Bölgede yüzeyi "en geniş" olan obruklardan olan Meyil Obruk Gölü'ne ilişkin bilgi veren Konya Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Eren, obrukta az rastlanan bir doğa olayının yaşandığını söyledi.
Daha önce de dünyanın birkaç farklı yerinde pembe göl oluşumunun gözlendiğini dile getiren Eren, "Meyil Obruğu, Karapınar'ın 40 kilometre kuzeybatısındaki Meyil Yaylası'nda yer alıyor. Obruk, 'Üst Miyosen-Alt Pliyosen' yaşlı farklı tabakalar içinde meydana gelmiştir. Elips biçimindeki obruğun deniz seviyesine göre yükseltisi bin 44 metredir. Obruğun doğu-batı yönündeki uzun ekseni 660 metre, kuzey-güney yönündeki kısa ekseni ise 590 metredir." ifadelerini kullandı.
Eren, gölün su derinliğinin 40 metre olduğunu ileterek, "Meyil Obruğu, eşsiz doğal güzelliklerimizden biridir. Yapılacak tanıtım çalışmalarıyla turizm destinasyonu içinde kendisine daha çok yer bulacaktır. Özellikle son günlerde, göl suyunun büründüğü pembe renk, obruğun daha çok tanınmasını, duyulmasını sağlayacaktır." diye konuştu.
Su renginin pembeye dönmesinin sebebinin literatüre göre, özellikle tuzlu suyun içindeki birtakım bakteriler ve buna bağlı beta karoten üretimi olduğunu bildiren Eren, şunları kaydetti:
"Meyil Obruk Gölü'nde muhtemelen bulunan 'dunaliella saline', aşırı tuzlu ortamlarda yaşayabilen bir yeşil mikroalg türüdür. Bu canlılar yüksek tuzluluk şartlarına sahip ortamlara adapte olabilirler. Tür adı olan 'salina' kelimesi de Latince kökenlidir ve 'tuz, tuz madeni, tuzlu' anlamlarına gelir. Tuz oranı arttıkça bu canlı artar ve bu mikroskobik boyuttaki canlıların o bölgede aşırı çoğalmasıyla suyun rengi kırmızıya döner. Kendileri yeşil alg olmasına rağmen aşırı tuzlu ortamlarda yüksek miktarda beta karoten üretirler ve böylece suyun rengi de kırmızıya döner. Meyil Obruğu'nun suyu bu açıkladığım nedenlerle pembe renk olmuştur."
Eren, Meyil Obruk Gölü'nün yapısı itibarıyla tuzlu su içerdiğini, bu nedenle ilerleyen yıllarda da "pembe göl" görüntüsünün görülebileceğini dile getirdi.
Yörede, Konya AFAD Obruk Projesi kapsamında, Konya Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Dr. Öğretim Üyesi Şeyda Parlar ve jeoloji yüksek mühendisi Berkant Coşkuner ile araştırmalarda bulunduklarını belirten Eren, hem bölgenin tanıtılması hem de jeolojik yapısının incelenmesi çabasında olduklarını kaydetti.
