BAŞLARKEN...
Tıbbın babası Hipokrat "Tüm hastalıklar bağırsaktan başlar" der. Acaba dediği doğru mu çıkıyor? Bilim insanları artık "Bir organımız daha var" diyor: Bağırsak mikrobiyatası. Bu organa "İkinci beyin" ya da "Asıl beyin" diyenler bile var. Tıp dünyası gelecek 5 yıl içinde bir çok hastalık için bu alanda tanı ve tedavide çok yol kat edecek gibi görünüyor. Şimdiden sağlığımızı, ruhsal durumumuzu, iştahımızı hatta kilomuza kadar her şeyi etkilediği biliniyor. Bağırsaklarımızdaki trilyonlarca bakteri, daha zeki olmamızdan depresyona, obeziteden bağışıklık sistemine kadar etkili. Bu alanda en yeni tedavilerden biri ise dışkısal flora nakli. Sağlıklı kişinin florasının hastanın bağırsağına yerleştirilmesini içeriyor. Çin'den sonra en çok dışkısal flora nakli yapan ülke Türkiye. MS, kanlı kolit, kronik kabızlık, kronik ishal gibi hastalıklar, mikrobiyata nakli ile tarihe gömülüyor. Sırada otizm, diyabet ve obezite hastaları var. Ve her gün yeni araştırmalar ortaya çıkıyor. SABAH, konunun uzmanları ile mikrobiyatayı sizler için mercek altına aldı...
Beyin ve bağırsak arasında çok güçlü, iki yönlü bir iletişim mevcut. İkisi de birbiri için vazgeçilmez. Bilim insanları bunun içine mikrobiyatayı da katıyor. Ve buna üçüncü beyin adını veriyor. İşte bu üçüncü beyin mikrobiyata ne kadar sağlıklıklı ise o kadar zeki, o kadar mutlu ve depresyondan uzaksınız. Çünkü, insan beyninde bulunan nörotransmitterlerin (sinir taşıyıcılar) büyük çoğunluğu bağırsak bakterileri tarafından üretiliyor. Bunlara ruh halimizin düzenlenmesinde büyük rol oynayan serotonin de dahil.
Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi (BAVÜ) Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Başaranoğlu'na göre, "İkinci beyin bağırsaklar ama üçüncü beyin de mikrobiyata" Prof. Dr. Başaranoğlu, "İkinci Beyin Bağırsaklar" diyerek, mikrobiyatının kitabını bile yazmış. İşte söyledikleri:
'BEYİNDEN BAĞIMSIZ'
Bağırsaktaki kimyasallar iyi çalıştığı için beyin-bağırsak iletişimi çok güçlü oluyor. Bu da IQ seviyesini yükseltiyor. Ve insanı daha da zeki yapıyor.
Bağırsak mikrobiyatası yaklaşık 1.5-2 kilo. Onun ürettiği ürünler, bağırsağın sinir sistemini etkiliyor. Bağırsağın sinir sistemi üzerinden de beyni etkiliyor.
Mutluluk hormonu dediğimiz 'serotonin'in yüzde 95 'i bağırsaklarda yapılıyor.
Bağırsaklar, beyinden bağımsız işlev görüyor. Beyin ve bağırsak arasında iletişim var. İnsan beyninde 12 sinir vardır. Yüzde 90-95 oranında iletişim bağırsaklardan beyne doğru.
Vücudumuzda bağırsaklardaki mikropların oluşturduğu bağırsak mikrobiyatası var. Yani bağırsaklarda 100 trilyon mikrop var. ABD'de Genom Projesi yapıldı. Ve insan vücudunun yüzde 90'ının mikroplardan oluştuğu, yüzde 10'unun insan hücresi olduğu görüldü. Vücudumuzda 1 milyon mikrop geni var. Ama insan geni sayısı sadece 23 bin. İnsanın çoğu mikrop yani.
Sağlıklı beden için sağlıklı mikrobiyataya ihtiyaç var. Bağırsaktaki mikroplar sağlıksız ise yüzde 60 serotanin azalıyor. Bu beyni etkiliyor. Duygusal olarak etkilenip, depresyona giriyoruz. Bunun için liftli gıdalarla beslenmek çok önemli. Günde 35-40 gram lifli gıda o kadar çok mutluluk. Yani mutluluğun sırrı bir parça çikolata da değil. Ayrıca metropol insananın mikrobiyatası sağlıksız.
Sağlıksız mikroplar zihinde değişiklikler yapıp, insanın duygusallığı gidiyor. Kalbi düşünmez oluyor insan. Robotlaşıyor. Sadece uyaranlara yanıt verip, insanlığı duygudan yoksun robotlara çeviriyor" dedi.
YARIN:
MİKROBİYATA NAKLİ İLE HASTALIKLAR NASIL ORTADAN KALKACAK?
PROF. DR. AHMET UYGUN, HANGİ HASTALIKLAR İÇİN NAKİL YAPIYOR?
OTİZM, OBEZİTE VE DİYABETE NASIL ÇARE OLACAK?