Köfte, kokoreç, tavuklu pilav ve çiğköfte gibi Türkiye'nin sokak öğünleri arasında öyle bir lezzet var ki, sessiz ve derinden açık ara şampiyonluğa oynuyor. Onlar; her Sabah her yerde karşımıza çıkan seyyar kahvaltıcılar. 'Sessiz' diyoruz çünkü, sabah mahmurluğu içinde, 'Ustam, 1 peynirli sarsana', sözleriyle alacağımızı alıp günaydın bile demeden yanlarından hızla uzaklaşıyoruz. Bunu yaparken sokaktaki kahvaltı arabalarını devasa bir sektöre dönüştürdüğümüzü fark etmiyoruz.
Piyasası, 50 lirayı bulan serpme kahvaltılara, Pazar günü Bebek sahilindeki son Modabrunch'lara adeta meydan okuyor. Hem de aylık 6 bin lirayı bulan kazançlarıyla. 50 kuruş veya 1 liradan aldığınız börek veya poğaçanın günlük getirisi 200 lirayı aşarken, ekmek arası bol malzemeli 5 liralık sandviçler, günde 300 liradan fazla para bırakıyor.
10 ÇEŞİT MALZEMELİ YARIM 5 TL
Mecidiyeköy'de yoğunluktan fırsat bulup konuştuğumuz Hikmet Er, yarım ekmek 10 çeşit malzemeli öğünü 5 liradan hazırlıyor. "Bu saatte böyle mükellef bir kahvaltıyı kim hazırlar sana?" sorusuyla söze başlıyor: "Bu işte birkaç sene önce kimse yoktu. Şimdi marketler bile sandviç satıyor. Vatandaş ucuza sağlam kahvaltı yapıyor."
Er, her babayiğide nasip olmayacak seyyar büfesinde günde 200 liradan fazla ciro, aylık da 6 bin lirayı aşan kazancından gururla bahsediyor. İstanbul Çağlayan Adliyesi de kahvaltıcılardan geçilmiyor. Sandviçlerin saat 10 civarında bittiğini anlatan HASAN T. "Adliye'ye giden hakimi savcısı, boşananı kısacası herkes müşterim. Şu meşhur ekmeğe sürülen çikolatalar bile kapış kapış gidiyor. Günde 200 adet ekmek arası satışımız var" diyor.
YURT DIŞINA AÇILDI
Seyyar kahvaltıcılar, Ansel Mullins ve Yigal Schleifer'in hazırladığı ve yurt dışında ses getiren 'İstanbul'un Arka Sokak Lezzetleri' adlı kitaptaki yerini almış durumda. Bu sayede bizim atıştırmalıklar birçok turistin Türkiye tatilinde yapılacaklar listesinde yer alıyor.
'Mehmet Demir ve Kahvaltı Arabası' da uzun yıllardır bir Beyoğlu markası. İşin sırrını soruyoruz, cevabı kesin ve net: "Biz onları severiz, sağolsun dostlar da bizi." Demir'e iş fırsatlarını kastederek ''Siz en eskilerdensiniz'' diye soruyoruz. Gülümsüyor: "Yenilerden kim kaldı ki."