Yasmin Nayal, 2016 yılında Türkiye'ye sığınan binlerce gençten biri. "Altın beyin" lakaplı Yasmin Nayal 2020-2021 eğitim-öğretim yılını Bahçeşehir Üniversitesi'ni birincilikle bitirdi. SABAH'a özel açıklamalarda bulunan Yasmin Nayal "Türkiye Cumhuriyeti'ne teşekkür ediyorum" dedi.
"TÜRKİYE'YE DAHA İYİ BİR HAYAT UMUDUYLA GELDİM"
Türkiye'ye ilk başta daha iyi bir hayat umuduyla geldiğini söyleyen Nayal, "Evden çıkarken güvende hissetmek istedim. Dönünce ailemi hayatta bulacağımı bilmek istedim. Birlikte vakit geçirebileceğim, dışarı çıkabileceğim ve hem sosyal hem entelektüel düzeyde iletişim kurabileceğim arkadaşlar edinmek istedim. Ders çalışmak ve işe girmek istedim. Bir fark yaratmak istedim" diye konuştu.
TÜRKİYE'YE MİNNETTARIM
Yasmin Nayal, şunları söyledi: "Şu ana kadar bana iyi bir hayat sunduğu ve okuma fırsatı verdiği için Türkiye'ye minnettarım. İlk başta Türkiye'yi Suriye'ye olan coğrafi yakınlığı (ülkemle bağlarımı tamamen koparmamak adına) ve yakın kültürü nedeniyle seçmeme rağmen Türkiye buraya geldikten sonra benim için çok daha fazlası oldu. Benimkini kaybettikten sonra Türkiye bana ev oldu. 'Suriyeli mülteci' olarak etiketlenmek çok fazla ön yargı ve olumsuz tepkilere neden olsa da Suriyelilere verilen geçici kimlik kartı birçok şeyi yapmama izin verdi. İstediğim üniversiteye başvurmam, ehliyet almam, ev kiralamam ve çok daha fazlası için yeterliydi. Umarım gelecekte Türkiye'ye benim de iyiliğim dokunur. Hayalim medya şirketimi kurmak uzun vadeli planım."
"MÜLTECİ OLARAK ETİKETLENMEKTEN HOŞLANMIYORUM"
"Kökenimden utanmasam da mülteci ya da Suriyeli olarak etiketlenmekten hoşlanmıyorum. Çünkü bu Suriyeli ve Suriyeli olmayanlar arasında bir ayrıma neden oluyor. Ben, bir insan olarak görülmek istiyorum. Suriyeliler'i temsil etme sorumluluğunu taşımaktan gurur duysam da kategorize edilmekten rahatsızım. Her birimiz - Suriyeli ya da değil - farklı insanlarız ve hikâyelerimiz böyle aktarılmalı."
"Bana göre mülteci olmak, çok şey demektir. Her mülteci evini kaybettiği için buraya gelmedi. Savaşın hüküm sürdüğü bölgelerden gelmeyen tanıdığım birçok insan, daha iyi bir yaşam istedikleri için başka ülkelere sığınma talebinde bulundu. Mülteci olmak, başkalarının mutluluğunu çalmak anlamına gelmez. Başkalarına da bize kötü davranma hakkı vermez."
"Uluslararası Af Örgütü tarafından yürütülen bir deney, sadece insanların gözlerinin içine bakmanın bile büyük bir fark yaratabileceğini gösteriyor. Aslında, tüm istediğim bu. Bir an için önyargılarınızdan kurtulun ve karşınızdaki kişinin gözlerine bakın. Belki kötü bir insan, ya da hoşlanmayacağın bir kişi görürsünüz. Ancak, gözlerinin arkasında gizlenen harika bir insanı tanıma şansınız da var."
"Türkiye'ye gelen bir göçmen olarak, ihtiyaç duyduğumda yardım isteyeceğim, tıpkı başkaları benden istediğinde onlara elimi uzattığım gibi. Ancak, insanların bize acımasını istemediğimizi söyleyebilirim. Ben, onurlu bir hayatın yaşamanın peşindeyim."