Uzayı keşfe çıkmadan önce evrende tek gibi yaşıyorduk. Ne zaman derine inmeye başladık, uzay da bizi kaşımaya başladı.
Siper arkasında kalmak, elde dolu silahla ortada olmaktan daha mantıklı
Bu arada, kaynak kullanımı konusunda cimri olmamız gerekirken, siper sistemi sayesinde boşa mermi harcamanın da önüne geçmiş oluyoruz diyebiliriz. Bir de gelişim sistemleri var tabii. Giydiğimiz özel elbiseyi geliştirebildiğimiz gibi, her bölümde bulabileceğimiz parçaları birleştirerek özel silahlar da ortaya çıkarabiliyoruz. Crafting konusunda kendinize güveniyorsanız, Dead Space 3'ün size bir teklifi var. Bu teklifi iyi değerlendirmelisiniz.
Oyunumuzun büyük kısmı, karanlık koridorlarda, oyuncuları germeye yönelik görevlerden oluşuyor. Tabii dış mekan görevleri de var. İlk örneğini hemen oyunun başında gördüğümüz karlı havada dışarda turlamak, görsel olarak göze hoş gelebilir, ancak o kadar da sevimli olmadığı gerçek. Ha bazı oyuncular için bu iyi bir şey de değil. Zira Dead Space'in amacı, germek ve korkutmak olmalı. En azından öyle görünüyordu. Dış mekanlardaki mücadeleler, oyunculara kaçmak için daha fazla imkan vereceğinden ve ışık seviyesi de iç mekanlara göre daha değişik olabileceğinden ötürü, eh koridor yoksa sesler de yankılanmayacağına göre, pek de korkutucu olmayacaktır. Bunun yerine aksiyon ivmesine artı katkı sağlayacaktır, öyle de zaten. Tıpkı iki numaralı oyunda aksiyona kayıldığı gibi. Ama bu, EA'de bir politika halini mi aldı bilinmez, Dragon Age 2'den Mass Effect 3'e kadar her oyun aksiyon unsurunu artırıyor, ana elementleri azaltılıyor. Hayırlısı artık...
Dead Space 3'te, senaryo modunun haricinde birde Co-Op oyun modu bulunuyor. Isaac'in yanına bir de John Carver isimli bir asker geliyor. İletişimi kesmeden ilerleyerek bir bir düşmanların üstesinden gelmeye çalışıyoruz. Visceral Games'in Co-Op oyun modu için "Zaten bu aklımızda hep vardı." açıklamasını göz önüne alırsak, bir sonraki oyunda takım odaklı bir hayatta kalma macerası bile karşılayabilir bizi. Resident Evil'ın Mercenaries modu gibi veya son çıkan Resident Evil oyunlarından biri olan Operation Raccoon City gibi. Tabii korku unsurunun iyice kaybolma durumu da bulunuyor.
Grafikler ve sesler
Dead Space 3'ün grafiklerinin ortalamanın üzerinde olduğu söylenebilir. Bazı sahneler film gibi olmuş diyebilirim. Harita tasarımları, ışık ve gölge efektlerinin kullanımı genel olarak iyi. Ancak bazı karakter animasyonlarını, bazı grafiksel problemleri de problem olarak belirtmem gerekiyor. İşitsel konuda genel olarak başarılı bir tablo var. Silah seslerinden ortam seslerine kadar iyi işler çıkarılmış. Diyaloglar zaman zaman fazla uzatılmış gibi geldi gerçi, ama gerçek hayatta da gereğinden fazla konuşan insanlar yok mu zaten? Her karakterin mükemmel özelliklerde tasarlanması pek de iyi olmazdı doğrusu.
Sonuca gelecek olursam, ilk Dead Space pek hoşuma gitmemişti. Yine de ilk oyun, seride gerilim-korku elementlerini en fazla barındıran oyundu. İkinci oyunla başlayan aksiyon fırtınası, bu oyunla biraz daha ileriye taşınmış ve ek olarak da Co-Op modu gelmiş. Aslında Dead Space 3, Co-Op oynanış barındıran aksiyon oyunlarını sevenlere daha fazla hitap ediyor. Az evvel de belirttiğim gibi, sıradaki Dead Space, Resident Evil: Operation Raccoon City tarzında olursa şaşırmam.
İyi oyunlar.