Korkunç olay Ordu'nun Altınordu İlçesi'nde geçtiğimiz yıl yaşandı. Evlilik dışı kız çocuğu dünyaya getiren Bilge Çapa, bir süre sonra bebeğin rutin kontrolleri için aile hekimliğine çağrıldı. Davet sonrası Çapa, polise gidip, bebeği için kayıp ihbarında bulundu. Ekipler, çalışmalarında bebeğe dair iz bulamayınca araştırmayı derinleştirdi. Gözaltına alınan Çapa, sorgusunda, bebeğini oturdukları evin arkasındaki fındık bahçesine gömdüğünü itiraf etti. Bahçedeki aramada, 2 günlük olduğu belirlenen bebeğin cesedi bulundu. Emniyetteki işlemlerinin ardından Bilge Çapa, 'Kasten öldürme' suçundan tutuklandı.
DNA TESTİNDE BELİRLENDİ
Soruşturmada, DNA testi yapılmak üzere bebek ve Bilge Çapa ile ilişkisi olduğu ileri sürülen S.Ö.'den doku örneği alındı. Trabzon Adli Tıp Grup Başkanlığı Biyoloji İhtisas Dairesi'nde yapılan DNA profil karşılaştırılması sonucunda şüpheli ile S.Ö.'nün yüzde 99,99 ihtimalle bebeğin biyolojik anne ve babası olabilecekleri tespit edildi. İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 1'inci Adli Tıp İhtisas Kurulu da bebeğin ölümüne ilişkin rapor hazırladı. Raporda, ileri derecede çürüme nedeniyle bebeğin ölüm nedeninin tespit edilemediği belirtildi.
5'İNCİ KEZ HAKİM KARŞISINA ÇIKTI
Bilge Çapa hakkında 'Alt soydan akrabayı kasten öldürmek' suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle, Ordu 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Çapa, ilk duruşmada delillerin toplanması, suç vasfının değişme ihtimalinin bulunması ve tutuklulukta geçirdiği süre göz önüne alınıp adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. İfadelerinde olay tarihinde evde olduğunu söyleyen Çapa, HTS kayıtlarında o gün annesi ve kardeşiyle Perşembe ilçesinde olduğu tespit edilince 4'üncü duruşmada, yeniden tutuklandı. Çapa, bugün 5'inci kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya sanık Çapa ve avukatının yanı sıra tanıklar katıldı. Kendisine HTS kayıtlarına ilişkin yöneltilen soruya Bilge Çapa, "Ben cezaevinde HTS kayıtlarını düşündüm. Avukatımla da konuştum. Ben o akşam önceki savunmalarımda belirttiğim gibi evdeydim. Bunu hatırlıyorum. Kullandığım ilaçlar nedeniyle bazı olayları hatırlamıyorum. Tarafıma okunan ve kız kardeşimle annemin HTS kayıtlarını kabul etmiyorum. O gün bebekle hastaneden taburcu olduktan sonra evde kimse yoktu. Akşam saatlerinde uyudum. Uyuduğumda da kimse yoktu. Annem ve kardeşim telefonlarını yanından ayırmaz. Ertesi gün uyandığımda bebek vefat etmişti. Yine evde kimse yoktu. Evde biri olsa yardım isterdim. Bebek öldüğü için korktum, bebeği çatıya bıraktım. Bundan sonra ailem eve geldi. Bebeği görmediler. Bu olaylar esnasında ailem yoktu" diye konuştu. Olay günü yaptığı telefon görüşmelerini de hatırlamadığını belirten Çapa, "HTS kayıtlarında S.C. ile yaptığım konuşmayı hatırlamıyorum. Sevgilim veya erkek arkadaşım değildir. Taksici Faruk ile de yaptığım görüşmeyi hatırlamıyorum" dedi.
'RAPOR GERÇEĞİ YANSITMIYOR'
Çapa savunmasına şöyle devam etti:
"Ben HTS kaydında görünen sinyal bilgilerini kabul etmiyorum. O bölgede tanıdığım yok. Burada bulunma hususumu hatırlamıyorum. Kız kardeşimin de HTS bilgilerini kabul etmiyorum. Ben o akşam kardeşimle bir yere gitmedim." Sanık avukatı da HTS kayıtlarının yanlış olduğunu söyleyerek, "Rapor gerçeği yansıtmıyor. Polis arkadaşımız baz istasyonlarının bulunduğu yolu göstermiş. Bulunduğu konumu göstermemiş" dedi.
ANNESİ DE DİNLENDİ
Tanık olarak tekrar dinlenen anne S.Ç., kızının doğum yaptığı sırada evde olup olmadığını hatırlamadığını kaydederek, "Kızımın bir bebek doğurduğunu, eve gittiğimi, sonrasında bebeğin öldüğünü görmedim. 13 Eylül tarihinde ikamet ettiğimiz Ordu merkezdeki ikametimden telefonumun sinyal almasının nedenini bilmiyorum. Eşimle beraber yaklaşık 6 ay yaylada kalır ve tarımsal faaliyet yaparız. O tarihte eve geldiğimi hatırlamıyorum. Kızımla olaydan önce de sık sık telefonla görüşürdük. Bilge'nin odasının camı yan binaya yakın olduğu için ışık almıyordu" ifadelerini kullandı.
'KARNIM AĞRIYOR' DİYEREK…
Tanık olarak dinlenen taksi şoförü Faruk O. da Çapa'nın acele hastaneye gitmek istediğini söylediğini anlatarak, şu ifadelerde bulundu:
"Ben taksi durağında taksi şoförü olarak çalışmaktayım. Sanık Bilge'yi ara sıra durağımızı arayıp taksi istemesinden dolayı tanırım. Arkadaşlık durumumuz söz konusu değildir. Ben iki telefon hattı taşımaktayım. Birisi şahsi, birisi iş için. Bilge'ye daha önce taksi çağırdığı için numaramı vermiştim. Kendisini eylül ayı içerisinde doğum hastanesine bıraktım. Hastaneye bıraktıktan sonra yanından ayrıldım. Kendisi taksi ücreti olarak 200 TL vermişti. O sırada para üstünü verememiştim. Daha sonra para üstü ile ilgili beni aramış olabilir. Farklı bir tarihte yolculuk yaparken para üstünü kendisine verdim. Ben Bilge'yi bebekli bir şekilde hastaneden almadım. Kucağında bebek varken de almadım. Kendisini, Ordu dışında, Perşembe gibi başka muhite götürmedim. Ben Bilge'yi hastaneye bıraktıktan sonra evde dinlendim. Tekrar işimin başına döndüm ancak ne zaman olduğunu hatırlamıyorum. Bilge'yi öncesinde doğum hastanesine götürmedim. O gün ilk kez götürdüm. Onda da, 'Karnım ağrıyor' diyerek acele bir şekilde hastaneye götürmemi söyledi. Ben de hastaneye götürdüm. Kendisiyle gebe olup olmadığı ile ilgili aramızda konuşma geçmedi."
Sanık ile tanıkları dinleyen mahkemeye heyeti, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteleyip, Bilge Çapa'nın tutukluluğuna devam kararı verdi.