İlçenin Behice Köyü'nde oturan Ahmet Çağatay (70), köyden geçen Fırtına Deresi'nin karşı kısmında 60 aileye ait arazi ve bir balık çiftliği bulunduğunu, köylülerin asma köprü yapılamadan önce arazilerine ilkel teleferikle gitmek zorunda kaldığını söyledi.
Rize'de hayır amacıyla 5 ayrı asma köprü yaptığını ifade eden Çağatay, arazilerine giderken ilkel teleferiği kullanmaktan son derece rahatsız olan Behice Köyü sakinlerinin isteği üzerine son asma köprüyü de köy sınırları içerisinde Fırtına Deresi üzerinde yaptığını anlattı. Çağatay, ''Kendi imkanlarım ve arazi sahiplerinin de yardımıyla Fırtına Deresi üzerinde 50 metre uzunluğunda ve 1.5 metre genişliğinde asma köprü yaptım. Köylüler böylece arazilerine daha rahat gidip gelmeye başladı'' diye konuştu.
Köprünün yeterli korkuluğu bulunmadığını, özellikle çocuklar ile fotoğraf çekmek isteyen turistlerin köprüyü dikkatsiz kullandığını ifade eden Çağatay, ''Yöre halkı zor arazi şartlarına alışır, onlar için bir tehlike yok. Ancak köprü çocuklar ve turistler için tehlike oluşturuyordu. Kimse dereye düşmesin diye köprüye kapı yaptık'' dedi.
Güzel manzarası olduğu için turistlerin girişindeki kapıya rağmen köprüye çıktığını belirten Çağatay, ''Bunun üzerine köprünün ortasına ikinci bir kapı yapmaya karar verdik. Şu anda kilitli olan köprü girişindeki kapıyı açık bırakıp ortasındaki kapıyı kilitleyeceğiz. İkinci kapıyı da tamamladık. Köprüyü kullanmaması gerekenler birinci kapıyı geçse bile ikinci kapıyı kesinlikle geçemeyecek. Turistler de buradan fotoğraf çekebilecek'' ifadesini kullandı.
Çağatay, şu anda köprünün kilitli olan giriş kapısının anahtarını köprü yakınında sakladığını ifade ederek, şöyle devam etti: ''Burada arazisi olanlar anahtarın yerini biliyor. Gelince açıyor ve arazide işini bitirdikten sonra kapatıp gidiyor. Bu kapılar can güvenliği için yoksa başka bir maksadı yok. Anahtarın yerini zaman zaman değiştiriyoruz. Köylüler anahtarı beni arıyor. Ben de gelip yedek anahtarımla kapıyı açıyorum. Bu sayede hem ben hem de köylülerimiz rahat etti'' şeklinde konuştu.
Köylülerden Ali Demirkıran ise daha önce teleferikle derenin karşısına geçtiklerini belirterek, ''Ahmet Dayı 'ben yaşlandım, ölmeden buraya bir hayır işi yapayım' dedi. Biz de kendisine yardım ederek asma köprüyü inşa ettik. Arazilerimize ulaşmak için köprüden faydalanıyoruz. Ancak güvenlik açısından dışarıdan gelen, yöreyi bilmeyenler için hem asma köprüyü kullanmak hem de engebeli arazide dolaşmak ciddi manada zordur. Zaman zaman sıkıntılarla karşılaşıyoruz. Bu nedenle köprüye kapı yaptık. Anahtarın yerini herkes tarafından bilinmesin diye zaman zaman değiştiriyoruz'' dedi.
Balık çiftliği işletmecisi Fatih Öztabak ise asma köprünün çok faydalı olduğunu, tek sıkıntının anahtarın yeri değişince yaşandığını vurgulayarak, şunları söyledi:
''Asma köprü iki kapı ile bölünüyor. Girişinde ve ortasında kapı var. Kapa kilitlenip anahtarı bilinenin aksine bir yere konulunca sıkıntı yaşıyoruz. Yeri değiştirilen anahtar farklı yerlere konuluyor. Bulamayınca yedek anahtar için Ahmet Amcaya gidiyoruz. Balık çiftliği olduğu için gece saat kaç olursa olsun Ahmet Amcayı rahatsız etmek zorunda kalıyoruz.''
Öztabak, köprünün kenarında yeterince tel örgü olmaması sebebiyle çocuk ve turistlerin güvenliği için böyle bir tedbir almak zorunda kaldıklarını belirtti. Köylülerden Mehmet Kaptan ise köprüden balık tutup ızgara yaptıklarını, çay demleyip dere üzerinde içtiklerini söyleyerek, ''Köprü üzerinde balık ızgara ve çay keyfi çok güzel oluyor'' diye konuştu.