Teledolandırıcılara yarım milyon lira kaptıran, Sarıyer İstinye'deki lüks bir sitede bulunan yaklaşık 15 milyonluk evini de kıl payı kurtaran Eski Devlet Bakanı Azimet Köylüoğlu'nun ifadesine SABAH ulaştı. 82 yaşındaki Köylüoğlu, kendisini arayan ve savcı ile polis numarası yapan dolandırıcılara bankalardaki tüm birikimini kaptırdı. İlk teması 24 Ağustos'ta kuran dolandırıcılar Ferhat S. ve Yusuf Y., Köylüoğlu'nu iki telefonundan birini sürekli açık tutmaya zorladı. Böylece ne konuştuğunu, kimlerle görüştüğünü öğrenip kayıt altına aldılar. İstinye'de lüks bir sitede 15 milyon liralık dairesini de dolandırıcılara devretmek üzereyken vekâlette sorun çıkınca evi kurtulan Köylüoğlu, avukatı aracılığıyla verdiği şikâyet dilekçesinde nasıl dolandırıldığını ve yaşadığı kâbus dolu 20 günü anlattı:
Özellikle yakınlarıma kötülük yapılacağı yönünde tehdit ve hakaretlere uğradım. Telefonumu ellerindeki telefonla eşleştirdiler ve fiziken sürekli takip ederek psikolojik baskı altına alıp dolandırdılar. Kendisini Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Galip Öztürk olarak tanıtan bir kişi ve daha sonra devreye giren kişiler bana, "Devlet adına yürütülmekte olan bir operasyon sırasında sizin kimlik bilgileriniz kullanıldı. Bu kişileri yakalamak üzere operasyon gerçekleştireceğiz. Sizden yardım talep ediyoruz" dediler, ben de kabul ettim.
Bana, "Ben emir verinceye kadar internet bankacılığını kullanma" dediler. Kendisini Antalya Asayiş Şube Başkomiseri İhsan Demir olarak tanıtan dolandırıcı ise operasyondan sonra zararımın örtülü ödenekten giderileceğini, can ve mal güvenliğimin devlet garantisinde olduğunu söyledi. Benim vereceğim paraların seri numaraları alınacak, operasyon yapılacak kişilere yem olarak gönderilecekmiş. Suçlular operasyonla suçüstü yakalanınca zararımı tazmin edeceklerini söylediler.
Ferhat S. ve Yusuf Y., internet bankacılığı üzerinden vadeli hesapları kapattırdı. Bana ait hesaplar arasında aktarma yaparak yine vadeli döviz hesabını da liraya çevirterek havale yaptılar. Benim üzerime kripto para alım satım işlemleri için hesap açıp havale yaptılar. Telefonuma uzaktan yaptıkları müdahalelerle internete girmemi önlediler. Şifrelerimi değiştirdiler. Hatta telefonum bozuldu ve yeni telefon almak zorunda kaldım. Beni şifre değişimi için 2 kez bankaya gönderdiler.
20 gün boyunca bana ve yakınlarıma ait bilgileri tarafıma söyleyip, beni tehdit ve hakaretlerle baskı altına aldılar. Foça'da tek başıma yaşıyordum. Kurdukları baskıyla, sağlıklı kararlar vermeme engel oldular. Bir telefonumu sürekli açık bırakmamı söylediler. Böylece beni dinleyip, kayıt altına aldılar. Eğer telefon kapanırsa, saat başlarında arayıp "Alo" dememi istediler. Başkası aradığında ise bana, "Kim aradı, neden aradı" tarzında sorular sordular.
'KAPI VE PENCERELERİ KAPAT'
Evimin pencere ve kapılarını kapatmamı, evde oturmamı söyleyen bu kişilerin aralıksız bir şekilde kontrolü ve baskısı altında kaldım. Oğlumun üzerine olan Sarıyer'de lüks bir sitede bulunan evin satışını yapmam için zorladılar. Bu sebeple İstanbul'a Sarıyer Tapu Dairesi'ne gittim. Vekalette sorun çıkınca gerçekleşmedi ve oğlumun yanına gittim.