Bakırköy Aile Mahkemesi, basın özgürlüğüne darbe niteliğinde inanılmaz bir karara imza attı. Mahkeme, zorlama bir kararla Sabah muhabiri Dilek Yaman'ın sunucu Neşe Sapmaz'a haber yapmak suretiyle şiddet uyguladığını iddia etti ve Sapmaz'dan iki ay uzaklaştırılmasına karar verdi. Oysaki Dilek Yaman Neşe Sapmaz ile hiç yüz yüze görüşmemişti ve sadece bir kere karşılıklı saygı çerçevesinde haber amaçlı telefonla görüşmesi gerçekleştirmişti.
DAVA SÜRECİNİ TAKİP ETTİ
Kendisini sunucu olarak tanıtan Neşe Sapmaz, işadamı Ümit Arıkan tarafından cep telefonlarına mesaj gönderilmek suretiyle taciz edildiğini iddia ederek savcılığa başvurmuştu. Arıkan hakkında önce dava açılmış ardından dava sürdüğü sırada Neşe Sapmaz avukatı tarafından mahkemeye şikayetinden vazgeçme dilekçesi verilince dava düşmüştü. Bu karar geçtiğimiz günlerde Bölge Adliye Mahkemesi'nce de onanmıştı. Davanın düşmesi ardından bu kez işadamı Arıkan, Neşe Sapmaz'ın kendisinden şantajla para istediği iddiasıyla savcılığa şikayette bulunmuştu.
İşte bu hukuki süreci yakından takip eden Sabah muhabiri Dilek Yaman'ın başına ilginç bir olay geldi. Neşe Sapmaz, Bakırköy Aile Mahkemesi'ne Sabah Gazetesi Muhabiri Dilek Yaman tarafından hakkında yapılan haberler nedeniyle küçük düşürüldüğünü, haysiyet, onur ve şerefinin zedelendiğini belirterek, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun gereğince Yaman'a karşı koruma tedbirlerinin uygulanmasını istedi.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE DARBE GİBİ…
Sapmaz'ın talebini değerlendiren Bakırköy 4. Aile Mahkemesi Hakimi Nigar Bozan, Dilek Yaman hakkında, basın özgürlüğüne darbe vuracak nitelikte bir karara imza attı. Garip kararda, gazeteci Yaman'ın, Sapmaz'a yönelik şiddet tehdidi, hakaret, aşağılamayı ve küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmamasına, iletişim aracı ile rahatsız etmemesine, 6284 sayılı kanunun 3/1 maddesinin 'ç' bendine göre, hayati tehlikesinin bulunması halinde Sapmaz'ın talebi üzerine ve ya resen geçici koruma altına alınmasına karar verildiği belirtildi. Verilen uzaklaştırma içerikli tedbir kararının 2 ay süreyle uygulanmasına hükmedildi.
İTİRAZ REDDEDİLDİ
Dilek Yaman, aleyhine verilen karara itiraz etti. İtiraz dilekçesinde, gazetecilik mesleğinden dolayı basın ve ifade özgürlüğü kapsamında haberler yapıldığı, tedbir talep eden Sapmaz'a karşı hakaret tehdit ve ya şiddet eyleminin olmadığı belirtildi. Dilekçede Neşe Sapmaz ile hiç yüz yüze görüşülmediği sadece bir kez telefon görüşmesi yapıldığı bu görüşmenin de karşılıklı saygı çerçevesinde geçtiği kaydedildi. Bu itiraz da bir üst mahkeme tarafından şaşırtıcı bir gerekçeyle reddedildi.
GEREKÇE ŞAŞIRTTI
Bakırköy 5. Aile Mahkemesi Hakimi Sadiye Akdarma tarafından verilen ret kararında şu satırlar yer aldı: "Koruyucu tedbir kararı verilmesi için delil ve ya belge sunulması gerekmemektedir. Bu nedenle verilen karar tek başına Yaman'ın iddia edildiği eylemleri gerçekleştirdiğinin kanıtı olarak kabul edilemez. Yasanın amacı şiddeti önlemek olup, dosya kapsamı verilen kararın mahiyeti süresi davalıyı olması gereken dışında bir hükümlülük altına sokmuyor oluşu ve haber yapma özgürlüğüne teşkil eden bir yönünün bulunmaması nazara aldığında 6284 sayılı yasanın amacına uygun olduğu kaanatine varılarak, itirazın reddine karar verildi."
İtirazı reddeden hakimin Dilek Yaman'ın Neşe Sapmaz hakkında sadece haber yazdığından bihaber olması dikkat çekti.
HUKUKÇULAR ŞAŞKIN!
Avukat Serkan Toper, karar ile ilgili SABAH'A yaptığı açıklamada, "Aile Mahkemesi'nce verilen bu kararla, 6284 sayılı yasanın amacını tamamen aşılmıştır. Haber verme özgülüğünün açıkça ihlalidir. Konusu anca yayın yasağıyla sağlanacak söz konusu hukuksal bu durumun, 6284 sayılı yasayla sağlanmaya çalışılması usül ve yasaya aykırıdır. Verilen karar Basın özgürlüğünün açıkça ihlalidir" ifadelerini kullandı.
Avukat Burcu Bilkay ise şunları söyledi: "Bu karar hukuk devleti ilkeleri ve yasalarına aykırıdır. Tedbir kararının verilmesinde araştırılması gereken ilk husus tarafların kimlikleri ve tedbir konusu olan olayın içeriği olması gerekir. Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun başta kadına karşı şiddetin önlenmesi ve aile içi şiddet olaylarının engellenmesi amacıyla çıkartılmıştır. Gazetecilik mesleğini ifa eden kişinin yayınladığı haberlerden ötürü koruma tedbirine maruz kalması ve ceza tehdidi altında olması hukuk devleti ilkelerine ve hakkaniyete açıkça aykırıdır" şeklinde konuştu.
Avukat Orhun Türkoğlu ise şöyle konuştu: "Kararın 6284 sayılı kanunun amacına uygun olmadığı açıkça ortadadır. 6284 sayılı yasanın amacı 1. Maddesinde "şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir" seklinde açıklanmıştır. Yapılan haberler nedeniyle, işi haber niteliği olan vakıaları kamuya aktarmak olan gazetecinin şiddet uygulayan olarak kabul edilerek aleyhinde koruma kararı verilmesi anayasa ve AİHS ile bağdaşmamaktadır. Nitekim anayasa ve AİHS'de basın özgürlüğü teminat altına alınmıştır ve temel ilke basının özgür olmasıdır. Verilen kararda anayasada sayılan nedenler bulunmamasına rağmen haberi yapan muhabire "kusurlu" ibaresi kullanılması ve şiddet uygulayan olarak sebepsizce muhabir aleyhine koruma kararı verilmesi karar her ne kadar bir yaptırım içermese de basın özgürlüğünün psikolojik olarak zedelenmesi anlamına gelmektedir. Kararın hukuka uygun olduğunu kabul edilmesi durumunda sadece bir şikayet ile her gazetecinin mesleki faaliyeti nedeniyle aleyhinde koruma kararı verilebilmesi anlamına gelmektedir ki bu durumun ne 6284 sayılı kanunun ne konusu ne amacı ne de basın özgürlüğünü teminat altına alan anayasa ve AİHS ile bağdaşması mümkün değildir."