Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Yıldırım Belediyesinin araç filosunun teslimi ve 3 bin amatör sporcuya malzeme dağıtımı dolayısıyla Yunus Emre Spor Kompleksi'nde düzenlenen tören öncesi gazetecilere yaptığı açıklamada, dün akşam önemli bir gelişme yaşandığını söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ile sabah bu gelişmenin detaylarını aktardığını hatırlatan Arınç, şöyle devam etti:
"Ben de Bursa'dayım ancak böyle bir gelişmenin yaşanacağını biliyordum çünkü takriben her hafta yaptığımız güvenlik toplantısında Süleyman Şah Saygı Karakolu'nun geçici olarak nakledilmesi konusu gündemimizdeydi. Hükümetimizin kararlılığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerine verilen görev, başarıyla sonuçlanmıştır. Bundan dolayı sevinçliyim. Süleyman Şah Saygı Karakolu, Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin dedesi Süleyman Şah'ın vefatı üzerine yapılmıştır ve Türkiye ile Fransa arasında imzalanan anlaşma gereğince de birkaç defa yeri değiştirilmiş olmasıyla birlikte Suriye sınırları içerisinde Türkiye toprağı kabul edilmektedir. Bugün konum itibarıyla Türkiye'ye 30-40 kilometre veya belki biraz daha uzaklıktadır. Bugüne kadar da orada bir askeri birliğimiz nöbet tutmakta, zaman zaman değişmekte ve bu Saygı Karakolu ile Süleyman Şah Türbesi, gelenler tarafından ziyaret edilmekteydi."
Suriye'de yaşananlar
Arınç, Suriye'de feci olayların yaşandığını vurguladı.
Bu ülkede rejimin, halkına yönelttiği silahlarla birkaç yüz bin kişinin hayatını kaybettiğini, şehirlerin tahrip edildiğini anlatan Arınç, "Bir taraftan da aşırı unsurlar Suriye'de maalesef hayatiyet kazandılar, onların eylemlerine de sahne oluyor. Irak topraklarında ve Suriye topraklarında faaliyet gösteren, acımasız eylemler yapan birtakım radikal unsurlar ki başta DAİŞ olmak üzere pek çoğunun isimlerini sayabiliriz, insanları vahşice katlediyorlar, savaş açıyorlar, acılar yaşatıyorlar" görüşlerini iletti.
Başbakan Yardımcısı Arınç, yine Bursa'da bulunduğu bir zaman diliminde, Musul'daki konsolosluk görevlilerinin 101 günlük alıkonulmayı takiben Milli İstihbarat Teşkilatı ve yerel unsurların yardımıyla bir operasyonla kurtarıldığını anımsattı.
Operasyonda kurtarılan görevlilerin, Ankara'da Esenboğa Havalimanı'nda büyük bir sevinçle karşılandığını dile getiren Arınç, şu değerlendirmelerde bulundu:
"46 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, bir alıkonulma veya esaret diyebileceğimiz süreçten sonra bir tanesinin bile burnu kanamadan kurtarılmıştı. Bu kez de IŞİD kuşatması altında bulunan Süleyman Şah Saygı Karakolu'na yönelik tehditlerin arttığını biliyorduk. Bu tehditler ciddiyet kazanınca elbette Türkiye bir şeyler yapmak zorundaydı. Bulunabilen yöntem şu oldu; yine Suriye topraklarında kalmak üzere geçici olarak Süleyman Şah Türbesi, nakli kubur yoluyla yani nakledilmesi yönünde yine Suriye toprakları içerisinde ama Türkiye sınırına çok yakın bir yere nakledilecekti. Bütün bunlar yapılırken bütün incelikler, bütün detaylar da dikkate alındı. Çok ince bir planlama yapıldı. O yüzden hükümetimizin bu direktifini, bu talimatını başarıyla uygulayan ve sonuçlandıran Türk Silahlı Kuvvetlerini, başta Genelkurmay Başkanımız olmak üzere, harekatı bizzat yöneten Kara Kuvvetleri Komutanımız ve ona bağlı unsurlar olmak üzere bütün askerlerimizi, komutanlarımızı tebrik ediyorum. Milletim adına kendilerine teşekkür borcumuz var.''
"Şehidimize Allah'tan rahmet diliyorum"
Arınç, operasyon sırasında bir askerin, kaza sonucu şehit olduğunu ifade etti.
Bundan büyük üzüntü duyduklarını vurgulayan Arınç, şöyle konuştu:
"Şehidimize Allah'tan rahmet diliyorum ve kalanlarımıza inşallah daha uzun yıllar ülkemize hizmetler yapmasını temenni ediyorum, ailesine de başsağlığı diliyorum. Dikkat edilecek konu şudur; bir nakli kubur geçici olarak yapılıyor. Anlaşma gereğince bunun Suriye toprakları içerisinde olması gerekiyordu. Bize ait bir topraktır. Ona yapılacak tecavüz, bize yapılacak tecavüz olurdu. Buna anında karşılık vermek zorundaydık. Süleyman Şah Saygı Karakolu'nu korumak ve kollamak üzere her Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığım gibi, en son ekim ayında sorulduğu için söylüyorum, Hava Kuvvetlerimiz, helikopterlerimiz, kara unsurlarımız, tanklarımız başta olmak üzere en kısa sürede müdahale edebilecek şekilde konuşlanmıştık. İki savaş uçağımız sürekli bölge üzerinde devriye uçuşu yapıyordu. Helikopterlerimiz hazırlanmış, harekat emri bekliyordu. Tanklarımız da Süleyman Şah Saygı Karakolu'na yapılacak tecavüzü bertaraf etmek üzere yarım saat içerisinde müdahale edebilecek şekilde konuşlanmıştı ancak bu tehditler arttığı için bizim bu müdahaleyi en yakınımızda karşılamamız gerektiği düşünüldü.'
Burada iki konu var. Birincisi; DAİŞ dediğimiz terör örgütü, özellikle camilere ve türbelere amansız düşmanlık gösteriyor. Irak topraklarında da Suriye topraklarında da kutsal mekanlarını hepsini havaya uçurdu. Allah saklasın, bize karşı böyle bir şey yapması Türkiye adına affedilemez, kabul edilemez bir davranış olurdu çünkü onların menzili içerisindeydik. Bir delilik yapabilirlerdi. Bunu karşılamakta bütün bu tedbirlerimize rağmen sonuç alamayabilirdik. O yüzden birinci şartımız bu oldu. İkincisi; şüphesiz DAİŞ'in çemberinin daraldığını, başka unsurların da devreye girdiğini ve Türkiye'nin egemenlik hakkı bulunan bu yer üzerindeki müdahalesinin zaman içerisinde mümkün olamayabileceği düşünüldü. Her türlü ince hesaplar dikkate alındı. Bu çalışmaların bir kısmından, güvenlik toplantılarına katıldığım için haberdardım. Düğmeye basıldığı anda da azami 8 saat içerisinde bu işlemin gerçekleştirilebilmesi, çok büyük bir titizlikle hazırlandı. Bu bir taktik meselesiydi. Kara Kuvvetleri komutanlarımız, Harekat Planlama komutanlarımız bu konuda çok ciddi bir çalışma yapmışlardı. Nereden girilecek, nerede hangi tedbirler alınacak ve Suriye Eşmesi'nde nakledilecek kabrin şartlarının hazırlanması da dikkate alındı."
"Aziz hatırasını yaşatacağız"
Bülent Arınç, operasyonun herkesi gururlandıracak bir olay diye niteleyerek, başarıyla tamamlandığını belirtti.
Muhalefetin, Türkiye'nin toprak kaybettiğini söyleyebileceğine dikkati çeken Arınç, şunları kaydetti:
"Biz de bunları doğrusu şöyle düşündük; bu ülkedeki muhalefetin kalitesi az çok belli olduğu için böyle bir operasyondan sonra acaba ne söylerler, iç politikada ne yaparlar diye de endişe etmiştik. Çok şükür operasyonun her anı Türkiye Devleti'nin izzetini, azametini, varlığını ve egemenliğini ortaya koyacak biçimde yapılmıştır. Bir defa toprak kaybetmedik. Süleyman Şah Saygı Karakolu'nun bulunduğu arazi kadar yine Suriye toprakları içerisinde, geçmişte de birkaç defa nakil yaşandığı için, bir arazi üzerinde bu nakil gerçekleştirilmiştir, İkincisi; operasyonun her anı kameralarla tespit edilmiştir, dini merasim yapılmıştır. Nakledilecek kabrin nasıl alınacağı, nasıl nakledileceği her anıyla tespit edilmiştir. İnancımızda dikilen bayrak, bir daha asla inmez. O yüzden Süleyman Şah Saygı Karakolu'nda bulunan bayrağımız inmeden hemen naklin gerçekleştirileceği yerde bayrağımız dikilmiştir, saygı duruşunda bulunulmuştur, askerlerimiz görevlerini yapmıştır. Oradaki binanın ve bayrak direğinin tahrip edilmesi bizim kararımızdır çünkü biz oradan ayrıldıktan sonra IŞİD'in yani DAİŞ'in burayı ele geçirmesi, oraya kendi bayrağını asması ve o binada başka gösteriler yapması mümkündür. Biz onun aynısını Suriye Eşmesi'nde gerçekleştireceğiz. Onların eline enkazdan başka bir şey bırakmamak gayretiyle bu yapılmıştır."
Arınç, muhalefete seslendiğini ifade ederek, bu operasyonun askeri bir gereklilik olduğunu herkesin bilmesi gerektiğini anlattı.
Hükümetin talimatının, sıfır noksanla, sıfır hatayla gerçekleştirildiğini bildiren Arınç, "Ne var ki 500'den fazla askerin katıldığı bir operasyonda bir kaza sonucu çok önemli bir kardeşimiz hayatını kaybetmiştir. Bu operasyonlarda bu tür zayiatların yaşanması da tabiidir. İnanıyorum ki çok kısa bir zamanda yeni yerinde nakli kubur suretiyle yine aziz hatırasını yaşatacağız, Türk bayrağı dalgalanacak ve bundan sonraki ziyaretlerimiz burada yapılacaktır. Bir taraftan eğit-donat anlaşması imzalanmıştır. Suriyeli yerel unsurların, Suriyeli muhaliflerin, ABD, bu koalisyonun bir parçası olarak eğitilip donatılmaları konusu imza altına alınmıştır. Bundan sonra koalisyonun hareketleri de takip edilecektir" diye konuştu.
"Toprak kaybetmedik"
Arınç, Türkiye'nin Suriye'deki bu trajedinin bir an evvel sonuçlanmasını ve Suriye'de demokratik bir yönetimin iş başına gelmesini arzu ettiğini aktardı.
Yine muhalefete seslenen Arınç, "Muhalefet, 'toprak kaybedildi, çekildik', bunların arkasına saklanmasın, bunlarla siyaset yapmasın. Türk halkı bugün olanla, yapılanla gurur duyacak noktadadır. Toprak kaybetmedik, bayrağımız dalgalanıyor ve Süleyman Şah'ın bizce mukaddes emaneti de şu anda elimizde geçici olarak bulunuyor. Suriye Eşmesi'ndeki inşallah ikametgahına da en kısa zamanda götürülecektir" ifadesini kullandı.
"Gençler siz bizim ümidimizsiniz"
Arınç, anne ve babaların endişe etmesine gerek olmadığını, gençlerin Türkiye'de güzel günler yaşayacağını söyledi.
Gençlere teşekkür eden Arınç, "Siz bizim ümidimizsiniz. Yeni Türkiye'nin inşasında canla başla gayret eden ve inşallah emaneti ehil ellerde devam ettirecek olan sizlersiniz. Türk bayrağını en yükseklerde dalgalandıracaksınız" diye konuştu.
Arınç, Yıldırım ilçesinde, küçük yaşlardan itibaren spora ilgi duyan gençlere belediye tarafından geçmişten bu yana çok güzel imkanlar sağlandığını dile getirerek, geçen yıl 30 Mart'ta görevine seçilen Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali'nin, verdiği sözleri tuttuğunu belirtti.
Bu törende iki büyük iş için toplanıldığına değinen Arınç, şunları kaydetti:
"Önce çok güzel yeni bir araç filosu aldık. Belediye tasarruf ediyor, imkanları iyi kullanıyor. Öncelik verdiği konularda da çok şükür çok başarılı adımlar atıyor. Kamyonlar, minibüsler, midibüsler, pikaplar, ekskavatörler, transit araçlar, binek, vakumlu yol süpürme araçları var. Takriben 6 trilyon liraya bu yeni araçlarla Yıldırım halkına daha çok, daha güzel hizmetler yapacağız. Tabii bu minibüsler, midibüsler benim için değil, Edebali'nin kendisi için de değil. Yıldırım'ın güzel annelerini, kız kardeşlerimizi, babalarımızı, dedelerimizi hem Bursa içindeki taşımada hem de Bursa'nın yakın illerine ziyarette kullanılacak. Yani Yıldırımlılar, bu araçlara sizler belediyemizin bir hizmeti olarak ücretsiz binip güzel günlerde, zamanlarda seyahat yapacaksınız. Yol süpürme araçları, Yıldırım'ın temizliği içindir. Ekskavatörler, bazı inşaatlarda altyapı hizmetlerinde kullanılacak imkanlardır. Allah kazalardan saklasın, hayırlı hizmetlerde kullanmayı nasip etsin."
"Sporcu konusunda İstanbul'u geçecek noktadayız"
Yıldırım Bayezid'in ismini alan bu ilçede sporcuların onun gibi yetiştiğini anlatan Arınç, Bursa'nın, Türkiye'nin yüz akı olacak gençlerin Yıldırım'da yetişeceğine inandığını ifade etti.
Bursa'nın, sporcu yetiştirme, spor kulüpleri, müsabaka alanı ve lisanslı sporcu sayısında İstanbul'la yarıştığı bilgisini veren Arınç, şöyle konuştu:
"Bizim nüfusumuz 3 milyon, İstanbul 15 milyon ama biz, sporcu konusunda İstanbul'u geçecek noktadayız. Toplam sporcu sayımız, Bursa'da 127 bini buldu. 127 bin genç kardeşimiz bizzat sporla ilgileniyor Bursa'da. Sizler onun küçük bir örneğisiniz. Faal sporcu sayısı, lisansıyla 27 bin, kulüp sayısı 500 civarında ve 2014'te 15 bin 600 müsabaka yaptık. Bütün bunlarla inşallah şunu hepimiz çok iyi göreceğiz ki gençlerimize spor alanları, kapalı spor salonları, sporun sadece futbol olduğunu bilenler vardır onun için söylüyorum spor sadece futbol değildir, aynı zamanda kılıç, okçuluk, basketbol, voleybol, hentbol, tenistir, nereden bakarsanız bakın sizler bunların her birini rahatlıkla yapabileceksiniz."
Kurdele kesilerek filonun belediyeye teslimi ve spor malzemelerinin dağıtımıyla sona eren törende, Bursa Valisi Münir Karaloğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali, Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Süleyman Şahin, AK Parti İl Başkanı Cemalettin Torun ve vatandaşlar hazır bulundu.