a Para ekranlarında Sinan Özedincik ve Merve Yurtyapan'ın sunumuyla yayınlanan 'Biz Bize' bu hafta Kutsal Damacana 5: Zombi filminin oyuncuları Şafak Sezer, Aslı Bekiroğlu ve Yıldırım Memişoğlu'nu ağırladı. Ünlü oyuncuların açıklamaları gündeme damga vurdu. İşte o açıklamaların detayları!
A Para'nın sevilen programlarından Sinan Özedincik ve Merve Yurtyapan'ın sunumuyla yayınlanan 'Biz Bize', bu hafta izleyicileri yine ekran başına kilitledi.
Programın bu haftaki konukları; Kutsal Damacana 5: Zombi filminin oyuncuları Şafak Sezer, Aslı Bekiroğlu ve Yıldırım Memişoğlu oldu. İşte ünlü sanatçıların dikkat çeken o açıklamaları;
ŞAFAK SEZER
18 yıldır devam eden bir seri bu. Çok küçük bir bütçeyle başladık. Sonra iş başka yere gitti. Büşra Pekin ile Ersin Korkut vardı. Büşra şeytanı oynamıştı. Yıldırım abi seçilmişti. İlk teklifi götürdüğümüzde bize rüzgar yaptı Yıldırım abi. Bizim kafamızdaki papaz karakteri için uygundu ama biraz nazlandı. İkna ettik, ilk filmden bu yana beraberiz.
Bu seri film işleri cazip gelmiyor. Köreltiyor aslında. Her seferinde yeni bir iş çıkarmak gerek diye düşünüyorum. Ketenpere diye bir işimiz var. Onun önünü açık bıraktık. Devam etsin diye bıraktığımız filmler devam etmiyor, bitecek diye yaptığımız filmlerin devamı geliyor. Kolpaçino ve Kutsal Damacana'yı bir kerelik çekmiştik hikâye bitmişti. Ama çok sevildi. Talep olunca yapıyoruz.
Seyirci gelsin sinemalar canlansın istiyoruz. Seyirci de bildiği tanıdığı karakteri izlemek istiyor. Film, sinemada izlenir diyenlerdenim. Kalabalıkta daha keyifli olur komedi filmi. Seyirci seçici, onları evden çıkarmak çok zor.
ESKİ İŞLERİM HÂLÂ DÖNÜYOR
Ahmet Kural'ı, Giray Altınok'u, Ali Atay'ı, Hasancan Kaya'yı severek izliyorum. Bizim meslekte küslük yok alınganlık var. Bu arkadaşlarla aynı filmde rol alabiliriz.
Hep aynı ekiple devam edeyim diye bir takıntım yok. Herkesle çalışabiliriz. Diziye nisanda başlayacağız. Kalabalık aile işi.
Türk Malı, Âlemin Kralı hâlâ dönüyor. Orada benim çocuklarımı oynayanlardan birinin kendi çocuğu oldu. Ben hâlâ aynıyım. O tarz komedi dizilerine talep yok. Eskiden her şey Türkiye pazarında dönüyordu. Şimdi dizilerimiz yurtdışına satıldığı için bizim komedimizi anlamıyorlar gerekçesiyle komedi yapılmıyor. Hâlbuki komedimiz anlaşılabilir. Zaten konular genelde hep aynı. Komedi 45 dakikada yapılır, iki saat yapılmaz. En büyük özelliğimiz gülmek.
Tekelleşme konusu hep vardı, yeni değil. Hepimiz o havuzun içindeyiz. Aynı insanlarla olmasın farklı yüzler görelim diyor mesela bizim yapımcımız. Öyle olması lazım. Masalarda ismimiz zikredilip yok oluyor. Haksızlığa bizim isyanımız. Amerika'da avukatlar yapıyor bu işleri. Önce avukatlar giriyor devreye, parasını yolluyorlar çalışmak istediği oyuncunun. Ondan sonra görüşüyorlar yapımcıyla. Her gösterimden telif yatıyor ondan sonra. Bizimkiler Yadigar Ejder parkta öldü. Telif çok önemli bu yüzden. Büyük başlar gerçekten çok uğraşıyorlar. Bu sektör devletleşsin istiyoruz. Fransa'da sektörün bütün anlaşmalarını devlet yapıyor. Aracı kurum yok. Menajeri de avukatı da yapım tarafını da devlet kontrol ediyor. Bizde de böyle olması lazım. Bugün neden komedi olmuyor denmesinin sebebi de bu. Bir çizgi çiziliyor onun dışına çıkamıyorsun. Bir dönem mahalle diziler konak dizileri vardı hatırlarsanız. Şimdi yakalayamıyoruz o çeşitliliği. Şimdi kötüye gülünüyor. Seyirci kötüyü seviyor ve ona gülüyor son dönemde.
Sektörde kısır bir döngü var. Ben hiç menajerle çalışmadım. Başladığımdan beri hep teklif alan biriydim. Yarışma programıyla başladım zaten. Ondan sonra Okan abinin programı ve reklamlarla tanıdık olduk. Sonrası geldi.
Şimdi çok büyüdü çok sektör. Bana şimdi teklif geliyor tanımıyorum çekiniyorum. Bizim gibi insanların evde oturması çok üzücü. Bana zamanında çok teklif geldi, paylaşım yapalım sen eğlencelisin diye. Hiç girmedim o işlere. Sinema çok kutsal bizim için. Benim tek mecram sinema.
4 sene kadar oturdum. Bize uygun bir şey olmadı. Umutsuzluğa kapıldığım anlar oldu tabii ki. Kaybolmak ne demek düşünsene. Galalar bizim düğünümüz.
BÜLENT ERSOY'UN ZOMBİLERİ DÖVDÜĞÜ SAHNE ÇOK İYİYDİ
Zombi olmanın ağır işçiliği var. Makyaj çok önemli bu işte. 50 kişilik sahne olduğu zaman o kadar kişi boyanıyor düşün. 6 saat sürüyor o kalabalık sahnelerin hazırlığı. Bu açıdan gerçekten pahalı işlerdi. 2 bin 500 figüran var. Dolayısıyla 4 filmin bütçesini kapsayacak bir maliyetimiz oldu.
Bülent Ersoy'u oynatma fikri yapımcımız Polat Yağcı'dan çıktı. Zombileri dövdüğü sahne çok başarılıydı. Öyle ki Zombiler Bülent Hanım'dan korktu.
Ozan Akbaba var, Kibariye var. Hepsi destek verdi eğlence kattılar. Afişimiz zengin duruyor bu isimlerle. Ben işin mutfağında senaryo kısmındayım. İki saatlik bir film hazırlamak bir senemizi alıyor.
KÜÇÜK KIZIM PLASTİK CERRAHLIĞA MERAKLI
Benim ergen çocuklarım var her gün büyüyorlar. Kahroluyorum. Keşke hep 5-6 yaşında kalsalar. Zombi makyajlarında makyözümüze yardımcı oldu büyük kızım. Plastik cerrahlığa meraklı küçük olan.
Gözümün arkasında ben çıktı. Kör olma riskim var. Güneşe bakmayacaksın dediler. Gözlükten nefret ederim, şimdi mecbur kaldık.
Sosyal medyamı başka arkadaşlarım yönetiyor 2016'dan beri. Onun yükünü attım üstümden. Bana bir şey dediklerinde yazdıklarında rahatsız oluyorum. Sinirim bozuluyor bana kötü bir şey yazdıklarında.
Yüzme bilmiyorum. Kulaç atarken ayaklarımı çırpmayı beceremiyorum. O yüzden yazın ellerim hep nasır topluyor havuz kenarlarında.
YILDIRIM MEMİŞOĞLU
"OYNADIĞIM EN İYİ SİNEMA FİLMİ"
1993 yılında Ali Desidero ile çıktıktan sonra Hayatımın Kadınısın adlı filmde rol aldım ilk olarak. Uğur Yücel ve Türkan Şoray'la. Ondan sonra 2007'de ilk Kutsal Damacana için teklif geldiğinde biraz nazlandım açıkçası. Papaz olacaktım yani, sokaktan gelecek tepkilerden çekindim aslında ama sonra çok memnun oldum. İyi ki de beraber olmuşuz.