Sümeyye Boyacı;
doğuştan olmayan kollarına inat, azmiyle havuzdan çıkardığı madalyalarla umudun adı oldu. Paralimpik sporcu,
5 yaşında tanıştığı yüzme sporuyla Türkiye'ye
Avrupa ve dünya şampiyonlukları kazandırdı. Başarı için hayatta bahaneye yer olmadığını ortaya koyarken,
20 yıllık hayatına sığdırdıkları herkese örnek olsun diye belgesel oldu… Allianz Türkiye'nin katkılarıyla çekilen 4 bölümlük 'Kulvar' adını taşıyan film, Youtube'ta izleyicilerin beğenisine sunulurken, Sümeyye'nin ortaya koyduğu başarı öyküsünün büyüklüğü de bir kez daha gözler önüne serildi. Başarılı sporcuya,
"Size göre belgeselin en güzel yeri neresi" diyerek başlıyoruz sorularımıza ve
"En kıymetli kısmı benim için emek harcayan ve bana bu yolda eşlik eden insanların beni anlattığı kısım. Onore oldum" yanıtını alıyoruz.
'Peki devamı çekilir mi?' dediğimizde ise yarışmacı ve iddialı kimliğini bir kez daha ortaya koyuyor:
"Belgesel henüz hayatımın fragmanı. Yakında çok daha büyük başarılar elde edip daha büyük bir hikâye yazmak istiyorum."
GERÇEK BAŞARI PES ETMEMEK
Tokyo Olimpiyatları'nda 4. olarak madalyayı kaçıran Sümeyye, Paris 2024'te mücadele etme hakkını kazandı. Hedefi de büyük hikâyesini yazmak için, koleksiyondaki eksik parça olan olimpiyat madalyasını boynuna takmak. Ama onun başarı kriteri artık çok farklı: "Türk sporcularının en büyük hatalarından biri, madalya alamadığınızda, başarısız addedilmeniz. Türk sporcular duygusal yaklaşıyoruz duruma. Ben bunu Tokyo'dayken (olimpiyatlar) kırdım. 4. oldum, tuvalete geçtim, ağlamaya çalışıyorum olmuyor, zorladım olmuyor. Fark ettim ki her şey yeni başlıyor. Asıl başarı kaybetmekle kazanmak arasında yaşananlar. Pes etmeden antrenmana dönmek ve aynı sevgiyle işini yapmak, başarı bu."
BİR KOLTUKTA ÇOK KARPUZ
Havuzun azimli kızı, bir koltuğa çok karpuz sığdıranlardan. Başarılı bir yüzücü olmasının yanında sporla eğitimi başarıyla bir arada götürüyor. Koç Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler okuyor. Küçüklüğünden bu yana yağlı boya, resim ve ebru sanatına ilgisi var. 'Bir gün sergi olur mu?' sorusuna yanıtı; "Eğer bir yarış varsa olabilir. En iyi ebru yapma ya da yağlı boya yarışı gibi (gülüyor). Sanatı çok seviyorum ama sporu ve yarışmayı her şeyin önüne koymuş durumdayım. Öncelikli hedefler 2024 ve 2028 sonrasında da uluslararası paralimpik komitesinde görev almayı hayal ediyorum" oluyor.
KAHRAMANIM ANNEM!
Çok güçlü ve başarılı olmasına rağmen zaman zaman umutsuzluğa kapıldığı itirafında bulunan Boyacı, "Yeri geldiğinde 'Yapamıyorum' dediğim zamanlar oluyor. Ama o zamanlarda, benimle beraber çalışan kişilerin umudu devreye giriyor. Onlar kıvılcımı yakıp ateşi tekrar harlıyor. Ben bu anlamda beni destekleyen herkese teşekkür ederim. Başta ailem, özellikle de annem. Annem tam olarak gizli kahraman. Hayatımın her alanında yanımda. Aramızda çok özel bir bağ var. Kameraların karşısına çıkmak istemiyor, buna saygı duyuyorum ama bu hikâyenin asıl kahramanı ailem ve annem" şeklinde konuştu.
ÖLÜME GİDER GİBİ ATLIYORUM
Suyun içinde tek başınayken ne hissettiğini merak ettiğimiz başarılı sporcu, gülerek "Ölüme gider gibi giriyorum havuza, sanki ateşe atlayacak gibi" diyor ve ekliyor: "Orada yoğun bir konsantrasyon olduğu için sadece anda kalıyorum. Duyguya yer yok. Orada sadece yapacağım hareketleri düşünüyorum."
VOLEYBOLCULARIN TAKIM RUHUNU ÇOK SEVİYORUM
Dünyanın bir numarası olan Filenin Sultanları'nın başarısı için yorumunu sorduğumuz Sümeyye, "Onların takım ruhunu çok seviyorum. Bizimki hemen bitiyor" derken, 'Takımda en beğendiğin isim sorusuna, "Eda abla (Erdem). Onun hırsı müthiş" yanıtını verdi.