Ali Deniz, İLKSAN seçimlerinin ertelenmesinin üyelerin özgür iradesinin elinden alındığının ifadesi olduğunu vurgulayarak "Eğitim-öğretim faaliyetleri devam ediyorken, tarihi önceden belirlenen etkinliklere izin veriliyorken, İçişleri Bakanlığı'nın son genelgesi bahane edilerek İLKSAN seçimlerinin ertelenmesi ve bir seçim takviminin de verilmemiş olması, üye iradesinin hiçe sayılması, seçim sandığının şaibeli bir şekilde üyenin önünden kaçırılması anlamı taşımaktadır" ifadelerini kullandı.
"Yetkisi ve görevi sona eren temsilcilerle genel kurul yapan, bu hukuksuz genel kurulca yeni bir yönetim seçen, bu yönetimin isteğiyle ana statüyü değiştiren İLKSAN ve buna göz yuman Bakanlık, bütün bu hukuksuzlarla yetinmeyip bir de üyenin seçme ve seçilme hakkını gasb etmiştir" şeklinde konuşan Deniz, "dayanak gösterilen İçişleri Bakanlığı genelgesi, kamu kurum ve kuruluşlarının toplantı ve etkinlikleri hakkında tek bir cümle kurmazken, üyeye hesap verme korkusu içindeki İLKSAN, seçimden kaçmak için genelgeyi can simidi olarak kullanmaktadır. Hiç kimsenin endişesi olmasın; İLKSAN'ı da, seçim sürecini de kötü yönetenler, bunun sonuçlarıyla eninde sonunda yüzleşecektir. Yargıya taşıdığımız 'seçimden kaçıran ana statü değişiklikleri' de hukuksuzdu" dedi.
Ali Deniz sözlerini şöyle sürdürdü:
"Seçim çalışmalarımızda İLKSAN yönetiminin son çırpınışlarına ve üyelerin değişim yönünde kullanacağı iradeye hep birlikte şahit olduk. Unutulmasın ki, sandık, üyenin önünden sonsuza kadar kaçırılamaz. Seçim sürecini yönetmekle mükellef olan Millî Eğitim Bakanlığı, üyelerin iradesinin yok sayılmasına fırsat vermemeli; salgın nedeniyle alınan tedbirler gerekçe gösterilerek tehir edilen İLKSAN temsilcilik seçimleri belirsizliğini gidermelidir. Bakanlık, eğitim çalışanlarının haklarının ihlaline seyirci kalmamalı, Sandığın kötü yönetiminin üstünün örtülmesine izin vermemeli; seçim tarihini ivedilikle belirlemeli ve sürecin nasıl işletileceğini kamuoyuna açıklamalıdır."