İstanbul'da Ramazan-ı Şerif ayı boyunca Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi ile Sultanahmet Camii arasında büyük bir coşku yaşanıyor. İftar saatine saatler kala bir şehir geleneği olan camileri ziyaretten sonra Sultanahmet Meydanı'nda büyük bir insan kalabalığı heyecanlı bir telaş içinde oruçlarını açmak için sofralar kuruyor; çeşit çeşit yemekler, salatalar, içecekler sofralara itinayla yerleştiriliyor.
İstanbul'un dört bir tarafından ve yurt dışından gelenlerden kimi ailesi ile kimi arkadaş grubu ile iftar için burayı tercih ediyor. Biz de SABAH olarak bir sofraya yanaşıyoruz. Bu sofra uluslararası bir sofra gibi... Filistinli de var Arjantinli de... Filistinli misafirlerini getiren Kur'an Kursu öğreticisi Rabia Semiz (38) ve üniversite öğrencisi Fatma Akyol (23) bizi de sofraya davet ediyor.
FİLİSTİNLİ MİSAFİRLERLE ÇİMLERDE İFTAR
Rabia Hanım aslen Konyalı. İstanbul'da yaşıyor. O, Filistinli ailenin Ayasofya Camii'ni görmek istediklerinden bahsediyor ilk. Ziyaret sonrası için ise 'Sultanahmet Meydanı'nda iftarı da yaparız' deyip geldiklerinden söz ediyor. Rabia Hanım, "Misafirlerimiz Filistin'den... İlk defa Ramazanı İstanbul'da yaşıyorlar. Onlar Ayasofya'yı görmek istediler. Biz de buraya getirdik. Atmosfer çok güzel. İnsanlar çok mutlu... Sofrayı hazırladıktan sonra Arjantinli misafirler geldi. Tanımıyoruz ama fotoğraf çekmek istediler. Biz onları da sofraya davet edip yemek ikram ettik. Uluslararası bir iftarla karşı karşıyayız. Sofradaki yemekler ise Filistinlilere ait etli pilav yemeği... Filistinliler yaptı yemeği... Size de ikram edeceğiz. Burada iftar açmak çok güzel. Uluslararası bir iftarla karşı karşıyayız. Burada iftar başka." diyor. Sofrada bulunan Fatma Akyol ise İlahiyat öğrencisi, Arapça biliyor. Hemen söz alıyor: "Buranın manevi atmosferi çok güzel. Misafirlerimizle birlikte Ayasofya'yı ziyaret edebilmek ve namaz kılabilmek çok güzel. Filistinlilerle beraber olmaktan çok memnunum."
"SULTANAHMET İFTARINDA KADİM OSMANLI'YI HİSSETTİM"
Filistinli aileler ise iki çift. Musa ve Kıfaye Abudayya çifti ve Musa'nın annesi Ravhiye ve Adem İhleyl çiftinin yüzünden güller açıyor. Hepsi çok mutlu. Filistinli Arapça öğretmeni Musa Abudeyya (70), anlatmaya başlıyor: "Sultanahmet ve Ayasofya arasında ilk kez iftar açıyoruz. Burada kadim Osmanlı devletinden kokular alıyorum. Çimler üzerindeki yer sofrasındaki iftarda Osmanlı'yı hissettim. Ayasofya'da ise İslam'ın azametini gördüm, Ayasofya'da namazdan sonra imamın kılıçla hutbe verdiği sırada çok duygulandım. O zaman İslam'ın kuvvetini hissettim. Gazze için ve bütün ümmet için dualar da ettim."
ARJANTİNLİLER İFTAR SOFRASINDA: "AİLE GİBİ BİR ORTAM VAR"
Arjantinli çift Magali Sanchez ve Hector Garcia da iftar saatinde iftara eşlik ediyor. Sanchez'e çok heyecanlı. Misafir olarak davet edilmesinden de memnun. "Bu atmosfer neler hissettirdi size?" diye sorduğumuzda Sanchez cevaben "Kendimi çok iyi hissediyorum, çok iyi karşılandım, Gerçek şu ki, bu kadarını beklemiyordum ve olan her şeyden mutluyum, memnunum. Çok misafirperver, çok sıcak bir atmosfer ve bir aile gibi rahat bir ortam var. Çok iyi hissettiriyor insanı." diyor.
ÖZDEN AİLESİ: "SIRF BU ATMOSFERİ GÖREBİLMEK İÇİN BURALARA KADAR GELDİK"
Sultanahmet Meydanı, çok kalabalık birçok sofraya hayırlı iftarlar dedikten sonra iki kardeş ve eşlerinin bir arada olduğu yer sofrasındaki iftara konuk oluyoruz. Uğurcan Özden (26) ve eşi Hatice Kübra Özden (25), abisi Muhammet Özden (30) ve eşi Ebru Özden (29) Sultanahmet Meydanı'na iftara geldikleri için çok mutlu. Uğurcan Özden söz alıyor: "Sırf bu atmosferi görebilmek için buralara kadar geldik. Ayasofya'da ikindimizi kırdık sonra çimlerde soframızı hazırladık. Burada iftar açmak daha bir güzel. Capcanlı burası. Her zaman coşkusu var. Başka bir maneviyatı var."
Abisi Muhammet Özden de Ramazanda ailece sosyal bir aktivite geçirmek için meydana geldiklerinden söz ediyor: "İftarı bekleme sevinci ve heyecanı ayrı bir heyecan coşku hissettiriyor. Bir başka geçiyor Ramazan..." İki kardeşin eşleri yemekleri hazırladıklarından bahsediyor. Hatice Kübra Özden konuşmaya başlıyor: "İftar menümüzü ben ve Ebru hazırladık. Sarma, börek, makarna, poğaça, salata ve içecekler var. Çok kalabalık ama normal karşılıyorum. Maneviyatı çok yüksek bir yer burası..." Biz de iftarlara konuk olup şahitlik ettikten sonra çimlerde sofraların başında hoş sohbet eşliğinde çaylarını yudumlarken Sultanahmet Meydanı'ndan ayrılıyoruz.