Genç kaptanın ölümünün ardından ailesi perişan halde bir cevap bekliyor. Piri Reis Üniversitesi Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği mezunu Uğur Kır (23), bir süre önce, Vanuatu bandıralı ERKUL S adlı gemide 3'üncü kaptan olarak çalışmaya başladı. Edinilen bilgiye göre, Kır, 2 Temmuz'da, gemi küpeştesinde bir kaza geçirerek yaralandı.
GÖĞÜS KAFESİ EZİLDİ
Göğüs kafesi ezilen Uğur Kır, Güney Afrika yakınlarında bir hastaneye götürüldü. Doku zedelenmesi teşhisi konulan Kır'a doktor, 1 hafta istirahat raporu verdi. İstirahati gemideki kamarasında geçiren Uğur Kır, sürenin sona ermesinin ardından tekrar görevinin başına döndü. Gemi Liberya'dan Çin'e doğru giderken kaptanla görüşen Kır, ağrılarının geçmediğini ve durumunun ağırlaştığını belirterek ilk limanda ayrılmak istediğini söyledi. Gemi limana ulaşamadan Uğur Kır hayatını kaybetti. Gemi, 3'üncü kaptanın ölümünün ardından seferine devam ederken, cesedin sebze dolabına konulduğu öğrenildi.
"BİR KADIN ARADI, 'UĞUR'U KAYBETTİK' DEDİ"
Günlerdir haber alamadığı oğluyla ilgili acı haberi geminin bağlı olduğu şirket görevlilerinden alan anne Nurgül Kır, ölümde ihmalkarlık olduğunu iddia etti. Oğlunun başına gelenlerin kendilerinden saklandığını savunan anne Kır, "Şirketten biri aradı. Dedi ki, 'abla' dedi 'Uğur'a ulaşamıyoruz, maile' dedi. Sonra beni bir kadın aradı. Dedim ki 'ben haber kanalına çıkarım.' 'Konsolosluğun önünde kapıda yatarım' dedim. 'Oğlumu hastaysa Türkiye'ye getirttiririm. Bir şekilde getirttiririm, ben sokaklarda yatarım' dedim. Bir kadın aradı, 'Uğur'u kaybettik' dedi.
Bence bu işin içinde iş var. Daha önceden öldü. Ben öyle düşünüyorum. Ben yetkililere sesleniyorum. Bizim kimsemiz yok, biz fakir aileyiz. Bizim zaten bir buçuk yıldır dükkanımız kapalı, pandemi nedeniyle. İki çocuğum var. Başka hiç kimsem yoktu. Ama onun yeri şuramda farklıydı. Ona hiç doyamazdım. En son gitmeden önce üç defa öptüm de yolladım. 'Gitme' dedim. Alibeyköy'e götürdüm, Arabanın içinde üç defa gene öptüm. İzmir'den gemiye katıldı" dedi.
"KAPALI BİR KUTUNUN İÇİNDEYİM"
Oğlunun gemiye katılmadan önce genel sağlık taramasından geçtiğini ifade eden Nurgül Kır, ölümünün kasıtlı olabileceğini iddia etti. anne Kır, sözlerini şöyle sürdürdü: Hiçbir tane rahatsızlığı yoktu. Çünkü, yedi, sekiz ay önce check up'tan geçti. Ne başı ağrırdı, ne kolu ağrırdı, ne bir yaraları ağrırdı. Şirketten bana dedi ki bir kadın, 'şurasına, göğsüne dedi vinç vurdu' dedi. Sonra da birisi geldi dedi ki; 'kafasını vurdu' dedi. Tank mı varmış başında palet gibi bir şey. 'O yoktu' dedi 'kafasına vuruldu' dedi. Bu güvertenin bir şoförü değil mi? Bu orada, meydanda ne işi var? Bu tepedeki adam malı indirirken belki kasıtlı yaptı bile bile. Bilmiyoruz... Kapalı bir kutunun içindeyim. Benim canım çok yandı. Başkalarının da canı yanmasın. Böyle ölen çok varmış duyuyorum. Böyle ölen, öldürüp de denize atanlar varmış. Onları da duydum"
Nurgül Kır, oğlunun cenazesinin bir an önce Türkiye'ye getirilmesi için yetkililere seslenerek, "Şirkettekilere kalırsa bir hafta sonra gelecek diyorlar. Bir hafta sonra dedi haberlerde, ama benim bilgim yok, ben inanmıyorum. Onlar bir hafta der, üç, beş ay sürer. Hiç kimseye inancım yok. Büyüklerimden yardım istiyorum. Cumhurbaşkanımdan da yardım istiyorum. Sağlık Bakanımdan da yardım istiyorum. Onların da evladı var. Kendime vura vura mosmor oldum. Keşke gene merdiven silseydim, keşke gene ev işlerine gitseydim" diye konuştu.
"AĞABEYİMİN CESEDİ ŞU AN GÜNEY AFRİKA'DA GEMİNİN SEBZE DOLABINDA"
Gemide geçirdiği kaza sonrasında hayatını kaybeden Uğur Kır'ın kardeşi Umut Can Kır , "Ağabeyim 2 Temmuz bir iş kazası geçiriyor Bu kaza sonrasında Batı Afrika'da bir tane hastaneye sevk ediyorlar. Hastanede doktor doku zedelenmiş teşhisi koyuyor. Bir hafta istirahat raporu veriyor ve. Bu istirahatı sonunda gemiye devam ediyor. Gemi Liberya'dan Çin'e doğru seyretmeye başlıyor. Gemi seyir halindeyken durumu ağırlaşıyor ve yazılı bir şekilde ilk limanda gemiden ayrılmak istediğini beyan ediyor. Şu anda Afrika bölgesinde ve gemi uydudan takip edilemiyor. Batı Afrika'da korsan bölgesine yakın olduğu için açmıyorlar. Ağabeyimin cesedi şu an Güney Afrika'da geminin sebze dolabında. Biz aile olarak gerekli şeylerin en hızlı şekilde yapılmasını ve ağabeyimin de erkenden gelmesini istiyoruz. Ve bunun için yardım istiyoruz. Çünkü biz bu acıları, bir, iki hafta sonra. Tekrar yaşamak istemiyoruz" ifadelerini kullandı.