Deprem sırasında küçük oğlu Arda ile birlikte Yeşilyurt Mahallesindeki evlerinde olduğunu belirten baba Bekir Çelik ise: "Dışarı çıktığımda her yerin yıkıldığını gördüm. Elektirikler kesikti. Ortalık zifiri karanlıktı. Arabama atlayıp hastaneye gittim. Yürüyerek 15 dakikalık yolu 1.5 saatte anca gidebildim. Hastane yıkılmamıştı ama içinde büyük hasar vardı. Oğlumu ve eşimi aradım fakat bulamadım. O an öldüklerini sandım. Daha sonra tanımadığım bir numara beni aradı. Telefonda eşimin sesini duyunca hıçkıra hıçkıra ağladım. Sağ oldukları için büyük mutluluk yaşadım. Onlardan haber alamadan geçirdiğim 1.5 saat benim ömrümden ömür götürdü. Allah milletimize bir daha böyle acılar yaşatmasın." dedi.
TEŞHİS KONAMADI
Dijğer iki çocuğunun Kahta'da amcalarının yanında olduğunu belirten Çelik; "Onların da iyi olduklarının öğrenince derin bir oh çektim. En büyük oğlum Emirhan 6 yıldır rahatsız. Ağzından ve idrarından kan geliyor. Bu güne kadar doğru düzgün bir teşhis koyamadılar. Son olarak mesanesinin üst kısmında bir tümör olduğu söylendi. Ben oğlumun kanser olduğunu düşünmeye başlamıştım ki tümör iyi huylu çıktı. Bu güne kadar bir türlü tedavisini bulamadılar. Son olarak büyükelçi Fatma Ceren Yazgan oğlumuza sahip çıktı. Tedavisini üstlendi. Ankara Şehir Hastanesinde tetkikleri yapılacak. Sonuca göre ameliyat olması gerekiyorsa ameliyat olacak." ifadelerini kullandı.
PİJAMALARLA KENDİMİ DIŞARI ATTIM
Deprem sırasında pijama ve atletle evden dışarı fırladığını belirten Bekir Çelik; "Deprem anında ailen yanında olsa enkaz altında mı yoksa kurtuldu mu bilirsin. Ama depreme eşinden, çocuğundan ayrı bir yerde yakalanmak çok daha kötü. Onlardan uzun süre haber alamayınca insanın aklına her türlü şey geliyor. O 1.5 saat benim ömrümden ömür götürdü. Ablamlar enkaz altında kalmışlar. Kendi imkanları ile dışarı çıkıp 7 kişi bize geldiler. Her tarafları yara bere içindeydi. Onları o halde görünce hastanenin yıkıldığını, oğlumun ve eşimin öldüğünü düşündüm. Allah kimseye böyle bir şey yaşatmasın. Yaşadığımıza şükrediyoruz. Rabbimize şükürler olsun." dedi.
ALLAH MİLLETİMİZDEN RAZI OLSUN
Bulundukları çadır kentin sorumlularına çok teşekkür eden Çelik; "Allah onlardan ve milletimizden razı olsun. Her türlü sorunumuzla yakından ilgileniyorlar. Türkiye'nin dört bir yanından bize yardım malzemesi gönderildi. Belki hayatımızda görmediğimiz şeyler bize fazla fazla geldi. İnsanlar karda kışta üzerlerindeki elbiseleri çıkarıp bize göndermişler. Televizyonda o görüntüleri izleyince gözlerimden yaş geldi. Allah onların hepsinden razı olsun. Hakikaten yardım konusunda herkese minnetarız. Hiçbir sıkıntımız olmadı." diye söyledi.
DEVLETİMİZDEN EV İSTİYORUZ
Anne Hayat Çelik de tek temennisinin oğlunun bir an önce sağlığına kavuşması olduğunu söyledi. "Devletimizden bir an önce bizi ev sahibi yapmasını bekliyoruz" diyen Çelik: "Resmen kabus gibiydi. Çok şükür ki ailemizden kimseye birşey olmadı. Devletimiden başımızı sokacak bir ev istiyoruz." diye konuştu.