Adnan Oktar Suç Örgütüne yönelik karar İstinaf Mahkemesi tarafından usulen bozuldu. Yeniden görülen davada, Adnan Oktar ve 14 örgüt yöneticisine farklı suçlardan toplamda 8 bin 658 yıl hapis cezası verildi. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi 10 bin 393 sayfalık gerekçeli kararını açıkladı.
'MEHDİ' İMASI
Gerekçeli kararda ilk olarak Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü'nün kuruluşu, işlevleri ve tarihsel gelişimi anlatıldı. Gerekçede, sanık Adnan Oktar'ın süreklilik kendisinin 'Mehdi' olduğunu ima eden yaklaşımlarda bulunduğu ifade edildi. Oktar'ın hadisler ve yorumlamalar yoluyla kendisinin mehdi olduğunu anlattığı değerlendirilerek mehdiyet inancını örgüt üyelerine kanıksattırmaya çalıştığı belirtildi.
DİNİ KENDİNCE YORUMLAMIŞ
Örgütün tek hakim ve lider Adnan Oktar olduğu, örgüt içerisinde mehdi olarak görüldüğüne, örgüt üyeleri tarafından insanüstü özellikler atfedilen, beklenen mehdi olduğu düşünülen, Adnan Oktar örgüt üyelerince atfedilen şekli ile dini kuralları ve kutsal kitap Kur'an-ı Kerim'i kendince yorumlama ve örgütün amaç ve idealleri doğrultusunda hükümler çıkarmaya yetkili tek kişi olduğu anlatıldı.
MASON VE YAHUDİ DETAYI
Gerekçeli kararda, örgütün 2008 yılı civarında 'Masonlar' ve 'Tapınak Şovalyeleri' ile ilk temaslar kurulmaya başlandığı anlatıldı. Örgütün temellerini masonluk karşıtlığı olarak atan Adnan Oktar "Esasında masonluğun hak bir tarikat olduğu, ancak bozulduğu, masonların kurtarıcı beklentisi ve Yahudilerin Moşiah beklentisi ile Mehdiyetin aynı hususlar olduğu" söylemleriyle mason locaları ile irtibat kurulması yönünde örgüt mensuplarına talimat verdiği ve böylelikle masonların ve Yahudilerin dünyadaki nüfuzlarını kullanarak, netice itibari ile destekleriyle örgütün gücüne güç katmaya çalıştığı belirtildi.
ÖRGÜT DAVALARIYLA İLGİLENEN AVUKAT GRUBU
Oktar'ın örgüt mensuplarını söz konusu dini yapılanmalarla irtibat kurmak ve ilişkileri geliştirmek için yurtdışına gönderdiği, devam eden süreçte de bahse konu yapıların temsilcilerini ülkeye getirerek ilişkilerini geliştirmeye çalıştığından bahsedildi. Kararda, "Bizzat örgüt lideri tarafından kurulduğu, örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda faaliyet yürüten 'Hukuk Grubu', her ne kadar hukukçu olmasa da geçmişten günümüze örgütün bütün davalarıyla ilgilediği vurgulandı. Dosya yoğunluğundan dolayı önem derecesine göre bazı örgüt dosyalarına, örgüt üyesi olmayan ancak gelecekte örgüte kazandırılması muhtemel avukatlar da hukuk grubu faaliyetlerine dahil edildiği ortaya çıktı.
TURNİKE SİSTEMİ
Kararda, örgütün "turnike sistemi"nin Oktar tarafından kurulduğu ve erkekler tarafından eyleme dönüştürüldüğü aktararak, "Bu sistem, örgütün faaliyet imkanı bulduğu onlarca yıl boyunca ardında sayısız mağdur bırakmıştır. Kandırılarak, hile yoluyla veya iradesi fesada uğratılarak bu sistemin içerisine sokulan kadınlar, kız çocukları kişilikleri bitirilerek ailelerinden koparılmış, yaşadıkları travma yüzünden psikolojileri bozulmuş ve örgüt lideri Adnan Oktar'ın elinde köleleştirilmiştir." ifadeleri yer verildi.
CİNSEL SUÇLAR İŞLENMEYE DEVAM ETMİŞ
Bu sistem doğrultusunda örgüte kazandırılması amaçlanan kızların 18 yaşının altında olmasının bir engel teşkil olmadığı, kanunen çocuk statüsündeki bu şahıslara organize bir şekilde hareket edilerek hile yoluyla kandırma taktikleri uygulandığı, cinsel suçlar işlenmeye devam edildiği anlatıldı.
YARDIM TOPLAYARAK ÖRGÜTE FON SAĞLANMIŞ
Mahkeme, örgüt propaganda faaliyetleri neticesinde örgüt mensubu kişilerin yanı sıra, örgütte bir de sempatizan yapılanması meydana geldiği, örgüt tarafından bastırılan kitapların dağıtımı, örgüte 'infak' adı altında yardım, konferanslara katılım, siyasi partilerin mitinglerinde örgüt adına destek faaliyetleri yürüttüğünden bahsedildi. Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütünün silahlanarak başta örgüt liderini korumayı hedefledikleri ayrıca bu silahlanmayı mağdur ve müştekiler üzerinde korku ve baskı unsuru olarak kullanarak iradelerini sakatladıkları belirtildi. Gerekçede, işlenen suçlarda silahlanmayı tehdit unsuru olarak kullandıkları, yasadışı silahlanmaya yasallık kazandırmak gayesiyle resmi makam ve mercilere yalan ifadelerde bulundukları anlatıldı.
EVLENDİRİLMELER YER ALDI
Örgüt ideolojisi çerçevesinde, "Bacılar Grubu"nda yer alan kadın örgüt mensupları ile "Erkek Kardeşler Grubu"nda yer alan örgüt mensuplarının birbirleri ile kâğıt üzerinde evlendirildiği, evlilik müessesesinin örgütsel çıkarlar doğrultusunda kullanıldığı ifade edildi.
ÖRGÜTTEN KOPMAMALARI İÇİN EĞİTİM HAKLARINI ENGELLEMİŞLER
Özellikle kadın örgüt mensuplarının eğitimlerini tamamlamaları veya öğrencisi bulundukları okullarına gitmelerinin, örgüt lideri tarafından engellendiğinden bahsedildi. Örgüt mensuplarının okullarına devam edip sosyal ortamlara girerek örgütten kopması, okul hayatlarının örgüt içerisinde gösterecekleri faaliyet zamanını azaltması durumlarının önüne geçmek amacıyla, Adnan Oktar tarafından, "Okuyup ne yapacaksınız? Burada kalıp cemaatimize hizmet ederseniz daha çok sevaba girersiniz" ve benzeri şekilde telkinler yapıldığı ifade edildi.
İSTİNAF MAHKEMESİNE KARARINA DEĞİNİLDİ
Kararda, "İstinaf mahkemeleri kimi zaman iş yoğunluğu ve kimi zaman da 'kendisini Yargıtay yerine koymak' gibi saiklerle bu kararları vermektedir. Saik ne olursa olsun kanun hükme açıkken ve sınırlı bir bozma kararı verilebileceği belirtilerek buna istinaden de direnme yasağı getirilmişken bu şekilde defakto bir biçimde uygulama oluşturma çabaları istinaf mahkemelerinin kaynağını kanundan almadığı bir yetkiyi kullanma anlamına gelir ki, bu durum Anayasa'yı ihlal anlamı taşımaktadır" ifadelerine yer verildi.