İzmir'de yaşayan 26 yaşındaki Hasan Sağır, geçen yıl mayıs ayında Sığacık'tan Güzelbahçe istikametine giderken alkol uygulaması yapan polis memurlarınca durduruldu.
A.A'nın haberine göre, alkolmetre ile yapılan ölçümde Sağır, 425 promil alkollü çıktı.
Trafik uygulaması öncesi eline ve yüzüne kolonya sürdüğünü savunan Sağır, uygulamayı yapan polislere gün içinde alkol almadığını belirterek, promil oranına itiraz etti.
Alkolmetre ölçümünün yenilenmesi talebini polislere ileten Sağır'ın talebi, yönetmelik gereği kabul edilmeyince alkollü araç kullandığı gerekçesiyle ifadesi alınmak üzere karakola götürüldü.
Karakolda kan değerlerine bakılması talebi de reddedilen Sağır'ın hem sürücü belgesine el konuldu hem de para cezası kesildi.
Alkol oranının 100 promilin üzerinde olması üzerine Sağır hakkında "alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanma" suçlamasıyla Seferihisar Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldı.
Sağır, savunmasında gün içinde alkol almadığını, trafikte beklerken sadece eline ve yüzüne kolonya sürdüğünü söyledi.
Duruşmada alkol uygulamasını yapan polis de tanık sıfatıyla verdiği ifadede, Sağır'ın hal ve hareketlerinden, konuşmasından alkollü olmadığının belli olduğunu kaydetti.
Sanığın beraatine hükmeden mahkeme, kararında "Tanık ve sanık ifadelerinden de belli olduğu üzere alkol miktarının yüksek çıkmasının nedeninin sanığın kolonya ile el ve yüzüne teması olmasından kaynaklandığı, hal ve hareketlerinden, konuşmasından alkollü olmadığının belli olduğu, alkol içmekten kaynaklanmadığı görülmüştür." ifadelerine yer verdi.
Savcının itirazı üzerine konu İzmir Bölge Adliye Mahkemesine taşındı. 14. Ceza Dairesi de aynı gerekçeyle sanık hakkındaki beraat kararını onadı.
Sağır'ın avukatı Mustafa Bilgehan Çalık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kararın emsal teşkil edeceğini düşündüklerini belirterek, vatandaşların kolonya kullandıkları için böyle bir şeyle karşılaşabileceklerini tahmin etmeleri gerektiğini söyledi.
Verdikleri mücadele sonucu beraat ettiklerini, bu kadar yüksek promil alkol alan birisinin ayakta bile zor duracağını dile getiren Çalık, şöyle konuştu:
"Dosyamızda bu uygulamayı yapan polis memurunun olumlu beyanda bulunması da önemli. Böyle bir idari para cezası ve sürücü belgesine el konulan vatandaşın hemen yasal yollara başvurması gerekir. Yönetmeliğin değerlendirilmesi, tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor. Vatandaşlar bu konuda mağduriyet yaşayabiliyor.
Uyuşturucu etkisi altında araç kullanma ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarının oluşabilmesi için Yargıtay kararları uyarınca şoförlerin trafikte makas atma, diğer şoförlerin üzerine araç sürme veya araçlarını kendi şeridinde tutamaması gibi bir durum olması gerekir. Bizim müvekkilimizin aracını düzgün kullandığı MOBESE kayıtlarından da göründüğü için biz bu kayıtları mahkemeye sunduk. Bunların neticesinde müvekkilimizin beraatine karar verildi."
"ALKOLMETRENİN SONUCUNU ETKİLEMESİ MÜMKÜN"
Dokuz Eylül Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdem Özkara da 425 (4.25) promil alkollü çıkan bir sürücünün hayati tehlikeye sahip olacağını söyledi.
"Değil araba sürmek, yoğun bakımda zor yaşatırsınız." diyen Özkara, şu değerlendirmelerde bulundu:
"250 (2.50) promilden sonra ölüm tehlikesi oluşur. Kolonya veya ıslak mendil sürüldüğünde alkolmetrenin sonucunu etkilemesi mümkün. Alkolmetre hem alınan alkolü hem de solunan havadaki alkolü ölçer. Bu nedenle kişinin hem yüzüne sürdüğü kolonya hem de soluduğu hava, promil düzeyini etkiler.
Ayrıca, aletin kalibrasyonunda da bozukluk olabilir, cihaza alkol benzeri uçucu maddelerin teması bile etkili olabilir."