Bördübet'te başlayan ve hızla yayılan alevler rüzgarın da etkisiyle 15-20 kilometre uzaklıktaki Ahmetözü mevkiine kadar geldi. 1974 yılında da benzeri olaylar yaşayan çift, 48 yıl sonra tekrardan aynı korkuyu yaşadı. Alevlerin yangının ilk gecesinde Ahmetözü mevkiinde bulunan yerleşim yerinin etrafını sarması sonrasında Jandarma ve polis ekipleri harekete geçti. Yangının, 55 yıllık evli olan Ali ve Fatma Arslan'ın evine yaklaşması sonrasında yaşlı çift, keçileriyle birlikte güvenli bölgeye tahliye edildi. Ekiplerin havadan ve karadan planlı ve başarılı müdahalesiyle alevler Arslan çiftinin evine yaklaşmadan söndürüldü. Arslan çifti, bir gün sonra keçileriyle birlikte evine döndü.
"ORMANIN YANDIĞINI GÖRÜNCE EŞİMLE BERABER ÇOCUKLAR GİBİ AĞLADIK"
1974'te yine benzeri bir yangının çıktığını, yangın sonrasında diktiği fidanların küle dönmesiyle felaketi yaşadığını belirten Ali Arslan, "Allah bir daha bu felaketi memleketimize yurdumuza göstermesin. Biz bunu, 1974 senesinde yaşadık. 24 saatin içerisinde bu yerler kül oldu gitti. Ama bunu yakan kişilerin insanlıkla ilgisi yok. Şu ağaçlar kaç senede meydana geliyor? Eşimle beraber oturduk çocuklar gibi ağladık. Gelecek nesillere bir şey kalmadı. Yazık ben bu ormanda en ufak bir kıvılcım gördüğüm zaman kendim koşar söndürürüm. Bazı insanlar, ormanlara karşı duyarsız. Bu memleket bizim" dedi.
"ÇOK FİDAN DİKTİK, ORMANA EMEĞİMİZ ÇOKTUR"
Alevlerin yerleşim yerine 100-150 metre mesafeye kadar inmesi sonrasında askerlerin kendilerini tahliye etmek istediğini söyleyen Ali Arslan, "Askerler geldi, bizi tahliye etmek istedi. Keçilerimizle beraber gittik buradan. 1974'te yanmıştı buralar, o yangından sonra biz bu yerleri kendi ellerimizle diktiğimiz fidanlarla güzel bir orman yapmıştık. Çok fidan diktik, ormana emeğimiz çoktur. Bir ağacın dalı kaç senede meydana geliyor. Bizim çam balımız buradan geliyor, arılarımız, hayvanlarımız buradan faydalanıyor. Orman bizim her şeyimiz. Askerimiz ve polisimizden Allah razı olsun. Karadan ve havadan hiç durmadan sabahın erken saatlerinde başlıyorlar hava karanlık oluncaya kadar. Memleketin oksijeni bitiyor artık" dedi.
"ASKERLERİMİZ VE POLİSLERİMİZ SAYESİNDE EVİMİZ KURTULDU"
Fatma Arslan ise, evlerini koruduğu ve alevlere teslim etmediği için yangınla mücadele ekiplerine teşekkür ederek, "Üzüldük kuzum, çok üzüldük. Niye üzüldük? Bir sürü polislerimiz, askerlerimiz hep buralarda rezil oldular. Ağladık, Ali amcanla çok ağladık. Orman alev aldıkça bizim içimiz tutuştu. Sonrada evimizi 'nasıl kurtarırız' diye evlerimizi neyle yaptırabiliriz diye. Askerlerimiz ve polislerimiz sayesinde evimiz kurtuldu. Çok şükür, ekiplerimiz çok çalıştılar. Bizi de alevler köye yaklaşınca 'duman etkiler' diye evden götürdüler. Sağlımızı düşündüler sağ olsunlar. Çok ilgilendiler, hep yanımızdalardı. Biz evde olmasak da onlar bizim evlerimizi, hayvanlarımızı korudular. Bakın geçiyorlar, hala buradalar. Biz onların sayesinde evimizde yatıp kalkabiliyoruz. İnşallah tekrarı yaşanmaz. 1974'teki yangın çok tehlikeliydi, ama bu sefer çok farklıydı. Devletimiz bizimle çok ilgilendi. Hemen maddi manevi destek verdi" ifadelerini kullandı.