Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu cuma günü verdiği kararın kapsamını ayrıntılı bir şekilde yeniden düzenledi. Böylece karara girecek şirketler hakkında üç yeni madde eklendi. Böylece döviz kuruna getirilen sınırlama genişletildi. BDDK açıklamaları ile birlikte vatandaşlar BDDK kararı nedir, ne anlama geliyor, etkisi nedir sorularını yöneltiyor. Peki, BDDK kararı nedir? İşte detaylar!
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), cuma günü açıkladığı kredi kullandırımı kararına ilişkin, "Bağımsız denetime tabi bir şirket olması, şirketin yabancı para (YP) nakdi varlıklarının TL karşılığının 15 milyon liranın üzerinde olması ve şirketin YP nakdi varlıkların TL karşılığının aktif toplamından veya son 1 yıllık net satış hasılatından büyük olanının yüzde 10'unu aşması... Herhangi bir şirketin karar kapsamına girebilmesi için söz konusu 3 şartın hepsinin birden sağlanması gerekmektedir" açıklamasında bulundu.
Bazı şirketlerin döviz borcu ya da döviz yükümlülüğü olmamasına rağmen TL kredi kullanarak döviz alımı gerçekleştirdiği ve döviz pozisyonu tuttuklarını açıklayan BDDK, "Yani üretime, istihdama, yatırıma gitmesi gereken uygun koşullu TL ticari kredi kaynakları, gerçek bir ihtiyaç olmadığı halde bazı şirketlerce döviz alımı amacıyla kullanılmaya devam etmektedir." açıklamasını yaptı.
Bunun sonucunda kredilerin amacına uygun olarak kullanılmasını sağlamak amacıyla makro bir tedbirin cuma günü alındığını bildiren BDDK, şu açıklamaları yaptı:
"Bağımsız denetime tabi bir şirket olması, şirketin yabancı para (YP) nakdi varlıklarının (altın dahil, efektif döviz ile bankalardaki YP mevduatın) TL karşılığının 15 milyon liranın üzerinde olması ve şirketin YP nakdi varlıkların TL karşılığının aktif toplamından veya son 1 yıllık net satış hasılatından büyük olanının yüzde 10'unu aşması... Herhangi bir şirketin karar kapsamına girebilmesi söz konusu 3 şartın hepsinin birden sağlanması gerekmektedir. Diğer taraftan, söz konusu karar kapsamına gerçek kişiler ile gerçek kişi şirket ortakları da girmemektedir."
YP cinsinden kredi kullanması mümkün olmayan şirketler, krediye başvurduğu tarihten itibaren 3 aylık dönem içinde yabancı para net pozisyon açığının bulunduğunu bağımsız denetim kuruluşunca onaylanmış şekilde tespit ettirerek bankaya sunmaları halinde, yalnızca başvuru tarihini izleyen 3 aylık dönemdeki pozisyon açığıyla sınırlı olmak kaydıyla TL cinsinden nakdi ticari kredi kullanabilmeleri mümkün olacak.
İstisnadan yararlanacak şirketler için bakılacak kriter, yabancı para pozisyon açığının bulunması; yani gelecek herhangi bir 3 aylık dönemde yabancı para borçlarının yabancı para varlıklarından fazla olması durumunu kapsayacak. YP yükümlüklerin YP varlıklarından fazla olduğu tutar kadar bu şirketlere de TL cinsinden nakdi ticari kredi kullandırılabilecek.
YP nakdi varlıklar kapsamına, şirketlerin altın da dahil olmak üzere efektif dövizleri ile bankalardaki YP mevduatları dahil olacak.
Şirketlerin yurt içi yerleşiklerce YP cinsinden ihraç edilmiş menkul kıymetler ve eurobond gibi borçlanma araçlarından oluşan diğer parasal varlıkları, kararda belirtilen YP nakdi varlıklar kapsamına girmeyecek.
Şirketlerin, yurt dışı yerleşiklerce YP cinsinden ihraç edilmiş menkul kıymetler ve hisse senetleri ile yurt dışı yerleşiklerle yapılan ters repo gibi diğer parasal varlıkları da karar kapsamındaki YP nakdi varlık tutarının hesaplamasına dahil edilecek.
YP nakdi varlıklarının TL karşılığı 15 milyon lirayı aşmayan şirketler, karar kapsamındaki kredi sınırlamasına dahil edilmeyecek.
Bu şirketlerin yapması gereken zorunluluk:
"mevcut YP nakdi varlıkları ile en güncel finansal tablolarına göre aktif toplamını ve son 1 yıllık net satış hasılatını bağımsız denetim kuruluşuna tespit ettirmeleri", "kullanacakları kredinin vadesi boyunca YP nakdi varlıklarının TL karşılığının 15 milyon lirayı aşmayacağını ya da aşsa bile aktif toplamından ya da son 1 yıllık net satış hasılatından büyük olanının yüzde 10'unu geçmeyeceğini beyan ve taahhüt etmeleri", "söz konusu beyan ve taahhüdün banka tarafından kontrolünün sağlanmasını teminen şirketlerin her ayın ilk 10 iş günü içinde bir önceki ay sonu bilançosuna göre YP nakdi varlıklarının, aktif toplamının ve bir önceki ay sonu itibarıyla son 12 aylık net satış hasılatının güncel değerini bankaya iletmeleri"dir.
Rotatif, kredili mevduat hesabı (KMH) veya kurumsal kredi kartları gibi kredi işlemleri yoluyla karar tarihinden itibaren gerçekleşecek nakdi ticari TL kredi kullandırımları için her ay sonunda yapılacak bakiye artışı hesaplaması yeni kullandırım olarak kabul edilecek.
Ay sonunda hesaplama tarihinden önceki ay sonuna göre bakiye artışı olması durumunda, ay sonu itibariyle yapılacak hesaplamaya kadar ticari kredi müşterisinin kararda belirtilen bağımsız denetim kuruluşu onaylı belgeleri bankaya tevsik etmesi gerekecek.
Ay sonunda kredi müşterisinin; rotatif, KMH veya kurumsal kredi kartları için bakiye artışının bulunması; gecelik krediler için ise risk tutarının bulunması halinde ve tevsik edilen belgeler çerçevesinde ilgili sınırlama kapsamına girdiğinin tespit edilmesi durumunda, söz konusu müşterilere limit boşluğu olsa dahi TL cinsinden yeni bir nakdi ticari kredi kullandırılmayacak.
Öte yandan YP nakdi varlıkların TL karşılığının hesaplanmasında, hesaplama tarihine ait Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz alış kuru kullanılacak.
"YP nakdi varlıkların TL karşılığının hesaplanmasında hesaplama tarihine ait TCMB döviz alış kuru kullanılacaktır.
Bankalarca Kuruma Yapılacak Raporlamalar: Karar kapsamında Kurumumuza yapılacak raporlamalara ilişkin gerekli raporlama formu ve formatı en kısa sürede Kurumumuzca bankalara duyurulacaktır.
Bankalarca ve Şirketlerce Dikkat Edilecek Diğer Hususlar: Şirketlerin TL kredi talebi öncesi, fiktif işlemlerle borç kaydı yaratma ya da muvazaalı diğer işlemler yoluyla Kararın etrafından dolanmaya yönelik uygulamalara tevessül etmemeleri bakımından bankaların müşterilerini uyarması ve her bankanın, müşterilerinin bu tür dolanma amaçlı YP varlık transferi gerçekleştirip gerçekleştirmediklerini kendi bankaları özelinde kontrol etmeleri ve böyle bir tespitte bulunmaları halinde ivedilikle Kurumumuza bilgi vermeleri gerekmektedir."
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), 23 Haziran 1999 tarihinde kuruldu. Türkiye'de tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerini korumak, bankalar ve özel finans kurumlarının piyasa disiplini içerisinde sağlıklı, etkin ve dünya ölçeğinde rekabet edebilir bir yapıda işleyişi için uygun ortamı yaratmak bu sayede ülkenin uzun vadeli büyümesine ve istikrarına katkıda bulunmak amacıyla kurulmuş bir devlet kurumu.
5411 sayılı Bankacılık Kanunuyla ve mevzuatla kendisine verilen düzenleme ve denetlemeyle ilgili görev ve yetkileri kendi sorumluluğu altında bağımsız olarak yerine getirir.