Hayat kurtarmak için bin bir zorluğa rağmen trafikte yol alan ambulanslardaki acil tıp teknisyenleri yollarda birçok sorun yaşıyor. Trafikte geçiş üstünlüğü olan ve yaşam kurtarmak için zamanla yarışan ambulans ekiplerine yol veren sürücü sayısı ise oldukça az. Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca da geçtiğimiz günlerde İstanbul Kadıköy'de ambulansla hasta taşıyan acil tıp teknisyenlerinin motosikletteki iki şahıs tarafından durdurulduğunu gösteren anların görüntüsünü paylaştı. Bu görüntülerde iki şahıs ambulanstaki hastayı görmek isteyip yol kesiyor ve sonunda hastayı görünce ancak ambulansa yol veriyordu. Görüntüler sonrası trafikte geçiş üstünlüğü olan ambulans personelinin yaşadıkları sorunlar yeniden gündem oldu. Ambulanslarla ilgili sorunlar da devam ediyor. Parademik Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Nural, acil can kurtarmak için var olan ambulans ekiplerinin yaşadıkları sorunları ve çözüm önerilerini SABAH'a anlattı.
"TOPLUMSAL BAKIŞ AÇIMIZLA İLGİLİ SORUNLAR VAR"
Nural ilk olarak şunları söylüyor: "Magandalar ambulansın önünü kesecek cesareti gösterip ambulansı durdurdular. Buradaki cesaretlerin sebebi yasaların yeterince yaptırımlar olmadığı için bu kadar cesur davranabiliyorlar. Bugün bir kamu aracının önünü kesmek suçken hasta ve yaralı taşıyan bir ambulansın önünü kesmenin bedeli ağır olmalı. Şahıslar arka tarafı açtıklarında arkada bir hasta ile karşılaştılar ama her zaman durum böyle olmayabiliyor. Hasta da o esnada olmayabilirdi ve acil hastaya gidiyor olabilirlerdi. Hastaya giderken de buna benzer sorunlarla karşılaşıyoruz. Trafikte yol vermeyi bırakın ambulansın önünü kesece cesareti gösterenlerin önünde toplum olarak durmamız lazım. Bu sadece yasalarla çözülecek konular değil. Toplumsal bakış açımızla ilgili sorunlar var."
"BİR GÜN KENDİ YAKININDA O AMBULANSTA OLABİLİR"
Nural, en büyük sorunun empati eksikliği ve toplumsal duyarlılığın olmamasından kaynaklı olduğunu ifade ederek şunları ifade ediyor: "Türkiye'nin ambulans ekipleriyle 8 dakika içerisinde acil hastaya ulaşma kriteri var. Ancak bu hastalara yetişmek isterken başta onların yakınlarını aşamıyoruz. Bir sokağa kendi aracını park ederken buradan az sonra bir itfaiye ya da bir ambulans aracının geçebileceği ihtimalini düşünmüyor. Trafikte seyir halindeyken ecel terleri dökerek bir ekibin içinde bulunan ambulansın sirenini sesini duyduğu halde yol vermekte imtina eden sürücüler var. Ambulans ekibiyle bununla ilgili kavga eden insanlar var. Ara yollarda araç park edilirken bir ambulansın geçeceği ihtimali düşünülmüyor. Bir gün kendi yakınının da o ambulansa ihtiyacının olacağını ve yol vermesi gerektiği bilinci ne yazık ki toplumumuzda yok. Bu bir eğitim meselesi ve ambulansa her zaman öncelik verilmesi gerekiyor. Örneğin bir göreve gidip dönerken sireni çalmıyor ama o esnada telsizle başka bir acil vaka çıkıyor ve ambulans siren çalmaya başlıyor. Bunu trafikte fark eden sürücüler bir başka acil vakanın çıktığını düşünmüyor. Çocuk yaşlarda çocuklara ilk yardım ve can kurtarmaya giden ambulanslarla ilgili eğitimler verilmeli. Toplumsal duyarlılık önemli. Trafikteki sürücülerin yol vermeyle ilgili kültürü yok, böyle bir bilgisi yok. Ambulansların geçiş üstünlüğüyle ilgili Türkiye'de yaptırımlar yok."
"CEZALAR ARTIRILMALI, ŞİKÂYET BEKLENMEDEN UYGULANMALI"
Ambulansın önünün kesilmesi, trafikte önceliği olduğu halde yol vermeme ve yolda araç park ederek ambulansın o yoldan geçememesine neden olmak gibi birçok sorunun olduğunun altını çizen Nural'a "Bu sorunları aşabilmek için neler yapılması lazım?" sorusunu sorduğumuzda şöyle cevap veriyor: "Bu bir eğitim ve kültür meselesi. Bu kültürün aşılanabilmesi için ilkokul seviyelerinden başlayarak hem ilkyardım hem de ambulanslarla ilgili bilgilendirilmelerin yapılması gerekir. Buna en az matematik dersi kadar önem verilmesi gerekir. Ambulansa binebilecek olan kişilerin yakınlarımız olabileceği ihtimalini de kaçırıyoruz. Empati yapılması lazım. Yasal olarak birçok ülkede trafik kanununda ambulanslarla ilgili özel bir kanun maddesi var. Bizde karayolları kanununda acil araçlara yol vermeyle ilgili ancak karşı taraftaki sürücülerin yol vermeleriyle ilgili bir madde yazıyor. Trafikte çeşitli cezalar var ama ambulansın günde 18 vakaya gittiğini varsayarsak her yaşadıkları sorunda şikâyet etmelerine vakitleri bile kalmıyor. Başka ülkelerde ambulansların kırmızı ışıkta geçebileceği, ters yöne girebileceği ve hız sınırıyla ilgili de bazı kanunlar var. Ambulanslara yol vermeyen vatandaşların kanunu müeyyideleri çok net bir şekilde yer alıyor kanunda. Ama bizde basit bir trafik suçu gibi işlemler uygulanıyor. Bu nedenle cezaların EDS ile kontrol edilip otomatik olarak sürücülere kesilmesi gerekiyor. Olay yerine ulaşmamız için önümüzdeki bütün engellerin kalkması lazım. Ambulans ekibinin şikâyeti olmaksızın ceza uygulanmalı ve cezalar artmalı."
"ACİL TIP TEKNİSYENLERİ PSİKOLOJİK OLARAK ETKİLENİYOR"
Nural son olarak şunları söylüyor: "Bizim toplumsal duyarlılığımız olsa yasalara gerek kalmayacak. Ambulanslarımız birçok ülkeden çok daha iyi donanımda. Acil müdahale için her şey var. Ve bu imkânlar sunulurken trafik gibi küçük bir mevzuda yapılan hatalar hastaya ulaşmakta zorluğa neden oluyor ve Türkiye'de acil tıp teknisyenleri bu durumdan psikolojik olarak etkileniyor. Hedef ve amacımız o hastaya hızlıca ulaşmak olduğu için önüne çıkan engeller bizi demoralize ediyor. Düşünün önünüz kesiliyor, cama vuruluyor, ambulansın kaportasına vuruluyor bütün bunlardan sıyrılarak acil bir hastaya ulaşıyorsunuz. Bu psikoloji kolay bir psikoloji değil."