Savcı Kurt, sanık Can Paksoy'un soruşturma ve mahkeme aşamasındaki çelişkili ifadeleri ile genç kızın tek başına tutunmadan pencereden atlayarak intihar etmesinin mümkün olmadığını belirtti. Savcı, "Sanık Can Paksoy'a ait parmak izinin pencerede bulunamamış olmasına rağmen intihar ettiği iddia olunan genç kızın, yüksekliği 76 santimetre olan pencereden, üzerinde dar elbise olduğu halde herhangi bir yere tutunup destek almadan ve pencereye çıkmadan doğrudan atlamış olması mümkün değildir" dedi.