Yıl 1994. Mehmet Can Ülkü, şoförlük yaparak geniş ailesine bakıyordu. Altı çocuğu vardı ve çok çalışınca hepsinin geçimini sağlayabiliyordu. Ancak bir gün dikiz aynalarını göremediğini fark etti, hemen eve geldi, doktora gittiğinde Behçet diye bir hastalığa yakalandığını öğrendi. O an pek bir şey ifade etmeyen bu hastalık, 4 ay içinde hayatının tamamen kararmasına neden oldu.Yeşil gözleri artık birer kan çanağı gibiydi, kör olmuştu. Aradan geçen yıllarda eşinden destek alarak yaşama tutundu. Bir gün eşi Nahile Ülkü, gözündeki rahatsızlık nedeniyle doktora gitmeye karar verdi. Avrupa Göz Merkezi'ne muayene olurken eşi de yanındaydı ancak artık ümitlerini kestikleri için ona doktor randevusu almamışlardı. Doktor bir kenarda bastonuyla oturan Mehmet Can Ülkü'yü görünce onu da muayene etmek istedi. Op. Dr. Sait Edipsoy muayene sırasında belli belirsiz küçücük kırmızı bir ışık gördüğünü söyleyince ameliyat teklif etti. Bu umut karşısında şaşırdılar ancak Mehmet Can Ülkü, "Hemen yapın" diye ısrar etti. Ertesi gün kâbuslar rüyaya dönüştü. Can Ülkü, o anı, " İlk olarak eşimi gördüm, bir tek o değişmemiş, inanamadım, görüntü tekrar gidecek diye çok korktum, aynaya baktığımda ise şoke oldum, ben artık ben değildim" diyor.
BURHANIMIN SAÇI DÖKÜLMÜŞ
Ülkü'nün gözündeki bu değişim hayatını olduğu gibi değiştirmiş, karanlık dünyasının aydınlanmasına neden olmuş, bu değişimi şöyle anlatıyor: "34 yaşında bıraktığım benim yerimde babam yaşında bir adam vardı. Altı çocuğum var; en büyük oğlumu son gördüğümde 8 yaşındaydı, bugün 27 yaşında karşıma çıktı. Burhanım 26 yaşında saçları dökülmüş şoke oldum. Erhan, Orhan, Özlem ve bugüne kadar hiç görmediğim Kübra'mı karşımda görünce inanamadım..." Ameliyatı gerçekleştiren Op. Dr. Sait Edipsoy "Tıp her geçen gün gelişiyor. Tetkikler sonrasında hastanın önce bir gözünü daha sonra daha kötü durumda olan ikinci gözünü ameliyat ettik. Şu an yüzde 30 görmeye başladı. Bu oran yüzde 50'ye ulaşabilecek. Göremeyen birisi için bu oran önemli" dedi.