TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Cevdet Paşa'da hukuki ifadeler bakımından böyle bir icaz var. 6 maddeyi tek bir maddede, kelime ve cümle sayısı itibarıyla da onun belki üçte biri kadar uzunlukta ifade etmiş. Bu, tabii Cevdet Paşa'nın sadece Mecelle ile yaptığı bir şey değil. Bugün dahi bizim hukuk dilimiz bakımından hem temel kavramlar hem de kanun metinlerindeki ifadeler bakımından Cevdet Paşa'nın çok kalıcı etkileri olduğunu düşünüyorum." dedi.
Şentop, TBMM ve Osmangazi Belediyesi öncülüğünde Panorama 1326 Bursa Fetih Müzesi'nde düzenlenen Uluslararası Ahmed Cevdet Paşa Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, milletvekilliğine başlamadan önce Marmara Üniversitesinde hukuk tarihi alanında profesörlük görevinde bulunduğunu, Osmanlı hukuku üzerine çalışmalar yürüttüğünü kaydetti.
Ahmed Cevdet Paşa'nın hayatına birçok şey sığdırdığını belirten Şentop, "Burada dedesinin de hakkını vermemiz lazım. Kendisini keşfeden dedesidir. Lofça'da 16 yaşına kadar orasının imkanlarıyla tahsil görmüş, müftülükte de müsebbiplik yapıyor. Yani fetvaların taslağını hazırlıyor o yaşlarda. Fakat dedesi Lofça'nın ona yetmeyeceğini anladığı için kendisini İstanbul'a gönderiyor. İstanbul'da tahsiline devam ediyor." diye konuştu.
Ahmed Cevdet Paşa'nın İstanbul'a geldikten sonra ilim tahsili için çok çaba sarf ettiğini anlatan Şentop, birçok yönü itibarıyla 19. yüzyılda çok istisnai bir kişi olduğunu dile getirdi.
Şentop, bütün dünyanın Ahmed Cevdet Paşa'yı Mecelle ile tanıdığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Osmanlı'nın batıdaki devletlere göre birçok alanda geri kaldığına dair kanaatler ortaya çıktıktan sonra birçok alanda, başta askeri alan olmak üzere çalışmalar yapıyor. İşin bir de hukuki düzenlemeler boyutu var. Bunlar bir taraftan siyaset ve hukuk arasında meseleler. Özellikle gayrimüslimlerin haklarını, hukukunu düzenleme bakımından. Bir taraftan ticari meseleler. Çünkü özellikle Kırım Harbi'nden sonra yavaş yavaş Batı ülkelerinin Osmanlı topraklarında ticareti çok önemli ölçüde artıyor fakat batıdan gelen tacirler de biraz kendilerine uygun düzeni istiyorlar. Bir taraftan Avrupa'da, özellikle Fransa merkezli yeni usulde hazırlanan kanun metinleri var, başta anayasa olmak üzere. Bunlar Osman Devleti'ne iki türlü dayatılıyor. Bir taraftan psikolojik bir dayatma var, diğer taraftan bu ülkelerin siyasi anlamda dayatması var. Bu çerçeve içinde yavaş yavaş batı menşeli kanunların benimsenmesi gündeme geliyor."
O dönemde Fransa'nın 1805 tarihli medeni kanunun kabulü yönünde baskısının olduğunu anlatan Şentop, "Diğer taraftan da Ahmed Cevdet Paşa öncülüğünde İslam hukukunun kanun metnine dönüştürülmesi için bir gayret var. Tabii bunun için karar vericileri ikna etmesi lazım. Destek de buluyor ve nihayetinde Cevdet Paşa buna muvaffak oluyor." dedi.
Şentop, Ahmed Cevdet Paşa'nın henüz 25 yaşlarında çok etkin bir kişiye dönüştüğünü belirterek, "Cevdet Paşa'nın Mecelle ile ilgili bulduğu bir formül var. Mecelle yaklaşık 9 yılda hazırlanıp yürürlüğe konulmuş. Fakat Cevdet Paşa, bu konuda bir endişeye binaen Mecelle'nin hazırlanıp bir bütün olarak yürürlüğe konulmasını tercih etmemiş. Onun yerine hazırlık yaptıkça, bölümlerini tamamladıkça o bölüm bölüm yürürlüğe konulmasını sağlamış." ifadelerini kullandı.
"BATI ÜLKELERİNDEN KANUN İKTİBASI YAPILMIŞTIR AMA HUKUK İKTİBASI OLACAK BİR ŞEY DEĞİLDİR"
Şentop, Cevdet Paşa'nın Mecelle Heyeti Başkanlığından alınış ve geri dönüş hikayesini de katılımcılarla paylaştı.
Cevdet Paşa'nın çalışmalarında az kelimeyle çok şey anlattığını vurgulayan Şentop, şöyle devam etti:
"Cevdet Paşa'da hukuki ifadeler bakımından böyle bir icaz var. 6 maddeyi tek bir maddede, kelime ve cümle sayısı itibarıyla da onun belki üçte biri kadar uzunlukta ifade etmiş. Bu, tabii Cevdet Paşa'nın sadece Mecelle ile yaptığı bir şey değil. Bugün dahi bizim hukuk dilimiz bakımından hem temel kavramlar hem de kanun metinlerindeki ifadeler bakımından Cevdet Paşa'nın çok kalıcı etkileri olduğunu düşünüyorum. Halen büyük ölçüde devam ediyor."
Şentop, "Mecelle-i Ahkam"ın çok önemli bir düzenleme olduğunu ancak daha sonraki dönemlerde bu anlayışın devam ettirilemediğini anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim klasik hukuk düzenimizi yeni sistemde, yeni dönemde devam ettirecek ama dönüştürerek devam ettirecek bir anlayıştı bu. Bence bugün hukukla ilgili sıkıntılarımızın temelinde olan husus da budur. O zamanlar batı ülkelerinden kanun iktibası var. Ağırlıklı olarak Fransa'dan başlıyor. Daha sonra Almanya'dan alınanlar var ama bu iktibas meselesinin bir hukuk sistemini ne kadar güçlü ve etkili hale getireceğini her zaman tartışmak lazım. Kanun, hukukun bir kısmıdır. Kanunu anlamak, yorumlamak ve genel hukuk düzeni içinde diğer parametrelerle bir bütünlük içinde uygulayabilmek başka bir şeydir. Onun için batı ülkelerinden kanun iktibası yapılmıştır ama hukuk iktibası olacak bir şey değildir, zaten bu olmamıştır."
Şentop, Ahmed Cevdet Paşa'nın Osmanlı hukukunun modern zamanlarda nasıl geliştirileceğine dair yolu açtığını ancak bu yolun o dönemde devam etmediğini belirterek, Cevdet Paşa'yı anmanın değil, anlamanın çok önemli olduğunu kaydetti.
Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar da sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.
Konuşmaların ardından Şentop, müzede hazırlanan alanda ok attı.
Programa, Bursa Valisi Yakup Canbolat, AK Parti Bursa milletvekilleri, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan ve çok sayıda davetli katıldı.