Sporcuların başarılarının arkasında uzun ve disiplinli bir çalışma, yılmadan sürdürülen bir mücadele, takım ruhu, yardımlaşma ve başarı azminin olduğunu belirten Selçuk, sporda var olan disiplin ve mücadele ruhuyla kadına karşı şiddetle mücadaleyi daha güçlü bir çıtaya ulaştırmak istediklerini söyledi.
Gençlerin, futbolcuları "rol model" aldığını, futbolcuların tavırlarının ve duruşlarının, hayata, ailelerine, kadınlara ve çocuklara olan yaklaşımlarının gençleri de etkilediğine işaret eden Bakan Selçuk, bu sebeple kampanyayı çok önemsediklerini dile getirdi.
Bakan Selçuk, spordaki ahlaki duruş ile şiddete karşı duruşun, aile hayatında da kadınlara ve çocuklara karşı sergilenirse huzurlu ve mutlu bir toplumun inşa edilebileceğine inandığını ifade etti.
Kadına yönelik şiddetin istisnasız tüm coğrafyalarda sergilendiğini anlatan Selçuk, "Şiddet, gelişmiş ve gelişmemiş ülkeler ya da herhangi bir coğrafya ayrımı yapmıyor. Dünyanın her ülkesinde var. Her ülke bununla çeşitli mevzuatları aracılığıyla mücadele etmeye çalışıyor. Şiddet kimden, nereden gelirse gelsin bir insanlık suçu, insanlığa ihanettir. Hiçbir gerekçe ve bahaneyle kabul edilemez. Şiddet bir güç değil aslında, tam tersine acziyetin işareti. Konuşmaktan, iletişim kurmaktan kaçınmanın, başka iletişim yolları deneyememenin bir işareti." diye konuştu.
Dünyada her yıl 1,4 milyon insanın şiddet sebebiyle hayatını kaybettiğine dikkati çeken Selçuk, dünyada 3 kadından birinin yaşamının herhangi bir döneminde şiddete maruz kaldığını, her 10 şiddet mağdurundan yalnızca birinin kolluk kuvvetlerine başvurduğunu kaydetti.
Şiddetle mücadele için koruyucu ve önleyici önlemler aldıklarını vurgulayan Bakan Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şiddetle mücadelede 4 önemli aşama var. Koruyucu önlemler, önleyici tedbirler, kovuşturma safhası ve politika geliştirmek. Bu her safhanın ayrı ayrı önemi var. Bir tanesi de farkındalık, bilinç ve politika oluşturabilmek. Yaptığımız çalışmalar sonucundan son 18 yılda kadın cinayetleri ve kadına karşı şiddet konusunda belli bir azalma var. 2020'nin ilk 6 aylık döneminde kadın cinayetlerinin geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 34 azaldığını görüyoruz. Bu yılın haziran ayı ile geçen yılın aynı dönemi mukayese edildiğinde de kadın cinayetlerinde yüzde 18 azalma var. Bizim için her can kıymetli, biricik. O yüzden azalmalar olsa dahi istiyoruz ki tek bir canımızı bile şiddetle kaybetmeyelim. Hem aile içinde hem de kadına yönelik şiddet olaylarıyla mücadele kapsamında bu tedbirlerin çok büyük bir önemi var."
"TEK BİR KADININ DAHİ ŞİDDETE MARUZ KALMADIĞI HUZURLU BİR TOPLUM İNŞA ETMEYİ HEDEFLİYORUZ"
Bakan Selçuk, uluslararası verilere bakıldığında Türkiye'nin durumunun diğer ülkelere kıyasla daha iyi olduğuna işaret ederek, "ABD'de 1 milyonda 21 kadın şiddet nedeniyle vefat ediyor. Bu oran Hindistan'da 19, Arjantin'de 13, Kore'de 9, Türkiye'de ise 5 ila 6 arasında seyrediyor. Tek amacımız bu rakamı en düşük seviyeye indirebilmek, tamamıyla yok edebilmek. Bu mağduriyeti de her zaman belirtiyoruz. Kadın-erkek ayrımı olmadan yapmayı önemsiyoruz. Sonuçta mağdur mağdurdur. Ama mağdurların çoğu kadın olduğu için kadına yönelik şiddet üzerinden konuşuyoruz. Önemli olan şiddete uğrayan kadın, erkek ya da çocuk olsun, toplumun her kesimini devlet aracılığıyla koruyabilmek. Bir ülkeyi, toplumu büyütebilmenin en önemli yolunun da sağlıklı aileler inşa edebilmek olduğuna inanıyoruz. Ailenin muhafazası da kadının da erkeğin de bütüncül huzurundan geçiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde 18 yıldır güçlü aile ve toplumun temini için çalıştıklarını dile getiren Bakan Selçuk, kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamındaki çalışmaların 4 safhasını "mevzuatın etkin uygulanması ve gerektiğinde güncellemelerin yapılabilmesi", "şiddet mağdurlarının korunması ve desteklenmesi", "toplumsal farkındalığı ve bilinci yükseltme", "buna dair etki analizlerini, araştırmaları ve viral entegrasyonu sağlamak" olarak sıraladı.
Bakan Selçuk, "Mevzuatın etkin kullanımı sayesinde bugüne kadar ciddi bir mesafe kaydettik. Bir mesafe kaydetsek de daha iyisi, güzeli mümkün. Yasalar da kanunlar da her daim güncellemelere açık. Toplumun ihtiyaçları doğrultusunda bu hukuki metinleri güncelliyoruz." dedi.
Diğer çalışma alanlarının kurumsal kapasiteler olduğuna değinen Selçuk, bu kapsamda 81 kentte Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) açtıklarını ve 145 Kadın Konuk Evi'nde kadınlara ve çocuklara hizmet ettiklerini anlattı. Selçuk, Bakanlık bünyesinde kurdukları "Alo 183" hattı aracılığıyla kadınlara rehberlik ve danışmanlık hizmeti vermeye devam ettiklerini belirtti.
Bu sürecin en önemli konularından birisinin de Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı arasındaki veri entegrasyonunu sağlayabilmek olduğunu ifade eden Selçuk, geçen yıllarda veri akışından kaynaklı bazı sorunlar yaşandığını, Adalet Bakanlığı'nın UYAP ve Emniyet Genel Müdürlüğü'nün POL-NET ile veri sistemi entegrasyonunu tamamladıklarını aktardı.
"KADIN YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE TOPLUMSAL FARKINDALIKLA AMACA ULAŞILABİLİR"
Kadına yönelik şiddeti bitirmek için topyekün bir mücadele gerektiğini vurgulayan Selçuk, "Burada medyanın çok büyük bir önemi var. Çünkü kadına şiddetle ilgili olan bütün haberlerin yansıtılma dili bile ondan sonraki karşılaştığımız şiddet vakalarının seyrini çok değiştiriyor. Burada medyaya çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Medyanın dili çok önemli." diye konuştu.
Bu doğrultuda bakanlık olarak Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı ile bir araya gelerek hazırladıkları ve 2020-2021 yıllarını kapsayan 75 maddelik Koordinasyon Planını, Emine Erdoğan'ın teşrifleriyle 25 Kasım 2019'da imzaladıklarını anımsatan Selçuk, şunları kaydetti:
"Şu an plan kapsamındaki hedeflerimizden olan kadına yönelik şiddet olaylarına dair risk analiz modülümüzü geliştiriyoruz. Modül aynı zamanda, şiddete tekrar maruz kalma ya da can güvenliği tehlikesi yüksek olan mağdurları zamanında tespit etmek için kullandığımız bir sistem olacak. Yakın zamanda pilot analizlerine başlamış olacağız. Kadına yönelik şiddetle mücadelede toplumsal bir farkındalıkla amaca ulaşılabilir."
Koordinasyon Planı'yla birlikte Mercan Seferberliği'ni başlattıklarını aktaran Selçuk, kadına yönelik şiddetle mücadele etmekle beraber, kadınların kendi hikayelerini yazabilmeleri için fırsatlar sunmayı, annelik rolünü güçlendirecek politikalar geliştirmeyi, karar alma mekanizmalarında daha fazla yer almalarını sağlamayı, sosyo-ekonomik açıdan güçlenmelerini desteklemeyi hedeflediklerini vurguladı.
"NİHAİ GAYEMİZ TEK BİR İNSANIN DAHİ ŞİDDETE KURBAN GİTMEMESİ"
Bakan Selçuk, kadına şiddetle mücadelede asıl konuşması gerekenlerin erkekler olması gerektiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Bu meselede kadınlar kadar eşlerine, kadınlara, kız çocuklarına iyi davranan erkekler zedeleniyor. Çünkü bir caninin yaptığı yüzünden bütün erkekler itibar kaybına uğruyorlar. Halbuki bu kesim de çok azınlıkta. Bu nedenle erkeklerin de tavır alması gereken bir durum. Bu süreçte 'Kadına şiddete dur' diyen erkeklerin olması, kadın-erkek demeden bu mücadelede daha başarılı olması için olmazsa olmazlardan birisi. Nihai gayemiz tek bir insanın dahi şiddete kurban gitmemesi. Bunun için tüm kamu kurumlarının, sivil toplum kuruluşlarının ve siyasi partilerin destek vermesi gerekiyor. Şiddetin ideolojiler üstü, siyaset üstü bir konu olması. Konuya ideolojik yaklaşılması ve şiddete uğrayanın kimliği üzerinden tavırlar değişiyor. Ancak mağdur mağdurdur."
PINAR GÜLTEKİN CİNAYETİ
Pınar Gültekin cinayetine de değinen Selçuk, "Muğla'da gencecik bir kızımızı kaybettik. Kim bilir onun geleceğe dair ne hayalleri, ne umutları vardı. Kederli ailesine başsağlığı diliyorum. Diğer kadın cinayetlerinde olduğu gibi bu cinayeti de şiddetle lanetliyoruz. Yiten can bizim canımız. Bakanlık olarak davaya müdahil olacağız. Katilin en ağır cezayı alması için hukuki süreci yakından takip edeceğiz. Şiddet daima kırmızı çizgimiz olmalı. Bu eksikliğimizin faturasını toplum olarak ödüyoruz." ifadelerini kullandı.
Selçuk, tüm kamu kurum ve kuruluşlarını, STK'ları, kanaat önderlerini, siyasi partileri ve tüm vatandaşları "Kadına Şiddete Dur" demeye davet etti.
Konuşmasının ardından Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'a, Kayserispor Kulübü Başkanı Berna Gözbaşı teşekkür plaketi takdim etti.