Çanakkale'de meydana korkunç olayda restoratör Tuğba Yavaş'ın, 5'inci kattaki evinin balkonundan beton zemine çakılıp hayatını kaybetmesine ilişkin cinayet şüphesiyle tutuklanan akademisyen eşi Alptekin Yavaş hakim karşısına çıktı. "Arkamdan geldi, şaka olsun diye…"
Çanakkale 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanık Alptekin Yavaş, cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşmada maktul Tuğba Yavaş'ın annesi İsminaz Anıl ile babası Mustafa Babayiğit ile avukatları Özgür Abatay ile sanık avukatları Kaan Tonka, Tuba Selin Layık da hazır bulundu.
Çanakkale Barosu Kadın Hakları Komisyonu avukatlarının katılma talebinin reddedildiği duruşmada, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatının katılma talebi kabul edildi. Tutuklu sanık Alptekin Yavaş savunmasında, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı olduğunu, ikinci evliliğini Tuğba Yavaş ile 2008'de yaptığını ve bir çocuklarının olduğunu söyledi.
"BANA BÜYÜK ÇIKIŞLARI OLDU"
Ortaokul yıllarından beri epilepsi hastası olan eşinin, düzenli olarak ilaç kullandığını ve 2023 yılında ağır bir nöbet geçirdiğini aktaran Yavaş, "Evde yalnız kalmaktan korktuğu için benimle okula geliyordu. Gittiğimiz nörolog onu psikiyatriye yönlendirdi. Kullandığı ilaçları kilo aldığı için bıraktı. Sanrıları tekrar nüksetmeye başladı. Öfke nöbetleri geçiriyordu. Beni kıskanıyordu. Televizyondaki kişiye de kıskançlık duyabiliyordu. İş konusunda bana büyük çıkışları oldu. Daha önce de intihara kalkıştı. 2024'te tartışma sırasında balkona çıktı. Üst kattan oğlum geldi ve onu ikna ettik." dedi. Eşinin, olay gününden bir gün önce evde yapacakları Kur'an-ı Kerim tilaveti hazırlıklarıyla ilgilendiğini belirten Yavaş, sözlerine şöyle devam etti:
"BAĞIRARAK ÇIKTI BANYODAN
"Her şey normaldi. Gece saat 00.00 civarı eşim benim ilgisizliğimden yakındı. İş bulma konusu ve akademik kariyer meselesini gündeme getirdi. Fakat bu sefer üzerime yürüdü, itiş, kakış oldu. Benim ona karşı fiziki müdahalem olmadı. Sadece 'Yeter Tuğba.' dedim. Banyoya gidersem arkamdan gelir, teskin ederim diye düşündüm. Arkamdan geldi, şaka olsun diye yüzüne su serptim. Bağırarak çıktı banyodan. Ben de kurulanıp arkasından çıktım. Onu evde göremedim. Yatak odasının terasında gördüm. Oradan bana bağırıyordu. 'Ben kendimi atacağım.' dedi.
Bunu birkaç kez tekrarladı. 'Bunu bana ve oğlumuza yapamazsın.' dedim. Maksadım bu olası tutumundan onu vazgeçirmekti. Sonra trabzana çıktı. Ben de ona doğru yaklaştım ve 'Tuğba yapma.' dedim. 'Gelme.' diye bağırdı. Trabzanın uçurum tarafına geçti. Ayaklarını duvara dayayarak kaldı. Ayakları kaldı, elleriyle trabzana tutundu. Bileklerinden yakaladım. Sağ ayağını trabzana atmaya çalışmasını söyledim. Denedi ama 'Atamıyorum.' dedi. Eşim benden kilolu, gücüm yetmedi, düşerek vefat etti."
