Öğretmenlik mesleği, dünyanın en zor ama bir o kadar da olmazsa olmazlarından birisi. İçerik olarak çocukların veya gençlerin geleceklerinde büyük bir role sahip olan öğretmenler, bazı bölgelerde rol model dahi olabiliyorlar. Dede Hayrettin Hasgül de, bundan 53 yıl önce 22 yaşındayken öğretmen olarak ilk görev yeri olan Gaziantep'in merkeze bağlı Tokdemir köyüne atandı. Yaşadığı Kırıkkale'den çıkarak Ankara'ya öğretmen okuluna giden ve burada büyükşehir yaşamına ayak uyduran Hasgül, atandıktan sonra yolu dahi bulunmayan Tokdemir'e gitti ve 4 yıl görev yaptı. Hasgül, ilk görev yeri olan Gaziantep'in merkez Tokdemir mahallesini tam 53 yıl sonra yeniden ziyaret etti. Ziyaretiyle birlikte Tokdemir'i gezen Hasgül, bir gün boyunca öğrencileri ve aileleriyle keyifli vakit geçirdi. Hasgül, 53 yıl sonra öğrencilerine kavuşmanın verdiği hisleri SABAH'a anlattı.
1947'de Kırıkkale'de doğduğunu anlatan Dede Hayrettin Hasgül, öğretmenlik mesleğine 22 yaşında Gaziantep'in Tokdemir ilçesinde başladığını, 1994'de mesleği bırakarak Keçiören Belediyesinde bürokrat olarak çalıştığını söyledi. Hasgül, halen Keçiören Belediyesi Kent Konseyi Başkanı olarak görev yapıyor.
Tokdemir'e atandıktan sonra idealist ve farklı düşüncelerle Gaziantep'e gittiğini aktaran Hasgül, "İlk gittiğimde çok garibime gitmişti. Tokdemir'in yolu çamurluydu, araba gitmez ve yürürken çok zorlanırdık. Kar yağdığı zaman çektiğimiz çileyi bir biz biliriz" dedi.
"OKULUN YAKACAK İHTİYACINI ÖĞRENCİLER EVDEN GETİRİRDİ"
Okulda birleştirilmiş sınıf düzeni olduğunu kaydeden Hasgül, "Biz iki öğretmendik, Kayserili Süleyman vardı beraber çalıştığımız. 1973 yılına kadar orada çalıştım, orada çalıştığımız süre içerisinde sobaları temizler, yakar, sınıfları temizlerdik. Öğrenciler okula gelirken kışın ısınmak için evden yakacak getirirlerdi ve yakacaklarımızı öyle temin ederdik. Okulun bakım ve onarımını, çevre düzenlemesini, eğitim öğretime hazırlanmasını biz kendimiz yapmaya çalışırdık" diye konuştu.
"53 YIL GEÇMESİNE RAĞMEN HALEN HEPSİYLE GÖRÜŞÜRÜM"
Köylülerin, kendilerini kapı pencere tamir ederken gördükten sonra evlerindeki işleri yapmak için davet ettiklerini anlatan Hasgül, "Okulda badana boya yapardık, kapı pencere tamir ederdik. Bunu gören köylüler bize gelerek, 'hocam bizimde kapımızı tamir etsen' derlerdi, biz de onlarında evlerine giderek ihtiyaç ne varsa elden geldiği kadarıyla yapardık. Köydeki düğünlere giderdik, hep birlikte hazırlık yapar ve oynardık. Hasta olduklarında elimizden geldiği kadar iğnelerini bile yapar, gerektiğinde hastaneye götürürdük. O dönemde farklı düşünceler vardı insanlarda, 'Biz öğretmen, onlar köylü' gibisine, biz Süleyman ile birlikte o duyguları hiç barındırmadık. Çünkü bizde köyde yetişmiştik. Aradan 53 yıl geçmesine rağmen hala Tokdemir'deki öğrencilerimle görüşürüm. Bunun temelinde karşılıklı iyi iletişim, saygı ve sevgi var" ifadelerini kullandı.
"BÜYÜK ÇABA SARF EDEREK KÖYE SU GETİRDİK"
Uzun çabalarla köye su getirdiklerini söyleyen Hasgül, "Gaziantep'e gitmeden önce bir yıl Ankara Yenimahalle'de görev yaptım. İkisi arasındaki şartlar çok çok farklıydı. İlk gittiğimde zorlanmıştım. Köyde içme ve kullanma suyu yoktu. Köye yakında derenin yanında bulunan dereden su çekerlerdi. Banyolarını, yemeklerini ve bütün ihtiyaçlarını o suyu kullanarak yaparlardı. Biz, Süleyman hocayla birlikte girişimlerde bulunarak köye su getirdik. Köye su akınca bayram havası olmuştu, hatırlıyorum" şeklinde konuştu.
"53 YIL SONRA YAPTIĞIM ZİYARETLE 75 YAŞINDA YENİDEN DOĞDUM"
53 yılın ardından Tokdemir'e gittikten sonra hissettiklerini aktaran Hasgül, şu ifadeleri kullandı:
"Öğrencilerimi ve oradaki aileleri çok merak ediyordum. Tokdemir benim ilk göz ağrımdı. Tokdemir'i çağ atlamış gibi gördüm, köyün içi tamamen kilit taş döşenmiş, yollar yapılmış. Öğrencilerimi görünce göz yaşlarıma hakim olamadım. Her biri 60 yaş üzerinde koca koca insanlar olmuşlar. Öğrencilerimi çok çok farklı gördüm. Her birisi aile reisi olmuş, köyde muhtarlık yapandan tutunda fıstık ticareti ile uğraşana, hepsi ekmeklerini kazanıyor. 53 yıl sonra yaptığım bu ziyaret benim için 75 yaşında yeniden bir doğuş oldu. Hepsini ayrı ayrı seviyorum."