Müslüman âlemi yapılacak ibadetler öncesinde abdest alarak temizlenmektedir. Namaz kılarken, Kur'an-ı Kerim okurken abdestli olmak zorunludur. Arapça'da güzellik ve temizlik manasına gelen '' vudû'' kelimesiyle ifade edilir. Gusül abdesti ise İslam dininde bir dinî gereklilik olarak tüm vücudun yıkanmasıdır. Abdest ve gusül abdesti alırken konuşulur mu sorusu da birçok kişi tarafından araştırılmaktadır. Abdestini dosdoğru şekilde almak isteyenler ayrıntılı bilgilere bu başlık altından ulaşabilirler. Peki, abdest alırken konuşmak abdesti bozar mı, abdest alırken konuşulur mu?
ABDEST VE GUSÜL ABDESTİ ALIRKEN KONUŞMAK ABDESTİ BOZAR MI?
İbadet öncesi abdestini alacak olan kişilerden birçoğu bu sorunun cevabını mutlaka araştırmıştır. Abdest esnasında konuşmaktan çekinen ve konuştuğunda ise abdestinin bozulduğunu düşünenler ayrıntılı bilgiler için doğru yerdeler.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın resmi internet sitesinde konuyla ilgili şu bilgiler yer alıştır;
Abdest veya guslederken konuşmak abdeste veya gusle zarar vermez. Ancak bir ihtiyaç olmadıkça konuşmak uygun değildir. Abdest veya gusül almaya başlayan kişi, yaptığı ibadete odaklanmalı, dünyevi meşguliyet, duygu ve düşüncelerden mümkün olduğunca uzaklaşmalıdır (Şürünbülâlî, Merâkı'l-felâh, I, s. 44).
ABDEST ALMANIN ÖNEMİ
Kur'ân-ı Kerîm'de abdestle ilgili hükmü açıklayan, "Ey inananlar! Namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere kadar kollarınızı yıkayın, başlarınızı meshedin ve topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın" (el-Mâide 5/6)
ABDEST NE ZAMAN ŞARTTIR?
Namazdan başka, Kur'an'a dokunmak, Kâbe'yi tavaf etmek ve tilâvet secdesi yapmak gibi ibadet ve ameller için de abdest almak şarttır. Sünnî mezhepler bu konuda görüş birliği içindedirler. Kur'an'a dokunmak için abdestin farz olduğu hükmü Kur'an'a ve Sünnet'e dayanır (bk. el-Vâkıa 56/79; Beyhakī, es-Sünenü'l-kübrâ, I, 87-88; bu delillerin değerlendirilmesi için ayrıca bk. KUR'AN). Abdestin Kâbe tavafı için vâcip oluşu ise yalnızca sünnetten kaynaklanmaktadır (bk. Müsned, III, 414; Nesâî, "Menâsik", 136; Tirmizî, "Ḥac", 112).