Üsküdar Belediyesi tarafından Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 9. Üsküdar Kitap Fuarı'na katılan Kantoğlu, yaptığı açıklamada, daha önce de katıldığı fuarı çok kıymetli bir etkinlik olarak gördüğünü söyledi.
Fuarın anı defterine de yazdığı ifadeleri aktaran Kantoğlu, "Dünyanın bu en dar yüzyılında, genişliğe açılan kapımız kitaplar. Dolayısıyla bu etkinliğin genişleyerek, etkisinin artarak devam etmesini temenni ediyorum." dedi.
Kantoğlu, bir çevirmen olarak okur buluşmalarına önem verdiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Çünkü okur mütercimleri görmezse biz var olamayız. Yazarlardan farkımız var; okur bizi ne kadar görürse ve bilirse, biz o kadar bu sektörün, hayatın ve edebiyatın içinde var olabiliyoruz. Bu bakımdan ruberu olmak, göz göze bakmak, bir dilin peşindeki serüveni okurla paylaşmak, onlardan tepkileri anbean almak, sorularına cevap vermek, bunların hepsi birer tuğla taşı bizim mesleğimizde, bu itibarla da önemli."
"ÇÖZÜMDE BİZİM VARLIĞIMIZ ÇOK ÖNEMLİ"
İsrail'in Gazze'de sürdürdüğü saldırılara da değinen Kantoğlu, Filistin meselesinin halen çözüme kavuşmadığına işaret ederek, "Bir ateşkesle de çözüme kavuşacak gibi değildir. Burada bir kanayan yara vardı, 7 Ekim'de başlamış bir olay değil. Artık bir asra yaklaştı. Bu sorunun çözümünde bizim varlığımızın çok önemli olduğu kanaatindeyim." şeklinde konuştu.
Bir edebiyat emekçisi, bir anne ve Türkiye'nin bir evladı olarak sorumluluk hissettiğini aktaran Kantoğlu, coğrafyayla bütün bağları referans kabul ederek, orada katledilenleri bu milletin evlatları olarak gördüğünü ve bunları söyleme yükümlülüğünü yerine getirmeye çalıştığını vurguladı.
Ayçin Kantoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Adil şahitler olarak meseleyi kendi tanımlarımızla ve kelimelerimizle ifade etmemiz gerekiyor. Filistin meselesinde, çözümün yine bu coğrafyadan, Anadolu insanından, Anadolu mayasından geçtiğini muhataplarına hatırlatacağız. Bilinmedik hiçbir şey söylemedim ben bugüne kadar. Sadece bilinenlerin bir kısmını hatırlatmaya çalıştım."