"BU İŞİN ŞAKASI YOK"
Rıza Kalkavan'ın ölüm haberini gazeteci Asena Özkan, sosyal medya hesabından yaptığı bu paylaşımla duyurdu
"Sahte alkol, bu kez çok yakınımdan can dostum Rıza Kalkavan'ı aramızdan aldı. Lütfen tanıdıklarınızı uyarın, bu işin şakası yok. Bandrolsüz alkol tüketmesinler. Güzel insan Rıza Kalkavan, anneciğinin ve bir tane ablan Billur'un yanında huzur içine uyu. Seni unutmamız olası değil."
Öte yandan Rıza Kalkavan'ın oyuncu kardeşi Billur Kalkavan'ın son hali oyuncu dostu Hamdi Alkan tarafından sosyal medyada paylaşılmıştı.
Koronavirüs tedavisi sonrası akciğer kanseri teşhisi konulan 59 yaşındaki Billur Kalkavan'ın hasta yatağındaki hali ise sevenlerini hüzne boğmuştu.
BU HASTALIK NEDEN BAŞIMA GELDİ DİYE İSYAN ETTİNİZ Mİ?
Hayır, isyan etmedim. Bu tip rahatsızlıkları insanların kendilerinin yarattığı kanaatindeyim. Bu benim zihnimle, duygusal durumumla ilgili. Bu süreçte kendimi irdeledim. İçimden bir sürü öfkeler, nefretler, yargılar, neler neler çıktı. Çok şey biriktirmişim içimde. Bana bir şey olmaz, ben neşeli bir insanım diyordum ama öyle değilmiş. Çevremde, ülkemde, dünyada yaşanan olumsuzlukları biriktirmişim, içselleştirmişim. Farkındalıkla bunları içimden çıkarmaya çalışıyorum. Tedavi sürecinde ah, vah diyenler de oldu, beni gömenler de. Dramdan hoşlanmıyorum. Beni olumsuz etkileyen her şeyi hayatımdan uzaklaştırıyorum. Bu hastalık beni öldürmeye değil, geliştirmeye geldi. İsyan etmemek gerektiğini düşünüyorum.
Hastalığımı öğrendikten sonra hemen sorguya geçtim ve bu hastalığı nasıl atlatabilirim dedim. Ama şunu da söylemek istiyorum, kansere yakalanmadan önce küstahtım. Mesela beni sağlık sigortası için arayan oluyordu. Ben de 'Beni bir daha rahatsız etmeyin, sigorta yaptıracak hiçbir şey olmaz bana bu hayatta' diyordum. 'Ben çok sağlıklıyım, ben hasta olmam' diyordum. Böyle büyük laflar etmemek gerekiyormuş. Bu şımarıklığı, küstahlığı bıraktım. İyi ki Buğra 60 yaşımı doldurmadan bana sigorta yaptırdı. Ailemden, yetiştiğim ortamdan, güzellikten dolayı biraz şımarıktım kendime göre. Şimdi bunların hepsini bıraktım. Hayatta herkese her şey olabilir. Bu süreçte bunu gördüm.
'NEŞEMİ KAYBETMİŞTİM'
Tevekkül ediyor musunuz?
Ben çok inançlı biriyim. İnsanlar benim için marjinal diyerek yargıda bulunurlar ama para ile imanın kimde olduğunu Allah bilir. İnancım aynı şekilde devam ediyor. Tevekkül ediyorum. Tevekkül edeceğim ki tekamül edebileyim. Bu hastalığı kendimi geliştirmek için yaşadığımı düşünüyorum. Hayat neşemi kaybetmiştim son zamanlarda, üç senedir tatil yapmıyordum. Annemin rahatsızlığından dolayı da tatil programı yapamıyordum. Arkadaşlarımla arama mesafe koymuştum. Güne başlayıp, günü bitiriyordum.
"SURATIMIN ORTASINA BİR TOKAT YEDİM"
Hiçbir şey yapmaya hevesim yoktu. Suratımın ortasına bir tokat yedim. Hayatın ne kadar güzel olduğunu ve daha yapacak çok şeyim olduğunu anladım. Hayatı çok seviyorum, bu hayatta gitmeden önce halletmem gereken her şeyi de halletmek istiyorum.
NEDEN HASTALIĞINIZI BİR SÜRE SAKLADINIZ?
Saklamadım. Ben şöyleyim diye açıklama yapmam ajitasyon olurdu. Önce ben sindirdim. 1.5 ay tedavi gördüm. Hamdi beni ziyarete geldiğinde 'Fotoğraf çekip paylaşabilir miyim?' diye sordu, 'Paylaşabilirsin' dedim. Çünkü Hamdi melek gibi bir insandır, onun paylaşması iyi oldu.
SAÇLARINIZIN DÖKÜLMESİ SİZİ NASIL ETKİLEDİ?
Doktora 'Ben kel olmak istemiyorum' diyerek ağlamıştım. Doktorum da 'Sizin saçlarınız dökülmesin diye elimden geleni yapacağım' dedi. Ama karar verilen ilk ilaçtan daha güçlü bir ilaç kullandığım için saçlarım döküldü. İyileşmeye konsantre olunca saçı falan önemsemiyorsun. Kemoterapiyi ilk aldığım zaman saçlarım dökülmedi ama 20 gün geçtikten sonra saçlarım elimde kalmaya başladı. Hemşire bana bunu söylemişti. Ben de dökülmeye başlayınca kuaförüme traş ettirmiştim. Şimdi saçlarımla ilgili hiçbir sıkıntım yok. Kendime her zaman önem veren biriyim ama önemli olan bu tedavi sürecini iyi bir şekilde geçirmek.
Şimdi tek derdim kilo. Çok zayıfladım. Normal kilom 52 ama hastaneye yattığımda 44 kiloya inmiştim. Canım yemek yemek istemiyordu. Şimdi biraz daha iştahım açıldı. Kilo almaya çalışıyorum. Sağlıklı yaşamaya hep özen gösteren biriyim. Küçüklüğümden beri böyleydim. Zaten doktorum da bana 'Kendine bu kadar iyi bakmasaydın, bu süreci çok zor atlatırdın' dedi. Sağlıklı yaşamanın ekmeğini yiyorum.
HERKES ÖNCE KENDİ HAYATINA BAKSIN
'Marjinal' diye nitelendirilmeniz size ne hissettiriyor?
Marjinal insan, bazı şeyleri insanlar fark etmeden ya da yapmadan yapan insan demektir. Ben bu açıdan marjinal bir insanım, bundan dolayı da gurur duyuyorum. Ama bizde marjinalliği olumsuz bir anlamda kullanıyorlar.
Marjinalim ama dejenere değilim. Marjinal kelimesinin anlamını bilmeden, dejenere anlamında kullananlar var. Bana marjinal diye yaftada bulunanlar önce kendi hayatlarına dönüp bakmalı. Kimseyi yargılamamalıyız. Bir türlü bunu öğrenemiyoruz ne yazık ki.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Herkes mutlu olsun. Mutluluk içten dışa doğrudur. Dışarıdan içeri doğru olmaz. Yani marka kıyafetler giyerek, takma kirpik takarak mutlu olunmuyor. 100 liralık bir şey de giysen marka da giysen ikisi de üstünü örtmektir. Markayla mutlu olunmaz. Tüketim zaten aldı başını gidiyor. Kapitalizmin bir sonucu bu. Eskiden böyle değildik. Yerli malı haftamız vardı, çok severdim. Ben hâlâ yerli marka kullanmaya çok dikkat ediyorum. Kendi mutluluğunu kendin üretmelisin. Açan bir çiçeğe, yeşeren bir ağaca bakarak mutlu olacaksın. Doğadan kopmamak gerekiyor.