İnce çelik bir halat üzerinde yürürken, Boğaz'ın manzarası nasıl görünüyordu?
Tabii ki mükemmel bir manzara
vardı. İstanbul Boğazı, binlerce
yıllık kültürel öneme ve inanılmaz
bir doğal güzelliğe sahip. Değişken
hava koşulları ve güçlü deniz akıntıları
da eklenince ip üzerinde
yürümek için eşsiz bir yer
oldu.
Kıtalararası ip üzerinde geçiş yapan ilk insan oldum. Beni en çok zorlayan
şey araçların sesiydi.
Bu kadar ses beklemiyordum.
Hava konusunda şanslıydık.
Aynı zamanda cebimdeki
bir cihazdan müzik dinledim. Kendi
hazırladığım müzik listesiyle yaptığım
işe daha iyi odaklandım.
GÖSTERİNİN ŞEHİR İÇİNDE OLMASI ÖNEMLİYDİ
İstanbul'da kıtaları bağlayan 3 köprü var. Neden 15 Temmuz Şehitler Köprüsü? Özgürlük için bu köprüde vatandaşlarımız şehit oldu. Kahramanlık ve özgürlük köprüsü olarak tarihe geçti…
Tabii ki, köprüyü seçmeden önce ismini araştırdım. Adıyla ve yaşananlarla çok önemli bir köprü. Ben de bu köprüyü ip üzerinde geçerek kendi adıma tarih yazdım. Bu nedenle çok mutluyum. Aynı zamanda kararımda şehrin içinde yer alması etkili oldu. Hem etrafı açık hem de insanlarla dolu.
Bu gösteriyi bir bakıma insanlar için yapıyorum ve onların görebilmesini istiyorum.
DÜŞMEKTEN KORKMALISIN!
Bu spora nasıl başladın?
Başlangıçta kariyerimi parkur yaparak sürdürdüm.
Sonrasında da Slacklining'i keşfettim.
Yapmaya başladıktan sonra bu
spora aşık oldum.
Halat üzerinde yürüme fikri sende nasıl ortaya çıktı?
Başlarda üzerinde yürüdüğüm ip kalın ve düzdü.
Zaman içeresinde ip hem inceldi hem de yükselmeye
başladı. Aslında ben yükseklik korkusu olan
bir insandım. Çalışarak yükseklik korkumu da yendim.
Kendimi sürekli yeni sınamalarla karşı karşıya
bırakmak hoşuma gitti. Bu yükseklik korkusunun bir
anlamda olması gerekiyor. Çünkü bu korku olmadan
nasıl düşeceğimi, düşmemek için tekniğimi nasıl geliştireceğimi
bilemem. Düşmekten korkmalısın ki, güvenliğini
sağlayabilmelisin.
SADECE ATACAĞIM İLK ADIMI DÜŞÜNÜYORUM
Geçtiğiniz yerler çok uzun. Hiç bitmeyecek hissine kapılıyor musunuz?
Uzun mesafeler söz konusu olduğunda arka planda büyük bir hazırlık yapılıyor. İlk adımı atmadan önce ipe baktığımda mesafenin tamamını düşünmemek gerekiyor. Bir bakıma ilk adımı attıktan sonra ikinci adımı atmayı düşünüyorum. Yolun kalanı ile pek ilgilenmiyorum. Geçişlerde zaman çok hızlı akıyor. 1 saatin nasıl geçtiğini anlayamıyorum bile. Adım atmaya başladığımda bir bakıyorum, yolun yarısını bitirmişim. Genel anlamda sakin kalmaya çalışıyorum.
AİLEM HİÇBİR SIKINTI ÇIKARMADI
Nasıl bir aileden geliyorsun?
Yaptığın bu spora ebeveynlerin nasıl tepki verdi? Çocukluğum küçük bir kasabada geçti. Etrafta yapacak çok şey vardı. Ailem yapmak istediklerime izin verdi. İşler ciddileşmeye başladığında bir yere gitmek gerektiğinde otobüs paramı verdiler ya da kendileri götürdü. Hiçbir sıkıntı çıkarmazlardı. Aynı zamanda beni bir şeye iteklemeye de çalışmadılar. Bunları yaparken sonuç beklemediler. Sevdiğim şeyi yapmamdan memnundular.
GÜÇLÜ BİR MESAJ VERDİM
İstanbul ile ilgili teklif geldiğinde ne düşündün?
Bu şehre daha önce 6 kez gelmiştim.
Antalya ve Çanakkale gibi
şehirlere de gittim. Buralarda
büyük anılarım var. Teklif geldiğinde
ilk olarak yaptığım iş
geçişin teknik açıdan mümkün
olup olmadığına bakmaktı.
Görüntüleri ve mesafeleri inceledikten
sonra geçilebileceğini
gördüm. Daha sonra düşündüğüm
ilk şey şuydu: Bu sadece
mesafe ile ilgili bir konu değildi.
Aslında güçlü bir mesaj vardı
yapacağım işin içerisinde; iki
kıtanın birleşmesi….
Son denemede dünya rekoruna az mesafe kala düştün. Bu seni nasıl etkiledi?
Bu gibi durumlar, şu an yaşadığım
şeylerin gerçek olduğunu ve
benim bir insan olduğumu hatırlatıyor.
Teknik açıdan ya da başka
konularda sorunlar yaşanabilir.
Bunlar benim moralimi hiçbir
şekilde bozmuyor. Gösteriye başlamadan
kötü gidebilecek şeyleri
hesaplıyorum. Tabii ki kendi içimde
bunları kabul ediyorum.