AYM Başkanı Arslan, Trabzon'da otelde düzenlenen 'Anayasa Mahkemesinin Temel Haklar Alanındaki Kararlarının Etkili Bir Şekilde Uygulanmasının Desteklenmesi' konulu panele katıldı. Anayasada güvence altına alınan herhangi bir hakkı ihlal edilen bireyin bu ihlalden kaynaklanan zararının mutlaka giderilmesi gerektiğini söyleyen Arslan, "Bu aslında devlet olarak bireylere karşı sorumluluğumuzun da bir gereğidir fakat bu sübjektif etkenin daha da ötesinde bundan daha da önemli olan bireysel başvurunun objektif etkisidir. Bireysel başvuruda temel amaç, bir ülkede tek tek tüm bireylerin hak ihlali iddialarını ortadan kaldırmak, onları karşılamak değildir. Bu mümkün de değildir. Anayasa mahkemesi 15 üyeden oluşan 100'ün biraz üzerinde raportöre sahip olan bir mahkeme. Bugün itibarıyla mahkememize 123 bine yakın bireysel başvuru var. Dünyanın hiçbir anayasa mahkemesinde, hiçbir ulusal insan hakları mahkemesinin önünde bu kadar başvuru yok. Bunu kabul etmek zorundayız ağır bir iş yükü ile karşı karşıya kalan ve her geçen gün artan bir şekli ile mücadele etmek zorunda kalan bir mahkeme bu kadar çok bireysel başvuru ile sübjektif etkiyi sağlayarak mücadele edemez" dedi.
Tek çözümün, bireysel başvurunun objektif etkisini hayata geçirmek ve başarılı uygulamak olduğunu kaydeden Arslan, "Objektif etki ile kastettiğimiz yasama, yürütme ve yargı organları, idare makamları, ihlali gidermekle yükümlü olan makamlar Anayasa Mahkemesi'ne yeni bir şikayetin olmasını beklemeden hak ihlalinin kaynaklarını kurutmak durumundadırlar. İdari makamlar idari işlemler yaparken Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuruda verdiği ihlal kararlarını bu kararların gerekçelerini, kararda ortaya konulan ilkelerin esaslarını dikkate almak durumundadırlar. Bunu yaptığınız taktirde biz yeni başvuruların dolayısıyla yeni ihlallerin ortaya çıkmasını önleyebiliriz. Buna aynı zamanda bireysel başvurunun önleyici işlevi de diyebiliriz" diye konuştu.
Türk hukuk tarihinin en büyük kazanımlarından birinin bireysel başvuru olduğuna vurgu yapan Arslan, "Bireysel başvurunun etkili, başarılı bir şekilde gelecek nesillere aktarılması sadece Anayasa Mahkemesi'nin değil hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu, gelecek nesillere karşı hepimizin ortak borcudur. Bu kazanımları korumak ve devam ettirmek durumundayız. Bu konuda anayasanın başlangıç kısmında ifadesi bulunan medeni iş bölümü ve iş birliği içinde karşılıklı diyalog içerinde bu konuda çözüm üretmek ve ortaya konulan çözüm önerilerin etkili bir şekilde uygulanabilmesi son derece önemli" dedi.