Nüket Aşkın tarafından kitaplaştırılan mektup ve şiirler, o dönem yaşanan acının büyüklüğünü bir kez daha gözler önüne seriyor. 10 Kasım 1938 tarihinde vatandaşlar tarafından Ankara Radyosu'na gönderilen ancak radyodaki görevliler tarafından beğenilmediği için seslendirilemeyen 38 mektup ve şiir arasında dikkat çekici isimlerin imzaları da yer alıyor.
86 YIL SONRA SESLERİNİ DUYURDULAR
Kısa süre önce Makbule Hanım'ın hayatını anlatan bir kitap çıkardığını, Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivi'ndeki bu araştırma sürecinde sık sık 10 Kasım mektup ve şiirlerinin yer aldığı dosyanın gözüne çarptığını dile getiren Nüket Aşkın, "Merak edip belgeyi inceledim. Atatürk'ün vefatı sonrası Ankara Radyosu'na yazılmış mektuplar ve şiirlerdi bunlar. İnsanlar seslerini Ankara Radyosu'nda duyurmak istemişlerdi. Her mektubun üzerinde radyo evindeki görevliler tarafından 'Olmaz, basit anlatım' gibi el yazılarıyla notlar alınmış ve bu mektuplar, şiirler radyoda okunmamıştı. Yani bu insanlar feryatlarını duyuramamışlardı" ifadelerini kullandı.
BİR BABANIN ACI DOLU ŞİİRİ
endisini en çok etkileyen mektup ve şiirleri de açıklayan Aşkın, "Henüz lise öğrencisi olan Nezihe Araz'ın yazdığı mektup ve Şeyh Sait isyanında şehit olan bir yüzbaşının Uşak ortaokulunda öğrenci olan kızının yazdığı mektuptan çok etkilendim. Ama içlerinde öyle bir şiir var ki hala aklıma gelince burnumun direği sızlıyor. Evladını da 10 Kasım'da kaybeden bir babanın yangınını anlatan bir şiirdi bu" dedi. Söz konusu şiirin Otomatik Telefon Müdürlüğü'nde görevli Kazım Cankaya isimli bir baba tarafından yazıldığı dile getiren Aşkın, şiirin bir bölümünü ise şu sözlerle dile getirdi: "Bu karanlık günlerde Güneş görmeyen gözlerin Ebediyen kapansın Sen de Ata'nla uyu..."