Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale köyü sınırları içinde yer alan Assos Antik Kenti, yer üstünde kalan zenginliğinin yanı sıra kazılarda ortaya çıkarılan tarihi eserlerle geçmişe ışık tutuyor.
Türk bilim insanlarınca yaklaşık 40 yıldır kazı çalışması yürütülen kentte yeni verilere ulaşıldı.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Assos Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Nurettin Arslan, kazıları Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türk Tarih Kurumunun desteği, İÇDAŞ'ın ana sponsorluğunda sürdürdüklerini söyledi.
Assos'un son iskan tarihi olan Bizans dönemine yönelik çalıştıklarını belirten Arslan, şu bilgileri paylaştı:
"Kazı yaptığımız yerler ağırlıklı olarak konut olarak kullanılan yapılar. Doğal olarak da bu yapıların içinde bulduğumuz buluntular, o çağdaki gündelik yaşama ait kap kacaklar, alet edevat bize o dönemi ve orada ne olduğunu anlatıyor. Bu açıdan veriler çok önemli. Fakat bu tür yapılarda kap kacakları sağlam olarak bulmak çok zordur. Sistemli bir şekilde kazı yaparak bütün mekanlardaki buluntuları, parçaları toplayarak, bunları istatistik ve uzun süren çalışmalar sonrasında adeta bir puzzle gibi bu kapları yeniden birleştirmeye çalışıyoruz."
ÇOK SAYIDA KESME, DELME ALETİNE RASTLANDI
Daha önce elde ettikleri buluntulardan birinin, pişmiş topraktan yapılmış ızgara olduğunu aktaran Arslan, "Bugün de günümüzde en kolay et pişirme yöntemlerinden biri. O dönemlerde de insanların eti mangal ya da ızgara üzerinde yaptıklarını görmekteyiz." dedi.
Arslan, tava niteliğinde, ayrıca gıdaları karıştırmak, ocağın üzerinde nohut, mercimek gibi tahıllar kaynatılarak lapa yapmak için kullanılan kapların da buluntular arasında yer aldığını bildirdi.
Yemeklerin servis edildiği, yiyecek ve içeceklerin saklandığı kaplara da rastladıklarını ifade eden Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizans dönemine ait kap kacaklardan elimizde büyük bir seri oluştu. Bunun da bize başka bir yerde bulduğumuz zaman kap kacakların biçimlerini ve dönemlerini daha iyi belirlemek için bir şans tanıdığını görebiliriz. Kap kacakların yanında yine o dönemde kullanılan araç gereçler var. Bunlar delme, kesme ve ayrıca üretimle ilgili atölyeler. Bu Bizans dönemi yapılarında, geçmiş yıllarda bunu gördük, çok fazla sayıda küçük objeler, aletler var. Bunlar kesme, delme aletleri."
HELENİSTİK DÖNEME AİT KUYU İLE İLGİLİ ÇALIŞMA DEVAM EDİYOR
Prof. Dr. Arslan, bu yıl kazı döneminde, pek tahribata uğramamış metal iki parçaya ulaştıklarını belirterek, şu bilgileri verdi:
"Bu sene bulduğumuz demir objelerinden biri, pala dediğimiz, demirden yapılmış büyük bir bıçak. Gymnasium (sporcuların eğitim alanı) dediğimiz Bizans yapılarında ele geçti. İkincisi de balta tipi ya da özellikle ahşap şekillendirmek, doğramak için kullanıldığını tahmin ettiğimiz bir malzeme. Her iki alet de demirden yapılmış olmasına rağmen biçimlerini iyi bir şekilde koruyarak bugüne gelmeleri açısından oldukça önemli. O dönemdeki üretimde kullanılan alet ve araçların ne tür olduğu konusunda bize önemli bilgiler sunuyor. Konut alanlarında rastladığımız buluntuların tamamı doğal olarak kentin terk edildiği 7'nci yüzyılda Bizans dönemine ait objelerdir. Bunların günümüzden 1300 yıl öncesinde kullanılan araç gereç, kap kacakların olduğunu görebiliriz. Burada kaplar arasında Helenistik döneme ait bir kuyumuz var. Restorasyon işlemleri devam ediyor. Onlar daha boyalı süslü kaplar. 'Balık tabak' dediğimiz, su testileri gibi daha farklı formlarda her dönem kendine özgü boyaması, biçimi var. Bunların da bizim buluntuları kronolojik olarak dizmemize yardımcı unsur olduğunu söyleyebiliriz."
Arslan, ele geçen buluntuların Assos'taki malzeme kültürüne önemli birer örnek teşkil ettiğini sözlerine ekledi.