Ferhat
sokakların çocuğu, Bedia ise hayvan hakları gönüllüsü... İstanbul sokaklarının yüzyüze olduğu ortak sorunlar, onlara hayatlarının aşkıyla tanışma fırsatı verdi. Ferhat Şahin, baba şiddeti yüzünden çocuk yaşta evden kaçarak geldiği İstanbul'da 15 yılını sokaklarda geçirdi. Sağ kalmak için sokak kanunlarına uydu. Bakkal önünden süt ekmek, balkonlardan elbise aşırdığı zamanlar bile oldu. 60 çocukla aynı mekanlarda yattı. Derken Umut Çocukları Derneği'yle tanıştı. Önce kendi hayatı değişti Ferhat'ın. Dernekte 5 yıl sigortalı çalıştı. Bilgisayar firmalarında teknisyenlik yaptı, bir süredir de Sokak Kedisi isimli derginin imtiyaz sahibi olan Ferhat Şahin, artık gönüllü çalıştığı Umut Çocukları Derneği aracılığıyla diğer sokak çocuklarını kurtarmaya adadı kendini. İşte Ferhat ile Bedia'nın aşkı bu ortamda filizlendi. Halkla ilişkiler okuyan ancak ailesinin mesleği olan tekstilcilikle uğraşan Bedia Özhan, aynı zamanda bir hayvan hakları örgütünün gönüllüsüydü. Merkezlerine getirilen kulağı, bacağı kesik kedilere sokak çetelerinin zarar verdiğini öğrenince, yardım almak için Umut Çocukları Derneği'ne ulaştı. Bedia, eşi ile tanışmalarının hikâyesini şöyle anlatıyor: "Ferhat ile dernekte tanıştık, çok güzel ve mantıklı konuşuyordu, ilk görüşte etkilendim. Yardımcı da oldu. Bu sırada arkadaş olduk." Yedi ay süren arkadaşlığı 2009'un son günlerinde evliliğe taşımaya karar verdi genç çift. Evlilik teklifinin öyküsünü Ferhat anlatıyor; "Bedia ile Taksim'de buluştuk. Heyecanlıydım... Bedia biraz mırın, kırın yaptı. Meğer o da istiyormuş sonradan öğrendim. Zaten birkaç dakika sonra 'Evet' dedi."
DAVUL-ZURNAYLA GELDİLER
Geçmişini hiçbir zaman saklamayan Ferhat, Bedia'nın ailesiyle tanışırken biraz tedirgindi. Ancak genç kızın ailesi onu büyük bir sıcaklıkla kucaklayıp kabullendi. Ve düğün günü gelip çattı. Ferhat, Bedia'ya "En mutlu günümde sokaktaki diğer arkadaşlarının da yanında olmasını istiyorum" deyince Bedia da kabul etti ve düğün davetiyelerinin bir kısmını da sokak sokak gezerek çocuklara dağıttılar. 10 Temmuz 2010' günü Eyüp'teki düğün salonuna gelen akraba ve komşular, bir anda salona ellerinde davul zurnalarla giren çocukları görünce hayli şaşırdı, bir süre kimse yerinden kalkmadı... Gerisini Ferhat Şahin anlatıyor: "O kadar eğlendik ki... Yıllar sonra çocuklar yüzünden üzerime tiner kokusu bile sindi. Ama herkes çok mutluydu. Gerçi bizim eğlencemiz, diğer konukları şaşırttı ama hayatımın en güzel gecesiydi."